Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Bu ne perhiz bu ne...

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın piyasalar her karıştığında yabancı sermayeyi kast ederek 'faiz lobisi'ni suçlamaları devam ederken hükümet yetkilileri yüksek faize gelen sıcak paraya çağrı yapmayı sürdürüyor.  Geçen hafta başında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Türkiye'ye 24 Ocak-13 Şubat arasında Türkiye'ye 3.9 milyar dolarlık para girişi olduğunu savunmuş ancak bu girişin Merkez Bankası verilerinde görünmemesi kafaları karıştırmıştı. Bu kez de Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi sıcak paraya 'Türkiye'ye gelin' çağrısında bulundu. Zeybekçi, Manisa'da bir fabrika açılışı sonrası yaptığı açıklama, Başbakan Yardımcısı Babacan'ın dile getirdiği 3.9 milyar dolarlık yabancı sermaye girişi hakkında Şöyle konuştu: "Belki de daha fazla giriş var. Yabancı sermaye girişi artarak devam edecek. Bu sıcak para da doğrudan yatırım da olabilir. Bizim için fark etmez sermaye gelsin." Türkiye'nin büyümesi için yabancı sermayeye ihtiyacı olduğunu söyleyen Zeybe

Bu kadar paranın kaynağı ne?

Babacan'ın bahsettiği 3.9 milyar dolarlık yabancı girişi TCMB verilerinde gözükmüyor. Veriler aksine çıkış olduğunu gösteriyor. Ekonomistlere göre yabancı yatırımcı Türkiye'ye hala güven duymazken hükümet, devlet garantili borçları özel sermaye girişi gibi göstererek verileri şişirdi. Merkez Bankası verilerine göre 7-14 şubat arasında piyasaya 73 milyon dolarlık giriş var. 31 Ocak – 7 Şubat döneminde ise 1 milyar 922 milyon dolarlık çıkış söz konusu.  24-27 Ocak haftasında ise toplam 1 milyar 731 milyon dolar çıkış vardı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ’ın bahsettiği 3.9 milyar dolarlık yabancı girişi, hisse senedi, REPO ve DİBS piyasasına yansımadı. Ali Babacan geçen hafta başında yatırımcıların Türkiye’ye duyduğu güvenin sürdüğünü belirterek “27 Ocak-13 Şubat arasında Türkiye’ye 3.9 milyar dolar giriş oldu. Kurdaki sakinlik bu girişe bağlı” demişti. Ancak verilere bakıldığında böyle bir giriş söz konusu değil.  Merkez Bankası verilerine göre yurtdışında yerleşik

MİT ekonominin 'fiş'ini çekecek

  17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrası artan siyasi kaygılar nedeniyle yabancı yatırımcıların Türkiye ile ilgili çekinceleri artarken MİT Kanun Teklifi de yasalaşırsa piyasalarda başlayacak 'fişleme dönemi' gelen yatırımcıyı da kaçıracak. Yerli ve yabancı şirketlerin banka kayıtlarına MİT istediği anda ulaşacak. Ö zel hükümle korunan hiçbir yasa hükmü geçerli olmayacak.   İnternet Yasası tartışmaları henüz devam ederken, hükümetin giderek otoriterleştiği endişelerine bir yenisi daha eklendi. Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, yatırımcılar için yeni bir korku kaynağı oldu. Kanun Teklifi, Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) şimdiye dek görülmemiş yetkiler tanıyor. Kamuoyunda özellikle basın özgürlüğü ve kişilik haklarının ihlali tartışmalarını alevlendiren yeni kanun teklifinde ekonomiyi ilgilendiren noktalar da var. Teklifin kabulu halinde MİT bankaların alt yapısını kullanıp istediği bilgile

