Ünlü Profesör Acemoğlu uyardı: Bol para dönemi sona erdi. Türkiye
içeriden kaynaklı mevcut riskleriyle bu dış şoka yakalanırsa 2001've
2008 krizlerinden daha kötüsünü görebiliriz.
Dünyanın en çok alıntı yapılan 10 ekonomistinden biri olarak
gösterilen Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) İktisat Profesörü Daron Acemoğlu, Türkiye ekonomisindeki yapısal, siyasi ve yargı ile
ilgili sorunlara dikkat çekerek bu şartlarda ABD Merkez Bankası'nın
(Fed) faiz artırımının ekonomide bir şok etkisi yaratabileceğini, krizin
2008'deki gibi Türkiye'yi 'teğet' geçmeyeceğini söyledi.
2001 ve 2008 krizlerinde küresel likiditenin bol olduğuna vurgu yapan
Acemoğlu, Fed politikalarının değişmesiyle birlikte Türkiye'nin bu
avantajı kaybedeceğine işaret etti. Ünlü profesöre göre Türkiye, tüm
gelişmekte olan ülkeleri etkileyecek olan bu dış şoka mevcut risklerle
yakalanırsa bir toparlanma şansını yakalayamayabilir. G20’nin sivil
toplum katılım ayağı C20 Zirvesi için istanbul'a gelen Daron Acemoğlu
gazetemizin sorularını yanıtladı. Acemoğlu, Fed'in para politikalarından
Türkiye ekonomisine gündemdeki konuları Cumhuriyet'e değerlendirdi.
* ABD'de faiz artışı yaklaşırken Türkiye ekonomisindeki en büyük risk sizce nedir?
Bence Türkiye ekonomisinin riskleri hala içten geliyor. Tabi ki
dıştan gelen olaylar ivme verecekler ama içimizdeki ekonomik yapısal
bozukluklar bence daha büyük tehlike. Yani eğer belirsizlik süreçleri
olsun, yargı süreçleri, politik süreçler, reform süreçleri olsun doğru
gitse dışarıdan gelen şok bizi biraz etkiler sonra toparlanırız. Öyle
bir durumdayız ki dışarıdan gelen şok bizi etkilerse çok daha negatif
etkileri olur diye korkuyorum.
Alternatif kalmayabilir
* 2008 krizi teğet geçti diye bir söylem vardı. Onun gibi olmayacak mı?
Evet olmayacak. Ve ikinci bir faktör de var bunun içinde. Hem 2001
krizinde hem 2008 krizinin sonunda bize yardım eden bir şey vardı. O da
global likidite. 2001'de de global likidite biz kriz geçirdiğimiz zaman
çok boldu. 2009'da da krizden etkilendiğimizde Fed parasal genişlemeye
başlamıştı ve global yine likidite çoktu. Bu da bizim hızlı
toparlanmamıza yardım etti. Ama şimdi durum öyle değil. Fed giderek para
politikasını darlaştıracak. Ve o zaman global likidite olmadığı zaman
bizim de biraz doğru şeyler yapıp hemen toparlanalım gibi bir
alternatifimiz olmayabilir.
Avrupa kötü etkiler
* Peki, Çin'in yavaşlaması Türkiye'yi nasıl etkileyecek?
Çin'in yavaşlaması bence bizi direkt olarak etkilemez. Ama dolaylı
etkiler. Çünkü biz Çin ile çok ticarette bulunmuyoruz. Ayrıca Çin
yavaşladığı zaman örneğin petrol fiyatları düşüyor. Bu arada petrol
fiyatlarının düşmesinden de çok yararlandık. Son iki senedir cari açığın
düşmesi petrol fiyatlarının düşmesinden kaynaklanıyor. Çin yavaşladıkça
diğer doğal kaynakların fiyatları da düşüyor. Bunun da bize bir etkisi
var. Ama dolaylı olarak Çin yavaşladığı zaman bunun Almanya'ya çok büyük
bir etkisi var. Avrupa üzerinde etkisi var. Ve bunlardan bize gelen bir
negatif etkisi de olacak. Bizim için çok daha kötü olacak bir şey
Avrupa'nın yavaşlaması. Avrupa'da büyük kriz olması bizi direkt olarak
çok daha kötü etkiler. Çünkü Avrupa'ya çok daha fazla ticaretimiz var.
Faizler artık yükseltmeli
* 2008'den sonra uygulanan Fed politikalarının yararlı olduğunu düşünüyor musunuz?
Bu konuda çoğu makroekonomist Fed politikalarının çok yararlı
olduğunu ve hatta sıfır faizin devam etmesi gerektiğini düşünüyor. Bence
ilk yapılan parasal genişleme programı gerçekten o zaman için
gerekliydi. Ama ondan sonra çok uzun süre sıfır faiz olunca bu, ekonomi
içinde birçok verimsizlikler, yanlış kaynak dağıtımına yol açtı.
Amerika'da bunu görüyoruz. Türkiye'de bunu görüyoruz. Amerika'da
2007-2008 krizinden önceki bütün problemlerin nedeni de buydu.
