Davutoğlu, seçim vaatlerinin hepsini yerine getirdik diyerek ekonomide
pembe tablo çizse de bu vaatler kırılganlıkları azaltacak yapısal reform
niteliği taşımazken, enflasyondan ihracata veriler hedeflerden oldukça
uzak.
Başbakan
Ahmet Davutoğlu, seçim öncesi verdikleri vaatlerin hepsini yerine
getirdiklerini söylese de, harcamaları artırarak ekonomiyi canlandırma
adımları olan bu vaatlerin ekonomik verilere nasıl yansıyacağı önem
taşıyor. Ücret artışı, kamu harcaması ve kredi genişlemesini
içerdiğinden kriz önlemleri olarak da nitelendirilen bu vaatler, tüketim
odaklı olduğundan cari açığı artıracak ve bütçe dengesini bozacak
etkiler içeriyor. Öte yandan, seçim öncesinde de oldukça dillendirilen
sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak, enflasyonu düşürecek, ihracatı
artıracak yapısal reformlardan hâlâ haber yok.
Davutoğlu’nun
önceki gün Reform Tanıtım Toplantısı’nda açıkladığı ve yerine
getirdiklerini söylediği “Asgari ücretin 1300 TL’ye çıkarılması,
seyyanen zamlar, kendi işini kurmak isteyenlere 50 bin TL’ye kadar
karşılıksız destek, esnafa 30 bin TL’ye kadar faizsiz kredi imkanı,
seracılara 100 bin liraya kadar destek, 18-40 yaş aralığında çiftçilere
30 bin TL’ye kadar hibe desteği, ön lisans ve lisans öğrencilerinin
burslarında yapılan yüzde 21 artış” gibi vaatler bir miktar daha bütçe
açığı pahasına kamu harcamalarının artırılmasıyla gerçekleştiriliyor.
Amaç harcamaları artırarak büyümeyi desteklemek. Söz konusu reformların
bütçeye ne kadar yük getireceği ise belirsizlik kaynağı olmayı
sürdürüyor.
Reform yorgunu
Konuyla
ilgili görüşlerine başvurduğumuz eski bir Merkez Bankası üst düzey
yetkilisi “Şu ana kadar yapılanlar genişlemeci maliye politikası. Yani
harcamaları artıran birtakım işlemler. Yapısal reformlara ise hâlâ sıra
gelmedi. Dolayısıyla önce bu döneme kadar yapılanların sonuçlarını
kamuoyuyla paylaşmaları gerekir. Neredeydik nereye geldik ve eski
yerimizden yeni yerimize gelinceye dek ne kadar masraf yaptık, ne kadar
araştırma yaptık, hangi sektörde neredeydik şu anda bulunduğumuz yer ne
şeklinde. Bunlarla ilgili hiçbir açıklama yok. Türkiye reform
konuşmaktan yoruldu” dedi.
1300 TL efsanesi
Davutoğlu’nun
‘Asgari ücreti 1300 TL’ye çıkardık’ ifadesi ise gerçeği yansıtmıyor.
Çünkü 1300 TL’ye çıkarılan asgari ücrete Asgari Geçim İndirimi (AGİ) de
dahil. Aralık 2015’te asgari ücret AGİ hariç 910 TL idi. Enflasyon
oranında bir artış olsa net 990 TL olacaktı. Şimdi ise 1177 TL.
Yatırım durdu
Büyümenin
sürdürülebilir olması için harcama yerine yatırım ve ihracat odaklı
olması gerekirken, büyümenin bu dönüşümü henüz sağlanamadı. İhracatta
aşağı yönlü bir trend var. Yatırımlar ise artan siyasi ve jeopolitik
risklerden dolayı neredeyse durdu. Merkez Bankası verilerine göre ocak
ayında Türkiye’ye sadece 452 milyon dolarlık doğrudan yabancı yatırım
girişi oldu. Ocak 2015’te bu rakam 1 milyar 483 milyon dolardı. Diğer
yandan bu kadar kamu desteğine rağmen son dönemdeki terör saldırılarının
tüketimi de yavaşlatması bekleniyor.
Merrill Lynch devalüasyon öngörüyor
Bank
of America Merrill Lynch’in, EEMEA bölgesi ile ilgili yayımladığı
haftalık raporda dolar/TL’nin yılın ikinci çeyreğinde 3.30’a çıkacağı
öngörüldü. Bu, hazirana kadar en az yüzde 15’lik devalüasyon anlamına
geliyor. Kurdaki bu oynaklığın sermaye açığı yüksek olan şirketler başta
olmak üzere döviz borçlanmalarını, enflasyonu ve büyümeyi olumsuz
etkilemesi bekleniyor. Merkez Bankası hesaplamalarına göre dolar
kurundaki yüzde 10’luk bir artış enflasyonda 1.5 puanlık yükselişe yol
açıyor.
Merrill
Lynch, üçüncü ve dördüncü çeyrekte ise kurun 3.20 seviyesinde olacağını
öngördü. Kurum cari işlemler açığının GSYH’ye oranının 2016’da yüzde
5.4 olacağını öngörürken hükümetin Orta Vadeli Plan (OVP) hedefi yüzde
3.9. Merrill Lynch’in yüzde 9.5’lik enflasyon öngörüsüne karşın OVP
hedefi yüzde 7.5. Kurum bu yıl yüzde 3.5 büyüme beklerken, hükümet yüzde
4.5 hedefliyor. Hükümet 2016’da bütçe açığının yüzde 1.3’e çıkmasını
beklerken, Merrill Lynch’in öngörüsü yüzde 2.2. Bunda kamu harcamalarını
artırıcı adımlar etkili olacak.
Kurum,
öngörülerini Merkez Bankası’nın yüzde 7.5’lik politika faizini sabit
tuttuğu varsayımına dayandırıyor. Yani Merkez Bankası faiz indirimi
baskısına yenik düşerse verilerin daha da kötü gelmesi söz konusu
olabilir.
Sözü bırak uygulamaya bak
*
ENFLASYON KATI: Çekirdek enflasyon yüzde 9.51 ile hâlâ çift haneye
yakın. Bu, enflasyonda katılaşma olduğunu gösteriyor. Nedeni siyasi
baskı altındaki TCMB'nin büyümeyi desteklemesi.
*
BÜYÜME HARCAMA ODAKLI: Türkiye 2015'te yüzde 4 büyürken, devletin
tüketimi yüzde 6.7 ile en fazla büyüyen kalem oldu. Sabit sermaye
yatırımlarındaki artış yüzde 3.6'da kalırken, kamu harcamaları daha da
artacak.
*
İHRACAT İVME KAYBEDİYOR: Yılın 4 ayında ihracat yüzde 8.1 düştü.
Şubatta 12.4 milyar dolarlık ihracat için 15.6 milyar dolar ithalat
yapıldı.
*
İŞSİZLİK ÇİFT HANE: Aralıkta işsizlik yüzde 10.3'e çıktı. Hükümetin
hedefi yüzde 10.2 idi. İşsizliğin ocakta yüzde 11'i geçmesi bekleniyor.
Asgari ücret artışı bunda etkili olacak.
*
BORÇLAR KATLANDI: Bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan
dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı geçen yılın ilk iki ayına
göre yüzde 10 arttı. Şubat itibarıyla 2 milyon 654 bin 712 kişi
bankalara borçlu.
Yorumlar
Yorum Gönder