Ana içeriğe atla

Kapitalizmin bile bir ahlakı var

İktisat profesörü İzzettin Önder, Türkiye’nin borç konsolidasyonuna gidilebileceğine dikkat çekerek, tek adam sistemiyle alınacak bu kararın cefasını bütün bir halk ödeyecekse bunun “Kapitalizmin ahlakına bile aykırı” olduğunu söyledi. Önder, “Emperyalizme karşı çıkmak böyle olmaz” dedi.


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP’li yetkililer, kurlardaki yükselişle ilgili “Bize ekonomik savaş ilan ettiler” vurgusu yaparken, iş dünyası da dayanışma çağrısı yaptı. Birlik beraberlik mesajları ve ‘dış güçler’ teziyle sorunlar geçiştirilmeye çalışılsa da iktisatçılara göre ABD-Türkiye gerginliğinin öne çıkardığı ekonomideki krizin altında daha ciddi nedenler var. Üretimde dışa bağımlılık krizin ana eksenini oluştururken sorunların temelinde, problemlerin biriktirildiği ve görmezden gelindiği ekonomi politikaları yatıyor.

İktisat Profesörü İzzettin Önder, kurlardaki sert yükselişlerin Türkiye ekonomisine olası yansımalarını Cumhuriyet’e değerlendirdi. Önder, krizin ayak seslerinin daha önce ne iş dünyası ne de siyasetçiler tarafından dikkate alınmadığına işaret ederek “Para bolluğunda kimse dayanışma mesajı vermiyordu. Neden şimdi veriyorlar” diye sordu. Bundan sonra borç konsolidasyonuna gidilebileceğine dikkat çeken İzzettin Önder , tek adam sistemiyle alınacak bu kararın cefasını bütün bir halk ödeyecekse bunun ‘Kapitalizmin ahlakına bile aykırı’ olduğunu vurguladı.

Türkiye-ABD arasındaki yaptırım gerginliğiyle ilgili Önder, her iki ülkede de siyasetçilerin kendi tabanlarına vermek istediği mesajların olabileceğini ancak ekonominin her zaman kuralına göre gerçekleştiğini söyledi.

Yükü halk çeker
Türkiye ekonomisindeki sorunların bu kadar basit olmadığına değinen Önder, “Aslında bu Türkiye’yi üretimden uzaklaştıran projenin devamı. Özal zamanında finans kontrolünün ortadan kalktığı dönemde başlayan bir süreç. Bundan büyük rant sağlayanlar oldu, bazı kesimlere kaynak aktarıldı. Bu, bütün ekonomiyi güçlendirmedi. Farkına varmadık. Bugün borç sorunu doların yükselmesi nedeniyle çok öne çıktı. Cari açık çok yüksek seviyede. Son dönemde seçimler nedeniyle de büyük harcamalar yapıldı” dedi.

Eğer bu borçlar bir şekilde dışarıyla anlaşarak konsolidasyona gidilecekse (kısa vadeli borçların yapılandırılması, devletin özel sektörün borcunu üstlenmesi gibi) bunun yükünü halkın çekeceğini vurgulayan Önder şöyle devam etti: “Yanlış alınan kararların, tek bir kişi tarafından alınan kararların yükü bir halkın omuzlarında olmamalı. Eğer özel sektörün borçları 2000 yılında olduğu gibi kamuya aktarılacaksa insanlar doğrudan kabul etmek zorunda kalırlar. Bir insan kendi sorumluluğu altında yapılanların yükümlülüğünü kabul eder. Bu eğer geniş çevre kararlarıyla gerçekleşmiş olsa ağlarım ama benim kararım diye kabul ederim. Diğer partilerin söz hakkı yoksa ve ben o partilerden birine oy vermişsem bu ahlak dışı adaletsiz bir durum. Kapitalizmin bile bir ahlakı vardır. Yöntemi vardır. Parlamentoda benim de söz hakkım var. Tek adam ya da tek parti devletinde bu kabul edilirse adaleti yaralar.”


Borçları ertelendi
Önder, kapitalist sistem içinde Merkez Bankası’nın bağımsız olması gerektiğine dikkat çekerek, “Direktiflerle bu iş olmaz, yabancıları iter. Emperyalizme karşı çıkmak böyle olmaz. Bu sistemin içindeyseniz siyasi nezaketinizi sürdürmeniz lazım. Hem ekonomiyi yabancıyı açtık, yabancı bankaların ortak olmadığı bir bankamız neredeyse yok. Diğer yandan emperyalizme karşı çıkılıyormuş gibi gösteriliyor” diye konuştu.

İş çevresinin bugünkü (dünkü) açıklamasında söylendiği gibi güçlü bir ekonomi yok” diyen Önder sözlerini şöyle sürdürdü: “İthalata dayalı ihracatı yapan da bu iş çevresiydi. Büyük holdingler borçları ertelenirken de halkı dayanışma içinde olsaydı. Yüzde 100’e varan vergi borcu iptalleri var. O zaman kaynak geliyordu, bol para vardı. Bir gün bu noktaya zaten gelecektik. Ekonomi sağlam olmayınca ya formel olarak IMF’ye gidersiniz ya da yurtdışından yatırımcı ararsınız. Bir yandan yabancı yatırıma muhtaç olacaksınız diğer yandan ekonomimiz sağlam diyeceksiniz. Halka başka yatırımcıya başka anlatılıyor. Yabancı bunu görmüyor mü, görüyor.

Kalite düşecek
Eldeki kaynaklar eğitimi, sağlığı geliştirmek ve kalkınma için kullanılsaydı bu noktaya gelinmeyeceğini ifade eden Önder, AKP’nin bunu yapmak yerine mega projelere kaynak aktardığını vurguladı. 

Kötü olan ekonomiyi alçıyla sıvarken beton çürük malesef” diyen Önder sürecin devamında neler olabileceğine ilişkin şunları söyledi: “Bundan sonra kur artışları ücretlere yansıyacak. Mekanik ve psikolojik etkileri olacak. İş çevreleri ücret artışlarını durdurabilir. Emekçi kurun ne kadar arttığını bildiği için bir şey diyemeyecek. Kamu hizmetlerinde kalite zaten düşük, daha da düşecektir. Diğer yandan bazı önemli sağlık ürünlerinin iç piyasaya girememesi gibi çok ciddi ve acı sonuçlar ortaya çıkabilir. Üretimde çok ciddi aksamalar olabilir, gerekli hammadde alımları yavaşlayabilir. Kur artışının ihracata olumlu katkısı beklense de bu sadece katma değer oranına bağlı olarak olabilir. Faizler daha da yükselecek. Borçların konsolidasyonuna eğer gidilmezse bir tür morotoryum ilan edilebilir. Küreselleşmeden sonra bu ikinci büyük dalga olabilir. Yabancı şirketler Türkiye’den ucuz şirket satın alımları yapabilir.









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.