2000'lerin başında da Amerika çok düşük faizlerle ekonomiyi yürüttü. Bu
yüzden ben biraz dert ediyorum. Şu anda çok belirsizlik olduğu için
dünyada Çin borsasının durumu biliyorsunuz tabi büyük olasılıkla Fed
faizleri bir süre daha düşük tutacak. Ama artık ben faizlerin yavaş
yavaş yükselmesinin Amerikan ekonomisinin sağlığı için iyi olacağını
düşünüyorum. Ama gelişmekte olan ülkeler için olacak mı derseniz o daha
büyük bir soru işareti. Tüm gelişmekte olan ülkeler, Türkiye gibi
Brezilya gibi ülkeler faizler artmaya başladığında bir çalkantı
yaşayacaklar.
Türkiye'de fırsat dağılımı eşitsiz
* Peki gelecek dönemde dünya ekonomisinin en büyük sorunu sizce ne olacak?
Eşitsizlik çok önemli bir problem. Ve eşitsizliğin bence çok basit
bir nedeni yok. Birçok nedenden ortaya çıkan bir şey. Dünya ekonomisinin
içinde olan globalleşmenin çok büyük bir etkisi var. Yeni gelen
teknolojilere bakarsanız çok değişik teknolojiler geliyor her sene. Bu
başta elleriyle çalışanları etkiliyor. Bunun da eşitsizlik üzerinde çok
büyük etkileri var. Bunun üzerine bir de yapısal sorunlar var. Örneğin
Türkiye'deki eşitsizliğe bakarsanız bunun en önemli nedenlerinden bir
tanesi Türkiye'deki eğitim dağılımı, Türkiye'deki kaynak dağılımı,
Türkiye'deki fırsat dağılımı çok eşitsiz. Aynı şekilde Endonezya'da,
Filipinler'deki eşitsizliğin nedenleri de bunlar. Amerika'da da biraz
buna benzer. Küreselleşme, teknolojik gelişme ve yapısal sorunlar bir
araya geliyor. Bunların bir şekilde hepsiyle tek tek baş etmek lazım.
Nasıl baş edilecek? Teknolojiyi durdurmayacaksın, küreselleşmeyi
durdurmayacaksın. Yapısal problemleri çözeceksin. Öbürlerine de alttan
bir şekilde çözüm bulmaya çalışacaksın. Yani daha iyi eğitim vererek,
daha iyi mesleki insani kaynaklar geliştirerek. Aynı zamanda vergi
politikalarını da kullanmak lazım. Çünkü vergi politikalarını
kullanmanın nedeni çok başarılı olanlara ceza vermek için değil. Ama
bunları yapabilmek için vergi gelirlerine ihtiyaç var. Bu vergi
gelirleri için daha çok kazananların biraz daha fazla katkıda bulunması
tabi ki doğal.
Yolsuzlukla mücadele
* Bir anlamda yolsuzlukla mücadele de eşitsizliği azaltabilir mi?
Yolsuzluk mücadale de yapısal problemlerden bir tanesi. Bazı
tahminlere göre küresel ekonomiye 1 trilyon dolardan çok zararı var. Çok
korkunç bir rakam. Hiçbir ülke tamamen yolsuzluğu ortadan kaldıramadı.
Ama yolsuzluğa karşı şeffaflık üretmek ve yargı kurumlarını kullanmak
çok başarılı olabiliyor. Ama bunu yapmak için tabi ki politik süreçlerin
olması lazım.
Örneğin yargının bu konuda herkesin üstüne gitmesine izin verilmesi
lazım. Türkiye demokratik kanatlarını bir an için kurduğu zaman piyasa
reformlarını yaptı. Yolsuzluğun kontrolü, hukuk devleti, hesap
verilebilirliğe baktığımızda krizden önce bir duruyor bir ilerliyor.
Dünya Bankası yönetmelikleriyle bir an için algı iyileşti. Ancak yeniden
bozuldu. Çünkü sivil toplum ortamı, medya özgürlüğünde büyük bir
bozulma var.
Silahlar sussun
* Terör konusunda ne düşünüyorsunuz?
Ne
diyebilirim. İnsanlar çok konuşuyorlar ama insanların öldüğü bir
durumda bu çok acıklı. Ölen her bir insan çok büyük bir kayıp. Bunu bir
şekilde durdurmak lazım. Ve bence bunu durdurmanın en iyi yolu bir
şekilde silahlarla değil konuşarak sorunları çözmek.
* Türkiye ikinci çeyrekte yüzde 3.8 büyüdü ama işsizlik yükseliyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Bence
büyüme şu anda taleple, hükümet sektöründen itmeyle gelen bir büyüme.
Organik, doğal bir büyüme değil. Örneğin 2002-2006 arasında olan yüksek
kaliteli, üretkenliği artıran bir büyüme değil. Öyle bir büyüme olduğu
zaman bunun istihdama olan etkisi de daha pozitif oluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder