Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Başrolde Fed olacak

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) piyasa beklentilerini altüst etmesi ile başlayan 2015 yılının son ayı, küresel ekonomi için yılan hikayesine dönen Fed faiz artırımına sahne oldu. 2016 yılı piyasalarda yeni dengelerin oluşacağı, öykünün yeniden yazılacağı bir yıl olacak. Bu öykünün başrolünde atacağı her adım dikkatle takip edilecek olan  Fed varken, gelişmekte olan ülkeler; Avrupa, Japonya ve dünyanın bütüme motoru Çin diğer önemli aktörler olacak. Dolar güçlenecek Sözlü iletişimi ile piyasaları ürkütmeyen ABD Merkez Bankası bu başarısını sürdürebilecek mi? Bunu dikkatle takip eden piyasalar için güçlü bir dolar yılı olması muhtemel gözüküyor. Dolar endeksi yıl başında 91 civarındayken yıl içinde 100 doları aştı, yılın sonuna doğru ise 98 civarına geldi. Özetle 2015’te dolar endeksi yüzde 7.7 yükseldi. Sene başında 2.34 olan dolar/TL ise 3.0477 ile zirve yaptıktan sonra 2.95 civarına geldi. Dolar/TL’nin yıllık değer kazancı yaklaşık yüzde 24 oldu. Borsa İs

Faiz artmadı dolar arttı

Fed’in faiz kararının ardından adım atması beklenen Merkez Bankası, faiz artırmaktan kaçındı. Merkez’in bağımsızlığı bir kez daha darbe alırken dolar 2.95’i aştı. Piyasaların merakla beklediği Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından sürpriz bir şekilde faizleri değiştirmeme kararı çıktı. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırımı kararının ardından Merkez’in de politika faizinde bir artışı beraberinde getirecek bir sadeleşme adımı atması bekleniyordu. Ancak Merkez Sadeleştirme adımını bir sonraki aya öteledi Ağustosta küresel para politikalarının normalleşme sürecinde izleyeceği yol haritasını açıklayan Merkez, Fed’in ardından faiz koridorunun daraltılacağını açıklamıştı. Ancak PPK faiz artırım beklentilerine karşın kısa vadeli faizleri değiştirmemesi ise bankanın kredibilitesi ve bağımsızlığına dair soru işaretlerini artırdı. Artan belirsizlikle dolar kuru 2.95’i aştı. Siyasilerin ısrarı Para politikasının yükselen

Piyasa Notları: 10 yıllık sefalet

Son 10 yıldır işsizlik ve enflasyonla boğuşan Türkiye’de sefalet endeksi yüzde 18.4’e çıkarken Merkez, faiz adımı atmazsa bunun vatandaşa maliyeti ağır olacak. Türkiye’de 2012’de yüzde 15.4 olan sefalet endeksi 2015’te yüzde 18.4’e çıktı. Sefalet endeksi ABD’de yüzde 5.7, AB ülkelerinde yüzde 9.7, OECD genelinde yüzde 7.6 düzeyinde bulunuyor. Buna göre Türkiye’de sefalet yüzde 18.4 ile ABD’nin üç katından fazla, OECD ortalamasının da 2.5 katına ulaşıyor. Türkiye, bu oranla ayrıca dünyanın 50 büyük ekonomisi içinde 10. sırada yer alıyor. Sefalet oranı en yüksek ülkeler Venezüella, Nijerya, Güney Afrika, İran, Arjantin, Yunanistan, Mısır, İspanya, Rusya ve Türkiye olarak sıralanıyor. Sefalet endeksi (Misery Index) kavramını ilk olarak 1970’lerde Amerikalı iktisatçı Arthur Okun ortaya attı. Endeks yıllık enflasyon oranı ve işsizlik oranının toplamından oluşuyor. Endeks değerinin yükselmesi zaten iş bulmakta zorlanan insanların daha yüksek enflasyona maruz ka

Fed iyimserliği uzun sürmeyebilir

FED ’in faiz artışının belirsizliği ortadan kaldırması ilk etapta TL ve borsayı yükseltirken uzmanlara göre bu uzun sürmeyecek. Gözler sadeleştirmeye başlayacağını açıklayan Merkez Bankası’nda. Piyasalar beklemede Piyasalar Fed sonrası olumlu seyrini sürdürdü. Borsa yüzde 1 civarı yükseldi. Karar öncesi 2.95’te olan dolar/TL, 2.9178’e kadar geriledikten sonra 2.93’e yaklaştı. Doların düşüşünde ABD’de işsizlik maaş başvurularının 271 bin ile 275 bin olan tahminlerin altında çıkması da etkili oldu. Asya ve Avrupa borsaları da yükseldi. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artışının ardından bundan sonraki sıkılaştırma adımlarının kademeli olacağı mesajını vermesi, piyasaların son 10 yılın ilk faiz artışını kazasız belasız atlatmasını sağladı. Bankanın iyi iletişim politikası piyasalar açısından yumuşak geçişi sağlarken, şimdi gözler Fed’in ardından sadeleştirme adımlarına başlayacağını açıklayan Merkez Bankası’na (TCMB) çevrildi. Merkez, sadeleşme açısından dün ilk adı

