Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’na “Ey Merkez Bankası faizi indirmek için neyi bekliyorsun” diye çıkıştığı 16 Ocak’tan bu yana dolar kuru yüzde 14 yükselirken, Türkiye piyasalarından 1.7 milyar dolar kaçtı.
Merkez Bankası verilerine göre 16 Ocak - 27 Şubat arasında yabancıların satın aldığı devlet iç borçlanma senedi (DİBS) portföyü kur farkından arındırılmış olarak 989 milyon dolar azaldı. Aynı dönemde repo piyasasından 432 milyon dolar, hisse senedi piyasasından 282 milyon dolar çıkış yaşandı. Yabancı yatırımcı toplamda 1 milyar 703 milyon doları Türkiye’den çıkardı.
Erdoğan ve hükümet yetkililerinin piyasaları geren açıklamaları geçen hafta da Türk Lirası’nı vurmaya devam etti. Dolar/TL en son geçen cuma 2.6470’ye yükselerek yeni zirvesini gördü. Lira 15 Ocak’ta 2.3120 seviyesindeydi. Buna göre üç aya yakın bir zamanda TL’nin kaybı yüzde 14.4’ü buldu.
Bundan yaklaşık 15 ay önce de ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artıracağı endişeleri ve 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası artan siyasi riskler sonrası dolar/TL yüzde 10.2 artışla 2.0460’tan 2.2548’e kadar çıkmış, ancak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 21 Ocak’taki toplantısında faizlerde değişikliğe gitmemişti. Karar sonrası dolar yüzde 6.5 daha artarak 2.40 TL’ye dayanınca Merkez 29 Ocak’ta gece yarısı operasyonuyla politika faizini 550 baz puan artırmak zorunda kalmıştı. Karar kurun 2.40’tan 2.30’lara çekilmesini sağlamıştı.
O tarihten bu yana Erdoğan ve çevresi faiz indirimi ısrarını sürdürüyor. Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’yı vatan hainliği ile suçlaması ve Merkez’in 24 Şubat 2015’teki PPK toplantısında enflasyon ve kurdaki yükselişe rağmen 25 baz puanlık faiz indirimine gitmesi ekonomi yönetiminin geleceğine ilişkin endişeleri artırıyor. Dolar 24 Şubat’tan bu yana yüzde 7.32 yükseldi. Özetle kurdaki artış geçen yıl ocak ayında Merkez’i sert bir faiz artışına gitmek zorunda bırakan seviyelerin üzerinde. Döviz sepeti de neredeyse 28 Ocak 2014’teki seviyelerine ulaştı. Bu da gösteriyor ki Merkez’e faiz indirimi ısrarı, eğer doların ateşi düşürülemezse yeniden bir faiz artışına neden olabilir.
Kurdaki yükselişte ABD Merkez Bankası Fed’in faiz artırımına gideceğine yönelik endişeler de etkili oluyor. Özellikle geçen cuma dolar/TL’deki son rekorda küresel gelişmeler tetikleyici oldu. Ancak siyasi belirsizliklerin had safhaya ulaştığı iç piyasada dış etkiler de daha fazla hissediliyor. Örneğin dolar endeksindeki yükseliş, dolar/TL’deki artışın oldukça gerisinde. Dolar endeksi 16 Ocak’tan beri yüzde 5.7 yükseldi. Türk Lirası’nın kaybı iki buçuk kat fazla oldu.
Gözler yine ABD’de
Geçen hafta küresel piyasalara ABD tarım dışı istihdam verileri damgasını vurdu. Tahminlerin üzerinde gelen veri ABD’de faiz artışına yaklaşıldığına işaret etti. Bu hafta da piyasaların odak noktası ABD ekonomisine ilişkin veriler olmayı sürdürecek. Bu açıdan dolardaki güçlenme devam edebilir. Diğer yandan Avrupa Merkez Bankası aylık 60 milyar Avro’luk tahvil alımlarının ilk bölümünü bugün gerçekleştirecek.
Türkiye’de ise sanayi üretimi ve ödemeler dengesi verileri açıklanacak. Cumhurbaşkanı’nın Başbakan Yardımcısı Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Başçı ile olası görüşmesi merakla bekleniyor. Görüşmeden sonra yapılacak açıklamalarda ekonomi yönetimi ve merkez bankasına ilişkin söylemde bir yumuşama olduğu takdirde dolar/TL’de de hafif gerileme görülebilir. Merkez’den gelebilecek sözel bir müdahale de faydalı olabilir. Ancak konuyla ilgili sert söylemin ve hükümetin ekonomiyle ilgili bakanları tarafından yapılan farklı açıklamaların sürmesi TL’yi zayıflatacaktır. Küresel tarafta gelişen ülkeler aleyhine gelişmeler devam eder, yurtiçinde siyasi tansiyon sürerse dolar/TL’deki yükselişi engellemek zorlaşabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder