17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrası artan siyasi kaygılar nedeniyle yabancı yatırımcıların Türkiye ile ilgili çekinceleri artarken MİT Kanun Teklifi de yasalaşırsa piyasalarda başlayacak 'fişleme dönemi' gelen yatırımcıyı da kaçıracak. Yerli ve yabancı şirketlerin banka kayıtlarına MİT istediği anda ulaşacak. Özel hükümle korunan hiçbir yasa hükmü geçerli olmayacak.
İnternet Yasası tartışmaları henüz devam ederken, hükümetin giderek otoriterleştiği endişelerine bir yenisi daha eklendi. Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, yatırımcılar için yeni bir korku kaynağı oldu.
Kanun Teklifi, Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) şimdiye dek görülmemiş yetkiler tanıyor. Kamuoyunda özellikle basın özgürlüğü ve kişilik haklarının ihlali tartışmalarını alevlendiren yeni kanun teklifinde ekonomiyi ilgilendiren noktalar da var. Teklifin kabulu halinde MİT bankaların alt yapısını kullanıp istediği bilgilere ulaşabilecek.
Buna göre; kamu kurum ve kuruluşları ve bankalar, hiçbir mahkeme kararı olmaksızın ellerindeki tüm kayıtları MİT’e vermek zorunda olacak. Daha da ötesi, bu kuruluşlar kendi veri tabanlarını MİT’e açacak.
Kanun teklifinin 3. Maddesinin b. bendinde şu ifadeler yer alıyor: "Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlar ile diğer tüzelkişiler ve tüzelkişiliği bulunmayan kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kayıtları alabilir, bunlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim altyapısından yararlanabilir ve bunlarla irtibat kurabilir. Bu kapsamda talepte bulunanlar, kendi mevzuatlarındaki hükümleri gerekçe göstermek suretiyle talebin yerine getirilmesinden kaçınamazlar."
Bankalar da BDDK da sessiz
Gezi Parkı eylemleri sonrası piyasalarda yaşanan çalkantıları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'faiz lobisi' ve dış mihraklara bağlamış, bunun üzerine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) piyasa işlemleri hakkında inceleme başlatmıştı. Hükümet Aralık 2013'te gerçekleştirilen yolsuzluk operasyonları sonrasında da bu iddialarını sürdürdü. Atılan bu son adım ise işin daha da ciddi hale geldiğini ortaya koyuyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, sık sık "demokrasiyle ekonominin birlikte yükseldiğini" ifade etse de söz icraatı tutmuyor. Hükümetin uygulamada demokrasiden uzaklaştığı endişeleri artıyor.Bankalar Birliği (TBB) ve BDDK yetkilileri ise konu hakkında sessiz. TBB yetkilileri yasayla ilgili bilgileri olmadığını iddia ederek görüş vermeyi reddederken herhangi bir yasa olsa da olmasa da zaten her türlü bilgiyi bakanlıklarla ve SPK, BDDK gibi düzenleyici kuruluşlarla paylaştığı da konuşulanlar arasında. Konuyla ilgili bankacıların yorum yapmak istememesi korku imparatorluğunun şimdiden yayıldığını gösteriyor.
Yorumlar
Yorum Gönder