Ekonominin kaderi Fed'e teslim edildi

Aylardır piyasaların gündemini meşgul eden ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırımı gerçekleşti. Türkiye, 10 yıllık “faizsiz” sürecin avantajlarını kullanamadı. Hükümetin baskısı altındaki Merkez Bankası faizi artırmamakta ısrar ederse ekonomi zora girecek. Uzmanlara göre kur artışı iflasları getirebilir. Aylardır piyasaların gündemini meşgul eden ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırımı sonunda gerçekleşti. Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC) oybirliği ile faizi 25 baz puan artırma kararı aldı.   Fed, 10 yıl sonra faizi artırdı 30 Haziran 2006’dan bu yana faizleri artırmayan Fed, yedi yıldır gösterge faizi olan federal fonlama faizini yüzde 0-0.25 aralığında tutuyordu. Böylece faiz 0.50’ye çıkmış oldu. Fed kararları piyasalarda geçici bahar yarattı. ABD borsaları yükselirken, dolar endeksi ilk tepki olarak 97.7’ye inse de kısa süre sonra tekrar 98.4 seviyelerine çıktı. Dolar/TL de 2.92’lere indikten sonra 2.94 seviyelerine geri döndü. Piyasa analistl

Türkiye risk hattında

Fed’in faiz artırma kararından en çok etkilenecek ülkelerin başında Brezilya, Rusya, Türkiye ve Güney Afrika gelecek. Piyasaların merakla beklediği ABD Merkez Bankası’nın Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı sonuçları bugün açıklanacak. Fed’in faiz artışı Türkiye ekonomisi için çok kötü bir döneme denk geldi. Bir yandan yapısal reformlarla ilgili soru işaretleri diğer yandan başkanlık tartışmaları ve Rusya ile artan jeopolitik riskler zaten yabancı yatırımcı için olumsuzluk teşkil ediyor. Buna ABD’nin faiz artışı da eklenince işler daha da karışacak. Çünkü faiz artışıyla birlikte yabancı yatırımcı Türkiye’nin başını çektiği riskli piyasalardan çıkıp ABD gibi daha güvenilir piyasalara yönelecek. Yani Türkiye’den sermaye kaçışı hızlanacak. Son bir ayda Türkiye devlet tahvillerinden 763 milyon dolar, hisse senetlerinden de 1 milyar 166 milyon dolarlık çıkış gerçekleşti. Uluslararası kuruluşlara göre Fed kararından en çok etkilenecek ülkelerin başında Türk

Fed filmi başa sarıyor

ABD’de faiz artışı, ekonomik durgunluk ve yüksek borç oranları nedeniyle 2007’de olduğu gibi yeni bir kriz dalgasına yol açabilir. Kurtarıcı değil 2008 küresel krizinin başlangıcına baktığımızda, ilk emareler Bear Stearns’in batışıyla görüldü. Art arda gelen iflasların ardından finans devi Lehman Brothers, 25 Eylül 2008’de batan 13. banka oldu. Küresel kriz de bu tarihte tam olarak patlak vermiş oldu. ABD’nin destekleme paketleri finansal sektörü rahatlatsa da kriz, ABD ile sınırlı kalmadı. Firma iflaslarından devlet iflaslarına geçildi. Avrupa’da kamu borcu, yüksek bütçe açığı ve işsizlik sorunları oluştu. Dağ gibi borç Öte yandan faizlerin yükselmesiyle birlikte gelişen ekonomiler için işler daha da zorlaşacak. Kendi ülkesindeki sıfır dolayındaki faiz ve sıfıra yakın risk yerine, yüksek reel faiz ve yüksek riski tercih eden yabancı yatırımcı, Fed’in faiz artırımlarına başlamasıyla birlikte düşük riskli ortama dönmeyi tercih edecek ve Türkiye gibi riskli ülkelerden ç

Piyasa Notları: Faizsiz Merkez dönemi

Geçen yıl açıkladığı 2015 örgörülerinde sınıfta kalan Merkez, faiz silahını çekmemekte ısrar ederken, Nisan 2016’da yeni başkan ataması için katılım bankacılığına yakın isimler öne çıkıyor. Hafta içinde Merkez Bankası (TCMB), 2016 yılına ilişkin uygulayacağı para ve kur politikasının esaslarını açıkladı. Banka, geçen yıl da olduğu gibi 2016 enflasyon hedefini yüzde 5 olarak belirlerken, gıda fiyatlarının düşeceği, enflasyondaki önemli düşüşün de dış şoklara karşı denge sağlayacağını öngördü. Merkez’e göre kur etkileri de yılın ikinci yarısından sonra azalacak. Ancak bankanın 2015 yılı para ve kur politikası hedef ve öngörülerinin ne kadar tuttuğuna baktığımızda güvenilirlik konusunda soru işaretleri artıyor. Geçen yılki öngörüler ve gerçekleşmeler durumu açıkça ortaya koyuyor: * Enflasyon hedefi 2015 yılı için yüzde 5 olarak belirlenmişti. Şu an yıl sonu tahmini yüzde 8.5. * Kur etkileri azalacak öngörüsüne karşın arttı. Yılbaşından bu yana dolar kuru yüzde 27.8,