Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Artvin Hatila Vadisi'nde maden tehlikesi

25 yıldır maden karşıtı mücadelenin sürdüğü Artvin’de, maden arama ruhsatı için üç ihale daha sonuçlandı. İhaledeki alanların bir kısmı Milli Park sınırları içinde yer alıyor. Çevreciler konuyu yargıya taşıyacak. Hatila Vadisi Pelin Ünker © Deutsche Welle Türkçe Kaz Dağları’nda altın madeni çalışmaları nedeniyle Kanadalı Alamos Gold şirketine tepkiler sürerken, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MAPEG) orman alanlarına yakın bölgelerde  maden  arama ruhsatı için düzenlediği ihaleler de devam ediyor. Son olarak Mehmet Cengiz ve Ömer Faruk Kalyoncu'nun sahibi olduğu şirketler Artvin'de maden arama ruhsatı için düzenlenen üç ihaleyi kazandı. MAPEG, 18 Temmuz'da Artvin'de 125 endemik bitkiyi barındıran, koruma altındaki Hatila Vadisi Milli Parkı sınırlarını da içine alan üç sahayı ayrı ayrı 423 bin 407 TL taban bedeliyle ihaleye çıkardı. İhaleye konu olan 1320.48, 1906.09 ve 905.36 hektarlık üç alanın ihalesini de Mehmet Cengiz'in sahibi olduğ

Çernobil’in Türkiye’deki izleri

Tarih 26 Nisan 1986. Sovyetler Birliği’nin Pripyat kentindeki Çernobil Nükleer Santralı’ndaki patlama dünyanın en büyük felaketlerinden birine yol açtı. Yüz binlerce insanın ölümüne ve hastalanmasına yol açan radyoaktif yüklü bulutlar kısa sürede Türkiye’ye de ulaştı. Sovyet yönetimi gibi Türkiye’de politikacılar felaketin boyutlarını gizliyordu. Radyasyonun varlığı inkar edilmedi ancak halka bunun zararlı olmadığı mesajı verildi. Piyasadaki çaylar en önemli radyasyon kaynağı oldu. Sonuç olarak artan kanser vakaları Türkiye’ye ve özellikle Doğu Karadeniz’e Çernobil’den miras kaldı. Çernobil, son dönemde yayınlanan aynı isimli diziyle yeniden gündemde. Uzmanlarla, Çernobil’in Türkiye’ye etkilerini araştırdık. Çernobil’in Türkiye’deki izleri - DW Türkçe Youtube Linki

Türkiye'de yabancı doktor tartışması büyüyor

Son 11 ayda kamu dışı aile hekimliklerinde sözleşme imzalayan her 10 doktordan yedisi yabancı uyruklu oldu. İTO Başkanı Saip'e göre AKP, yabancı hekim istihdamını hekim emeğini ucuzlatmak için kullanıyor. Pelin Ünker © Deutsche Welle Türkçe İstanbul'da aile sağlığı merkezlerinde çalışan yabancı uyruklu doktor sayısı giderek artıyor. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre kamu dışı aile hekimliklerine Ekim 2018'den bu yana 200 doktor atandı. Ataması ilk kez gerçekleştirilen bu doktorlardan 137'si yabancı uyruklu. Bakanlığın düzenli olarak açıkladığı Aile Hekimliği Ek Tercih ve Yerleştirmesi sonuçlarına göre, bu yılın Temmuz ayında 27'si yabancı toplam 45, Nisan'da 26'sı yabancı toplam 39, 28'i yabancı toplam 38, Ekim 2018'de ise 56'sı yabancı toplam 78 doktorla sözleşme imzalandı. Buna göre, kamu dışı aile hekimliklerinde sözleşme imzalayan her 10 doktordan yedisi yabancı uyruklu oldu. DW Türkçe'ye konuşan İstanbul Tabip O
Kaz Dağları, Alaplı, Ünye-Fatsa, Murat Dağı… Doğayı tehdit eden maden projelerinden sadece birkaçı. AKP’nin son 13 yılında 99 bin hektar orman madenlere açıldı. Ormanlardaki maden alanı önceki döneme göre üçe katlandı. Pelin Ünker ©Deutsche Welle Türkçe Kaz Dağları son günlerde altın madeniyle gündemde. Kanadalı Alamos Gold şirketinin yürüttüğü Kirazlı altın madeni projesine karşı direniş 32. gününe girdi. Ancak Kirazlı, doğayı tahrip eden tek maden projesi değil. Murat Dağı'ndan, Ünye-Fatsa'ya, Zonguldak Alaplı'dan İznik, Samsun ve Lapseki'ye çok sayıda maden, orman alanında faaliyet gösteriyor. Özellikle son yıllarda on binlerce hektar orman madenlere teslim oldu. Söz konusu projeler, Türkiye'nin dört bir yanında ekosistemi tehdit ettiği gerekçesiyle eleştiriliyor. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi'nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay'a göre günümüzde 9.6 milyon hektar olan bozuk ormanların önemli bir kısmı orman tahribatı ile oluşuyor.

İstanbul'da sel felaketinin asıl nedeni 'betonlaşma'

İstanbul’da sel felaketleri korkutuyor. Peki bunun tek nedeni iklim değişikliği mi? Uzmanlara göre, iklim değişikliğinden dolayı hava olayları daha şiddetli olsa da felaketin asıl nedeni artan betonlaşma. Pelin Ünker ©Deutsche Welle Türkçe Son yıllarda İstanbul sık sık sel felaketlerine sahne oluyor. 15 milyon nüfuslu mega kent 17 Ağustos Cumartesi günü yine sağanak yağışa teslim oldu. Meydana gelen sel felaketinde sokaklar nehre dönerken, çok sayıda ev ve iş yerini su bastı, bir vatandaş yaşamını yitirdi. Peki bu felaket kısa vadede önlenebilir miydi? Uzmanlara göre sel felaketlerinde iklim değişikliğinin rolü olsa da bu tip doğa olaylarının kentler için yarattığı riskler, uzun vadeli çözümler üretildiği taktirde yönetilebilir. İstanbul’un aşırı yağışlardan bu kadar şiddetli etkilenmesinin ardında yatan asıl neden ise artan betonlaşma. DW Türkçe’ye konuşan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Pro

17 Ağustos'un 20. yılı: İstanbul depreme hazır mı?

1999 depreminin üzerinden 20 yıl geçti. Aynı fay hattı üzerinde bulunan İstanbul’da 7.2-7.4 büyüklüğünde yeni bir deprem bekleniyor. Ancak şehir buna ne binalar ne de deprem sonrası için alınan önlemler açısından hazır.  İstanbul depreme hazır mı? - DW Türkçe Youtube Linki Pelin Ünker © Deutsche Welle Türkçe Merkez üssü Gölcük olan deprem, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana geldi. Aynı fay hattının devamı ise batıda İstanbul'dan geçiyor. 1999 depreminde, resmi verilere göre 17 bin 480 kişi yaşamını yitirirken 21 bin 781 kişi yaralandı. 7.4 büyüklüğündeki deprem, 505 kişiyi engelli, 285 bin 211 kişiyi de evsiz bıraktı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Nusret Suna, geçen 20 yılda depreme önlem almak bir yana alınan tedbirlerde geriye gidildiği görüşünde. DW Türkçe’ye konuşan Suna, deprem sonrası oluşturulan Ulusal Deprem Konseyi'nin lağvedildiğini, konseyin aldığı Deprem Şurası kararlarının