Ana içeriğe atla

Liradan büyük kaçış

Bankalardaki döviz mevduatı son bir yılda yüzde 46 artarken, 17-24 Ocak’ta yüzde 4.43 yükseldi.


Dolar son aylarda rekor üstüne rekor kırarken artan siyasi riskler nedeniyle Türk Lirası’na güven de azaldı. Veriler özellikle kurun 2.33’ü aştığı 17-24 Ocak haftasında döviz mevduatında keskin artışa işaret ediyor. Bu tarihler arasında mevduat bankalarında gerçek kişilere ait döviz mevduatı yüzde 5.32, şirketlerin döviz hesapları ise yüzde 4.71 arttı.



Ekonomideki kırılganlıklar ve siyasi gerginlikler nedeniyle Türk Lirası’nda değer kaybı artarken bankalardaki döviz mevduatı da yükselişe geçti. Dolar 25 Ocak 2013-24 Ocak 2014 arasında yüzde 31.6 yükseldi. Bu tarihler arasında bankalardaki toplam döviz mevduatı yüzde 46.1 arttı. TL cinsi mevduatta artış ise yüzde 16’da kaldı. Mevduat bankalarındaki toplam yabancı para mevduatında artış ise yüzde 47’ye ulaştı.
Doların en son rekor kırdığı 17-24 Ocak haftasında mevduat bankalarında yurtiçi yerleşiklerin toplam döviz mevduatı yüzde 5 yükseldi. Gerçek kişilerin vadeli döviz mevduatı yüzde 5.16, vadesiz döviz mevduatı yüzde 6.53 artarken, şirketlerin vadeli döviz mevduatı yüzde 6.91, vadesiz döviz mevduatı ise 4.07 arttı. Dolar söz konusu haftada yüzde 4.25 yükselmişti.
Bankalardaki toplam yabancı para mevduatı 2013 sonuna göre ise yüzde 8.81 arttı. Yurtiçi yerleşiklerin mevduat bankalarındaki toplam yabancı para mevduatı yüzde 10.75, katılım bankalarındaki döviz mevduatı ise yüzde 4.75 yükseldi. Diğer yandan TL mevduatı geçen yıl sonuna göre yüzde 1 azaldı. Yurtiçi yerleşiklerin mevduat bankalarındaki vadesiz TL mevduatı yüzde 1.1 azalırken, vadeli TL mevduatı ise yüzde 8.27 geriledi.

Artış oranı 44 kat fazla

Merkez Bankası’nın yayımladığı haftalık para ve banka istatistikleri TL’den kaçış eğilimini doğruladı. Buna göre; TL mevduatı 17-24 Ocak’ta sadece binde 1 yükselirken, bankalardaki döviz mevduatındaki artış oranı yüzde 4.43 ile TL mevduatını 44’e katladı. Bu görünüm vadesiz mevduatta da değişmedi. Mevduat bankalarındaki vadesiz TL mevduatı bir haftada yüzde 0.48 azaldı.
Son verilere göre; 24 Ocak itibariyle bankalarda TL cinsinden toplam 346 milyar 151 milyon 152 bin liralık döviz mevduatı bulunuyor. Bunun 323 milyar 821 milyon 982 bin lirası mevduat bankalarında, 22 milyar 329 milyon 170 bin lirası da katılım bankalarında yer alıyor. Döviz mevduatının toplam mevduata oranı da yükseldi. 25 Ocak 2013’te toplam mevduatın yüzde 31’i döviz mevduatı iken bu oran 24 Ocak 2014’te 36.6’ya yükseldi.

Vatandaş da şirketler de alıyor

Merkez Bankası verilerine göre; yurt içi yerleşiklerin mevduat bankalarındaki döviz hesapları ise 24 Ocak itibariyle 121.8 milyar dolara yükseldi. Döviz mevduatı 17 Ocak'a göre yüzde 1.92 artış yaşadı. Sadece ocak ayında döviz mevduatı 2 milyar dolardan fazla arttı. Döviz mevduatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12.96, 2013 sonuna göre yüzde 2.06 yükseldi.
Gerçek kişilerin döviz mevduatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.51 artışla 71.5 milyar dolara, şirketlerin hesapları ise yüzde 16.65 artışla 50.3 milyar dolar düzeyine çıktı.

Siyasi gerginlikler tedirgin etti

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, yabancı para mevduatının 24 Ocak’ta 2012 sonuna göre 16.9 milyar dolar, Aralık 2013 sonuna göre ise 2.5 milyar dolar arttığını belirterek, hem şirketlerin hem de vatandaşın son bir yılda çok ciddi şekilde dolara yöneldiğini söyledi. Gezi Parkı ve 17 Aralık sürecine kadar dolardaki artışın iyi fiyattan döviz bozdurmak olarak algılandığını ancak bu algının bozulduğunu ifade eden Alkin, “Küresel ekonomik belirsizlikler ve siyasi gerginlikler vatandaşı tedirgin etti. Kurların düşeceğine dair umut kırıldı. Döviz satın alınmaya devam edildi. Bu da gerçek ve tüzel kişilerin daha fazla döviz almasını tetikledi. Herkes kendini sağlama almak için dövize yöneldi. Döviz alanlar haklı da çıktılar” dedi.
Alkin’in verdiği bilgiye göre; 24 Ocak’ta gerçek kişilerin döviz mevduatı Aralık 2013’e göre 2.5 milyar dolar artışla 71.5 milyar dolara çıktı. 2012 sonuna göre ise gerçek kişilerin döviz mevduatı 8.2 milyar dolar, şirketlerin döviz mevduatı ise 8.7 milyar dolar arttı.
Kerem Alkin, dövize yenilişin devam etmemesinin kurların aşağı inmesine bağlı olduğunu ifade ederek, “Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarına yönelik sıkıntılar devam ederse kurdaki yükselmeden olumsuz etkilenen kişiler tekrar döviz toplamaya başlar. Bu da dolara daha fazla yükseliş getirir” diye konuştu.







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.