Ana içeriğe atla

IŞİD, Türkiye üzerinden Amerika’ya antika satıyor

Düşünce kuruluşu FDD’nin raporuna göre, IŞİD’in Türkiye üzerinden sadece Amerika’ya sattığı sikkeler 2010-2014 arası ikiye katlandı ve değeri 2.3 milyon dolara ulaştı.




ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu verileri IŞİD’in Türkiye üzerinden yaptığı tarihi eser kaçakçılığının boyutlarını ortaya koydu. Türkiye sınırları içinden sadece Amerika’ya satılan altın, sikke, tarihi eser ve antika parçaların toplam değeri 35 milyon 23 bin doları buluyor.

Bundan dört buçuk yıl önce Suriye iç savaşı başladığından beri Irak Şam İslam Devleti olarak bilinen (IŞİD) terörist grup, Ortadoğu’nun en istikrarsızlaştırıcı aktörü haline geldi. En büyük finansman kaynağı büyük petrol yatakları olan IŞİD’in çok fazla bilinmeyen bir finansman kaynağı da yağmalanan antikaların ticaretinden elde ettiği gelir.

Washington merkezli Demokrasileri Koruma Vakfı (FDD) antika kaçakçılığının terör örgütü IŞİD’in stratejik bir finansman kaynağı olduğunu gösteren bir rapor yayımladı. ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu verilerine dikkat çeken rapor, eski CIA İstihbarat Analisti Yaya J. Fanusie ile Ortadoğu’da uzmanlaşmış arkeolog ve tarihçi Alex Joffe imzasını taşıyor.

Rapora göre, IŞİD antika ticaretinden dört metodla para topluyor: Lisanslar, vergilendirme, hırsızlık, doğrudan yağma ve doğrudan pazarlama. IŞİD bürokrasisini çeşitli departmanlar altında yürütüyor. Lisans konusunda yetkili olan ise doğal kaynaklar divanı. 2014’te ulaşılan belgelere göre Ebu Sayyaf antikadan sorumlu ve onun izin olmadan kazı yapılmasına izin verilmiyor. Lisans için verilen miktar kazancın yüzde 60’ına kadar ulaşabiliyor.

Yedi ülkeden geçiyor
Vergiler yüzde 20 ila 50 oranında değişiyor. BBC’nin şubatta Suriye-Türkiye sınırından tarihi eser geçiren bir kaçakçıyla yaptığı röportaja göre, bir parçanın değeri 1.1 milyon doları buluyor. En az yüzde 20 vergi oranı, bunun 220 bin dolarının IŞİD’e gelir olarak aktarıldığı anlamına geliyor.

Antika ticaretinde kilit merkezler Türkiye ve Lübnan olarak görünüyor. ABD, IŞİD’in ele geçirdiği tarihi eser ve antikaları yedi ülke üzerinden ithal ediyor. Bu ülkelerin başında Türkiye gelirken, Türkiye’yi İsrail, Suriye, Irak, Lübnan, Kıbrıs ve Ürdün izliyor.

Öte yandan son tahminlere göre IŞİD, 2013 ve 2014’te Katar, Kuveyt ve Suudi Arabistan’daki bağışçıları üzerinden nakit veya bankacılık sistemi aracılığıyla 40 milyon dolar gelir elde etti.



En az yüzde 20 vergi kesiyor
Rapora göre, IŞİD tarihi eser kaçakçılığından petrolden olduğu kadar çok büyük miktarlarda para kazanmıyor. Ancak bunun stratejik ve operasyonel faydaları var. Antika yağması IŞİD’in gasp ve hırsızlık uygulamaları gibi yerel nüfusu korkutmuyor. IŞİD tarihi eserlerin yer aldığı bölgeyi kontrolünde tutuyor ve yerel halkı kazı yapmadan önce IŞİD lisansı almalarına zorluyor. Kaçakçılara satılan herhangi bir parçadan en az yüzde 20 vergi kesiyor. Eserlerin son alıcıları ise dramatik bir biçimde Avrupa, ABD ve diğer birinci dünya ekonomileri. Yani bu ülkeler bir yandan teröre karşı mücadele ederken diğer yandan antika ticaretiyle düşmanı fonluyor.

ABD resmi istatistiklerine göre, Arap yarımadasının Akdeniz kıyılarından yapılan antika ticareti 2010’dan bu yana yüzde 23 artışa işaret ediyor. ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu’na göre ülkenin Irak’tan tarihi eser ithalatı 2010-2014 arasında yüzde 412 arttı. 

FDD, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra özgür ulusların terörizme karşı kendilerini savunmalarına yardımcı olmak amacıyla kuruldu. Ulusal güvenlik ve dış politika üzerine çalışan vakıf, terörle mücadele ve demokrasilerin geliştirilmesi için raporlar hazırlıyor.

35 milyon doları aştı
Raporda Türkiye üzerinden ABD’ye ithal edilen altın olmayan sikkelerin değerinin 2010-2014 arasında iki katından fazla arttığına işaret ediliyor. Buna göre ithalat rakamı 1 milyon dolardan 2.3 milyon dolara çıktı. Türkiye üzerinden satılan etnografik ve arkeolojik eserlerde 2014’te 1 milyon 245 bin liralık ithalat da ABD kayıtlarına geçti. IŞİD’in Türkiye üzerinden ABD’ye sattığı yağmalanmış antika ve tarihi eserlerin değeri 35 milyon 23 bin doları buluyor. Rapor, 2014’e kadar Türkiye askeri yetkililerinin IŞİD geçişlerine göz yumduğuna dikkat çekiyor.





 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.