TSB Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan, maden sektöründe işveren mali sorumluluk sigortası olsa hem iş kazalarının azalacağını hem de madenci babasına ayakkabı yollamak yerine daha fazla şey yapılabileceğini söyledi.
Başbakan Davutoğlu’nun madenciye zorunlu hayat sigortası önerdiğini hatırlatan Kalkavan, “Bu, hayatlarını kaybederler ama tazminatını ödeyelim demek. Halbuki o iş yeri denetlenir maden ruhsatı sigortaya göre verilirse iş kazaları azalabilir” dedi.
Türkiye Sigortalar Birliği (TSB) Genel Sekreti Mehmet Kalkavan, maden sektöründeki iş kazalarına dikkat çekerek, bu problemi çözmek için gelişmiş ülkelerde olduğu gibi maden ruhsatının sigortaya bağlı olması gerektiğini söyledi. Zorunlu sigortanın yeni yeni gündeme geldiğini ifade eden Kalkavan, “Gelişmiş ülkeler bu işi sigortaya bırakmışlar. Ruhsat verirken diyorlar ki, sen şu sigortayı getir. Şimdi mesela sayın Başbakan hayat sigortası diyor. Kimisi ferdi kaza diyor. Ancak işveren mali sorumluluk sigortası daha uygun. Sigortacı gelip madeni inceleyecek. Risk denetimini yapacak. Bu maden standarlara uygun mu değil mi ona bakacak ve eksikliklerini gidermesini isteyecek. Giderirse sigorta yapacak. Yani bu maden standartlara uygun, meydana gelecek zararlarda ben kefilim diyecek. Ruhsat da sigortası olana verilecek” dedi.
Kalkavan, hayat sigortasının kazaları azaltmada etkili bir unsur olmayacağını ifade ederek “Bu şu demek: Hayatlarını kaybederler ama tazminatını ödeyelim. Halbuki öyle değil. O işyerinin denetlenmesi gerekiyor” diye konuştu.
Para boşa gitmiyor
Türkiye’de işlerin hep bağışlarla yürüdüğünü ifade eden Kalkavan, bu kötü bir şey olmasa da sigorta halka iyi anlatılsa ve yaygınlaşsa sigorta havuzunda biriken paranın ihtiyacı olana gideceğini ifade etti. TSB Genel Sekreteri, vatandaş sigorta konusunda fazla bilgi sahibi olmadığı için yaptırdığı sigorta ile ilgili herhangi bir riskle karşılaşmazsa parasının boşa gittiğini düşündüğünü söyledi. Sigortanın boşa giden para olmadığını vurgulayan Kalkavan, “Bu bir imece. Bir havuz oluşturuyorsunuz, o oluşturduğunuz havuzdan o ilgili riskten dolayı zarar görenlerin parasını ödüyorsunuz. Sigorta havuzunda biriken para ihtiyacı olana gidiyor. Bu havuzdan; sigortalının tazminatı ödeniyor, acentalar komisyon alıyor, hasar olduğunda eksperlerin ücreti, tamir masrafları vs alınıyor” dedi.
Devlet bu işe el atmalı
TSB Genel Sekreteri Kalkavan, sigorta halka iyi anlatılsa ve yaygınlaşsa sigorta havuzunda biriken paranın ihtiyacı olana gideceğini söyledi.
Türkiye’de 14 tane zorunlu sigorta olduğunu belirten Kalkavan “14 tane sigorta yapıyorsunuz, evde anne baba bilmiyor okulda eğitimi de yok nerede öğreneceksiniz bunu? Kimse bilmiyor. Bu yüzden devlet olarak buna bir el atılması lazım” dedi. Kalkavan şöyle devam etti:
- Bizde hep usul şu. Bir çocuk bir vitrindeki oyuncağa bakıyor bunu sosyal medyada paylaşıyorsunuz, çocuğa oyuncak yağıyor. Madenci babasının zor bir sürecin ardından kameralara ayakkabısı yansıyor babaya ayakkabı yağıyor. Bu çok güzel bir duygu ama bunun yerine bu insanlar sigorta teminatı altında olsa daha faydalı olur.
