Ana içeriğe atla

'Mücbir sebep ortada kaldı'

Bankaların riskini artıracağı eleştirileri sonrası ‘tedbir’ değil ‘tavsiye’ açıklaması yapılan düzenlemede kur artışı nedeniyle yaşanan kredi gecikmeleri ‘mücbir sebep’ sayılacak.


Banka kredileri ile ilgili yeni tedbirler açıklayan Hazine ve Maliye Bakanlığı, ‘bankaların kredi riski artar’ eleştirilerinin ardından söylemini değiştirdi. Bakanlık, sabah saatlerinde Bankalar Birliği (TBB) ile reel sektörün banka kredileri kapsamında bir dizi rahatlatıcı tedbir belirlediklerini duyurdu.

Tedbirlere göre “8 Ağustos 2018’den itibaren yaşanan ekonomik ortam nedeni ile oluşan kredi gecikmeleri, karşılıksız çek ve protesto edilen senetler Risk Merkezi’ne mücbir sebep koduyla bildirilebilecek.

Ancak piyasadan ve uzmanlardan gelen ve söz konusu adımın bankalardaki kredi riskini artıracağı yönündeki eleştirilerden sonra Bakanlık çark etti, tedbirlerin ‘tavsiye’ niteliğinde olduğunu açıkladı. Öğleden sonra yapılan yeni bir açıklamayla, sektörle ilgili tedbirlerin TBB tarafından tavsiye niteliğinde olduğu, bu tedbirlerle ilgili Bakanlığın aldığı karar olmadığı ifade edildi. Analistler bu açıklamayı gelen tepkinin ardından atılan bir ‘geri adım’ olarak değerlendirdi. 

Söz konusu ‘tavsiye’ kararları ile ilgili olarak, Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ülkemize karşı başlatılan ekonomik saldırıların etkilerini kırmak ve ekonomimizi daha güçlü temellere kavuşturmak amacıyla başlattığımız politikalarımızı sürdürürken, kurdaki yükseliş sonrası bankalarımızı ve reel sektörümüzü rahatlatmak için devreye aldığımız aksiyon planımızı uygulamaya devam ediyoruz” denildi. Karşılıklı iyi niyet esasına dayalı olarak nitelenen diğer tedbirler şöyle:   
  

Kredi kanalları açık tutulmaya devam edecek.

-Firma nakit akışlarının sürdürülebilirliğini teminen, vade ve fiyatlamalarda esneklik sağlanmaya devam edilecek.

-Kur artışı nedeniyle limit aşımı oluşan kredilerde limit aşımı dikkate alınmayacak ve kredi kapama talebi yapılmayacak.

-Yine kur etkisi ile teminat değeri risk tutarını karşılamada yetersiz kalan krediler için firmalardan ilave teminat talep edilmeyecek.


Sistemin sağlığını bozabilir
Koç Üniversitesi TÜSİAD Ekonomik Araştırmalar Direktörü Prof. Dr. Selva Demiralp, reel sektörü kur şokunun yarattığı zarardan korumak için açıklanan önlemlerin bankaların kredi riskini artırmak gibi önemli bir yan etkisi olabileceğine dikkat çekti.

Demiralp, bankacılık sisteminin işleyişindeki temel prensipler üzerinden bu riskleri şöyle anlattı: “ Banka , kredi alan müşterinin risk algısı ve yönetimi konusunda kesin bilgi sahibi değildir. Bu nedenle vermiş olduğu kredinin geri ödenememe riskini azaltmak için bazı önlemler alır. Bunlardan bir tanesi teminattır. Şayet borç alan kişi borcunu geri ödeyememe durumunda teminatını kaybedeceğini bilirse risk alma motivasyonu azalır. Borç veren ise risk durumunda teminata el koyacağını bildiği için kredi vermeye daha istekli olur. Bir diğer önlem kredi limitleridir. Çünkü verilen kredinin miktarı ne kadar artarsa borç alanın risk iştahı da o kadar artar.