Yabancı kaçıyor

Merkez Bankası’nın sert faiz artışı kararı da sıcak parayı Türkiye piyasalarında tutmaya yetmedi Yüksek faize rağmen Türkiye ekonomisindeki kırılganlıklar ve siyasi endişeler nedeniyle yabancıların devlet iç borçlanma senedi portföyü bir haftada 1.18 milyar dolar, Fed’in tahvil alımlarını azaltacağını açıkladığı Mayıs 2013’ten bu yana ise 22.6 milyar dolar eridi. Yurtdışı yerleşiklerin hisse senedi stoku ise bir haftada 57.1 milyon dolar, Mayıs 2013’e göre 34.7 milyar dolar azaldı. Cari açık, döviz borçları ve sıcak paraya bağımlık gibi nedenlerle dünyanın en kırılgan ekonomilerinden biri olarak gösterilen Türkiye’de,  17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla artan siyasi riskler sonrası piyasalardan yabancı kaçışı sürüyor. Merkez Bankası’nın (TCMB) yüksek faiz artırımı da Türkiye piyasalarından çıkışı engelleyemedi. Kur farkından arındırılmış verilere göre yabancıların satın aldığı devlet iç borçlanma senedi (DİBS) portföyü 31 Ocak - 7 Şubat haftasında 1 milyar 183 m

Türkiye kara listede

Dünyanın en büyük ekonomileri arasına girmeye çalışırken suç ekonomisinde zirveye tırmanıyoruz. Aralık operasyonundan sonra yolsuzluk ve rüşvet tartışmaları had safhaya ulaşan Türkiye, suç ekonomisinde 93 ülke arasında 15. sırada yer alıyor. Tüm dünyada karanlık yeraltı ekonomisine ilişkin verileri derleyen Havocscope’un raporuna göre Türkiye’de karanlık pazarın büyüklüğü 17 milyar dolar. İlk sırada da sahtekârlık bulunuyor.  Organ kaçakçılığından sahteciliğe, uyuşturucu satışından kumara dünyanın karanlık pazarının büyüklüğü yaklaşık 2 trilyon dolara ulaştı. Küresel karanlık dünyaya ait araştırmalar yapan Havocscope’un raporuna göre 626 milyar dolarlık kara pazar büyüklüğüyle ABD dünyada ilk sırada yer alıyor. Bu, neredeyse dünyanın 20’nci büyük ekonomisi sayılan İsviçre’nin 631 milyar dolarlık GSYİH’sine eş değer bir büyüklüğü gösteriyor. Amerika’yı 261 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşan Çin’deki karanlık piyasa takip ediyor. Bu alanda dünya üçüncüsü de yeraltı ekonomisi 126

Liradan büyük kaçış

Bankalardaki döviz mevduatı son bir yılda yüzde 46 artarken, 17-24 Ocak’ta yüzde 4.43 yükseldi. Dolar son aylarda rekor üstüne rekor kırarken artan siyasi riskler nedeniyle Türk Lirası’na güven de azaldı. Veriler özellikle kurun 2.33’ü aştığı 17-24 Ocak haftasında döviz mevduatında keskin artışa işaret ediyor. Bu tarihler arasında mevduat bankalarında gerçek kişilere ait döviz mevduatı yüzde 5.32, şirketlerin döviz hesapları ise yüzde 4.71 arttı. Ekonomideki kırılganlıklar ve siyasi gerginlikler nedeniyle Türk Lirası’nda değer kaybı artarken bankalardaki döviz mevduatı da yükselişe geçti. Dolar 25 Ocak 2013-24 Ocak 2014 arasında yüzde 31.6 yükseldi. Bu tarihler arasında bankalardaki toplam döviz mevduatı yüzde 46.1 arttı. TL cinsi mevduatta artış ise yüzde 16’da kaldı. Mevduat bankalarındaki toplam yabancı para mevduatında artış ise yüzde 47’ye ulaştı. Doların en son rekor kırdığı 17-24 Ocak haftasında mevduat bankalarında yurtiçi yerleşiklerin toplam döviz mevduatı yüzde 5 yük