- Trafik kazasında sizin kusurunuz yokken yaralanırsanız trafik sigortası ödüyor. Mesela bir araba size çarptı ve kaçtı, bunu da trafik sigortası güvence hesabından karşılıyor. Güvence hesabında şu an 900 milyon üzerinde bir para bulunuyor.
- Trafik riski ile birlikte 200 bin liralık bir ferdi kaza sigortasının yıllık primi 180 lira. 10 ay taksit yapabiliyorsunuz. Başınıza bir şey gelse yakınınıza 200 bin lira para ödüyor. Bunların anlatılması lazım.
- Bir diğer önemli zorunlu sigorta türü tıbbı kötü uygulama. Bir hekim kazayla bir insana zarar verirse tedavi esnasında kusuruyla onun verdiği zarar sigortadan karşılanıyor. Her hekimin işlem başına 400 bin liralık bir sigorta teminatı var.
- Seyahatlerde zorunlu koltuk sigortası var. Asansörler sigortalı olmak zorunda.
- Sigorta şirketleri uzun yıllar sonra ilk kez kâr etti. Yani bu para dağılıyor sigorta şirketine kalmıyor, biraz fazla kâr olunca şirketler rekabetten fiyatı aşağı çekiyor. Mesela 600 dolara ulaşabilsek ülke çapında, 200 bin liralık sigorta primi 180 liradan 130 liraya inecek. Çünkü sayı arttıkça prim düşüyor. Havuz büyüyor.
- Benzin istasyonunuz varsa tehlikeli maddeler sigortanız olması lazım. Etrafa vereceğiniz zararı koruma altına almış oluyor. Ruhsat verilirken bu sigortayı arıyorlar. Ama takibi yok. Yıl sonu yenilemeyebiliyorsunuz. Zorunlu sigortaların takibine ilişkin yönetmelikle sigorta yenilenmezse kamu otoritesi ruhsatla ilgili işlem yapabilecek.
Sektör reel olarak küçüldü
Mehmet Kalkavan, Türkiye sigorta sektörü dünya ile kıyaslandığında, ortalama prim üretiminin dört birine ancak ulaştığını söyledi. Türkiye’de kişi başına prim üretiminin 150-160 dolar olduğunu belirten Kalkavan “Dünya ortalaması 600 doların üzerinde. Büyük dünya devletiyiz diyoruz ama dünya ortalamasını tutturamamışız. Ortalamayı yakalamak için dört kat yolumuz var. Gelişmiş ülkelere baktığımızda bu zaten 7000-8000 dolarlara çıkıyor” dedi.
Sektörün 12 yıldır yüzde 5-10 arasında reel büyüme gösterdiğini ifade eden Kalkavan, 2001 krizinden sonra ilk kez 2014’te reel küçülme yaşandığını söyledi. Kalkavan bunun nedenleri şöyle anlattı: “2012 yılında 1.2 milyar trafik sigortası zarar edince 2013’te trafik sigortası pirimi yüzde 38 arttı. Ciddi oranda bir artış gerçekleşti. O artışın sonrasında bu sene trafik primlerimiz yerinde saydı. Primin de yüzde 26’sı oradan gelince o yüzden yüzde 6.4 gibi büyüyebildik. Dip toplamını aldığımızda 2013’teki 17.8 milyar liralık prim üretimi, 2014’e 19 milyara çıktı. Ama enflasyon çıkardığımızda küçülme yaşadık.”
Kalkavan sektörün teknik kârının 812 milyon lira olduğunu belirtti. Zorunlu sigortaların hasar ödeme usül ve esaslarıyla ilgili yurtdışı ile uyumlu bir mevzuat düzenlenirse 2015’in sektör için verimli bir yıl olacağını söyledi.
Yorumlar
Yorum Gönder