Kredileri yeniden yapılandırma kolaylıkları, riski artan kredilerde ilave teminat talep edilememesi, limit aşımının dikkate alınmaması gibi reel sektörü bir süre rahatlatacak düzenlemelerin bankaları tedirgin edeceğini ifade eden Demiralp, şöyle devam etti: “Yaşanan kur şokunun reel sektör üzerindeki ezici yükü elbette yadsınamaz. Haziran itibarıyla özel sektör dış borcu 240 milyar dolar seviyesinde. Kurdaki iki haftalık değer kaybı bu borcu 200 milyar TL üzerinde artırdı. Reel sektörü korumak için önemlerin bankacılık sisteminin sağlığını olumsuz etkileyebileceğini de gözardı etmemek gerekiyor.

Çözüm bulmamız gereken sorunun kurdaki patlama ile ekonomiyi nasıl yüzdürebiliriz sorusundan ziyade kuru en kısa zamanda nasıl düşürebiliriz sorusu olması gerek” diyen Demiralp, bunun cevabının ise TCMB’nin ciddi bir faiz artırımına gitmesinden geçtiğini vurguladı.


Enflasyon beklentisi arttı
Merkez Bankası ağustos ayı beklenti anketi açıklandı. Buna göre yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 13.88’den yüzde 16.45’e çıkarken, dolara ilişkin beklenti ise 5.9663 olarak açıklandı.

Ankete göre gelecek 12 ay TÜFE beklentisi yüzde 11.07’den yüzde 12.96’ya, 24 ay TÜFE beklentisi yüzde 9.54’ten yüzde 10.67’ye çıktı. Merkez Bankası politika faizini değiştirmediği son Para Politikası Kurulu kararında enflasyondaki gelişmeleri yakından izlediklerini, buna göre aksiyon alabileceklerini belirtmişti. Öte yandan dolar/TL dün ABD’den yeni yaptırım endişeleri, tatil öncesi yatırımcıların risk almak istememesi ve kredi derecelendime kuruluşu S&P’den beklenen açıklamalara ilişkin tedirginlikle 6.3523’ü test etti. TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı da gün içinde yüzde 8’i aştı ancak kapanışa doğru kur yeniden 6.10’lu seviyelere geriledi. Reuters’a konuşan bankacılar bireysel döviz satışlarına karşın kurumsal döviz alımlarının da devam ettiğini belirtirken piyasalarda oynaklığın endişelerle yüksek olması nedeniyle kurdaki hareketlerinde dalga boyunun yüksek olduğuna dikkat çektiler.

Reformlara hız verilmeli

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Stratejisti Orkun Gödek şu aşamada atılan adımların olumsuz olmadığını belirterek “Bir şekilde öncelikle yangının kontrol altına alınması gerekiyordu. Yapılanları şu aşamada böyle yorumluyorum. Ancak, uzun vadeli olabilmesi için başka adımların da gelmesi gerekiyor” dedi ve şöyle devam etti: “Bunun yanında kamuoyunda gündemde olan yapısal reformlara hız verilmesi, daha sıkı bir mali denge, enflasyon görünümündeki bozulmanın kısa sürede önce hız kesmesi devamında da zaman içerisinde tek haneye inmesi için gerekli adımların atılması, para politikası ayarlaması gibi hamleler destekleyici olacaktır.

Londra merkezli Bluebay Asset Management Stratejisti Timothy Ash ise Merkez Bankası’nın borçlanma maliyetlerini artırıcı üstü kapalı hamlelerine dikkat çekerek, hamlelerin bankaları likidite ihtiyaçlarını karşılamak için daha pahalı bir gecelik borç verme faizinden borçlanmaya ittiğini, borçlanma maliyetlerinin bu hafta 39 baz puan artırıldığını vurguladı.


KOBİ’lere paket
Hazine ve Maliye Bakanlığı, KOBİ’lerin finansmanı için TOBB ve odaların işbirliği, özel ve kamu bankalarının katılımıyla yeni kredi paketi üzerinde çalışıldığını duyurdu. Yapılan açıklamada piyasalarda istikrarın sağlanması yanında ekonomik faaliyetin sağlıklı olarak sürdürülmesinin desteklenmesi için ek önlemler alındığına dikkat çekilerek, “Uygulama kısa süre içinde açıklanacak denildi.







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.