Ana içeriğe atla

Devlet Tiyatroları'nda koronavirüs krizi

Devlet Tiyatroları dekoratörü Ali Cem Köroğlu'nun Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirmesi ihmal iddialarını artırdı. Kurumda yeterli önlem alınmadığını belirten sanatçılar sorumlular hakkında soruşturma açılmasını istiyor.


Türkiye'de artan Covid-19 vakaları karşısında "evde kalın" uyarıları sürerken, Devlet Tiyatroları'na (DT) bağlı tiyatro, opera ve orkestralar çalışmaya devam ediyor.

İzmir Devlet Tiyatroları'nda 24 Kasım'da prömiyeri yapılan "Karıncalar/Bir Savaş Vardı" oyununun kostüm ve dekor tasarımını yapan 62 yaşındaki Ali Cem Köroğlu'nun Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirmesi ihmal iddialarını artırdı.

Kurt'a ilişkin iddialar

Tek kişilik oyunun sözleşmeli oyuncusu ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt'un oğlu Akın Kurt'un karantina şartlarına uymadığı için virüsü ekipte bulunan 40'tan fazla kişiye bulaştırdığı öne sürülüyor. Kurt'un prömiyerden bir gün sonra yaptırdığı Covid-19 testi pozitif çıktı. Sanatçının babası olan DT Genel Müdürü Mustafa Kurt'un karantina sürecinde olduğu, virüsü oyun öncesi kendisini ziyarete gelen annesinden almış olabileceği iddialar arasında.

Sanatçı ve dernekler, konu hakkında soruşturma açılmasını talep ederken Devlet Tiyatroları'nda artan virüs tehdidine karşın yeterli önlem alınmadığı belirtiliyor.

"Bakanlığı sorumlu tutuyoruz"

DW Türkçe'ye konuşan tiyatro sanatçısı Füsun Demirel, Ali Cem Köroğlu'nun vefatından Kültür Bakanlığını ve Devlet Tiyatroları Müdürlüğü'nü sorumlu tuttuklarını söylüyor.

Tiyatro sanatıçısı Füsun Demirel

Tiyatro sanatıçısı Füsun Demirel

"Olayla alakalı muhakkak hukuki ve idari soruşturma açılmalı" diyen Demirel, şöyle devam ediyor: "Burada önce Kültür Bakanlığının sonra Müdür Mustafa Kurt'un ve sonra oğlu Akın Kurt'un ciddi ihmali ve sorumsuzluğu vardır. Akın Kurt neden pozitif olan babası Mustafa Kurt'un yanında olan annesi ile görüştü? Ailece pozitif olmalarına rağmen prömiyere kadar test yaptırmayıp prömiyer ertesi test yapılan Akın Kurt pozitif çıkıyor. Zaten onlarca kisiye bulaşmış o süreçte. Bakanlığın müdürlüklerden inisiyatif ve yetkiyi almasıyla işleyiş tam bir boyundurluk sistemine dönüştürülmüştür."

"Test yaptırılmıyor"     

Kültür ve Turizm Bakanlığının tiyatrolarda çalışan sanatçı ve personele test yaptırmadığını belirten Demirel, isteyenin kendi imkanı ile test olduğunu söylüyor. Demirel, Bakanlığın tüm özel tiyatroların bile oyunları durdurduğu dönemde kurumun oyunlarını devam ettirdiği ve turneler yaptırdığını, bu tavrı ile de sanatçıları ve çalışanları riske attığını savunuyor.

DW Türkçe'ye konuşan tiyatro sanatçısı Şebnem Sönmez ise "Birkaç gündür bize çok acı veren bir durumla sarsıldık. Bu ülkenin sahne tasarımı alanında en yetkin sanatçılarından biri olan Ali Cem Köroğlu; DT'nin Covid-19'a karşı önlem alınmadan inatla sürdürülen oyun provası sebebiyle öldü. Bütün dünya aynı zorlukla baş etmeye çabalıyorken; DT'nin sanki pandemi yokmuş gibi davranmasını aklım da vicdanım da kabul etmiyor" yorumunu yapıyor.

Sönmez: Hesap verilmeli

Sönmez, bu vahim durumun devletin önemli bir kurumunun yönetilemediğini net biçimde gösterdiğini savunuyor. Provası yapılan oyunda hiçbir önlem alınmadan ısrarla sürecin devam ettirildiğine işaret eden Sönmez, hem Devlet Tiyatrosu'nun kurum olarak hem de Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Kurt'un kişisel olarak hesap vermesi gerektiğini düşünüyor.

Tiyatrosu sanatçısı Şebnem Sönmez

Tiyatrosu sanatçısı Şebnem Sönmez

Meslektaşlarının ağır koşullarda çalıştığını aktaran Sönmez, pandemide tiyatroların perde açmasının mesleki bir zorunluluk olmadığına vurgu yapıyor. Sönmez, "İnsani sorumluluk her zaman mesleki mecburiyetlerden önce gelir. Eğer insanın değeri yoksa tiyatronun da değeri yoktur. Kaybettiğimiz nadide arkadaşımız Ali Cem Köroğlu için yasımızı tutarken konunun sıkı takipçileri olmayı asla bırakmayacağız" diyor.

CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, geçen hafta Devlet Tiyatroları'nda 50'den fazla çalışanın Covid-19'a yakalandığını belirterek Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi.

1 Aralık'ta koronavirüs ile mücadele tedbirleri nedeniyle daha önce 19.30'da başlayan temsillerin saatleri 18.00'e çekilmişti.

Ankara, İstanbul, İzmir ve Bursa'daki temsil ve provalar, geçen hafta vakaların gündeme gelmesinin ardından müdürlüklerce durduruldu. Diğer bölgeler ise faaliyetlerini sürdürüyor.

İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü bugün personeline gönderdiği mesajda Covid-19 için test yaptırmak isteyenlere kurum tarafından test yaptırılacağını bildirdi.

"Karantina süresi 10 güne çekildi"

DW Türkçe'ye konuşan Ankara Devlet Tiyatrosu'ndan bir oyuncu ise pandemi koşullarındaki çalışma sürecini şöyle anlatıyor: "Resmi olarak 14 gün olması gereken karantina süreleri DT Genel Müdürü Mustafa Kurt tarafından değiştirildi, 10 güne çekildi. Ekipten pozitif kişilerin ayrılıp negatiflerle çalışmaya devam edilmesi söz konusu. Ankara'da 'Selvi Boylum Al Yazmalım' oyununda bir pozitif vaka kulise geliyor, ben pozitifim kendinize dikkat edin diyor. Oyunda 50'den fazla kişi çalışıyor. Diğerleri prova almaya devam ediyor."

Sanatçılar, Türkiye'de sokağa çıkma kısıtlaması dahil çok ciddi tedbirler alınırken Devlet Tiyatroları'nın açık tutulmasının anlaşılır olmadığını vurguluyor.

"Hala üretiyor görünme çabası"

DW Türkçe'ye konuşan tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü'ye göre, Devlet Tiyatroları'nın pandemide açık olmasının altında "Bu şartlarda hala üretiyor görünme" çabası yatıyor.

Tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü

Tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü

Devlet tiyatrolarına ve ödenekli sanat kurumlarına çok uzun süreden beri A kadro oyuncu alınmadığını söyleyen Üzümcü, bunun yerine alınan taşeron oyuncuların sözleşmelerinin her 11 ayda bir yenilendiğini ifade ediyor. Sözleşmeli oyuncuların muvakkat çalıştıklarını ve neredeyse hiçbir haklarının olmadığını vurgulayan Üzümcü, "Ama oynasalar da oynamasalar da maaşları garanti. İşte bu grubun çalıştığına yönelik birtakım imaj yaratma çabası olduğunu düşünüyorum. Çünkü yıllarca ödenekli sanat kurumlarında çalışan oyuncuların, sanatçıların bankamatik memuru olduğu gibi bir yalanın peşinden koştular. Çalışma saatlerini, şartlarını beğenmediler. Yaklaşık 20 yıldan beri ödenekli sanat kurumlarının üzerinde çok yoğun bir şekilde baskı var. Bu baskının da bertaraf edilmesi, her türlü şart altında tiyatro yapılması, herkesin çalışması ya da çalışıyor görünmesi üzerine kuruldu. Maalesef bu hastalıklı durum da aramızdan Ali Cem Köroğlu gibi değerli bir sanatçıyı alıp götürdü" diye konuşuyor.

"Birincil etken ihmal"

DW Türkçe'ye konuşan tiyatro sanatçısı Bülent Emrah Parlak ise Türkiye'de Covid-19 sebebeyle alınan kısıtlama önlemlerinin eksik olduğunu savunuyor.

Tiyatro sanatçısı Bülent Emrah Parlak

Tiyatro sanatçısı Bülent Emrah Parlak

Bilim insanlarının öngördüğü bir süre tam kapanmaya gidilmesi gerektiğini düşünen Parlak, "Sadece parası olanın rahatça kapandığı değil para kazanmak zorunda olan işçi-emekçi ve esnafın da hayatlarını korumak amacıyla desteklerin artırıldığı bir kapanmaya gidilmelidir" diyor. Ali Cem Köroğlu'nun vefatında "kesinlikle" ihmal olduğu görüşünü paylaşan Parlak, "Bu saatten sonra sadece Ali Cem Köroğlu değil çalışmak zorunda olan herkesin hayati tehlikesinde birincil etken ihmaldir" yorumunu yapıyor.

Köroğlu'nun hayatını kaybetmesinin ardından açıklama yayınlayan Devlet Tiyatrosu Sanatçıları Derneği de sürecin şeffaf yönetilerek sorumluların soruşturulması çağrısı yaptı. Dernek, koronavirüs sürecini kapsayacak şekilde perdelerin süresiz kapatılması gerektiğini vurguladı.

Devlet Tiyatroları ağır koşullarda çalışırken, çok sayıda özel tiyatro ise pandeminin yükünü kaldıramadı. Ankara Sanat Tiyatrosu, 58 yıldır perde açtıkları tarihi salonu boşaltmak zorunda kaldıklarını duyurdu.

Devlet Tiyatroları'nda koronavirüs krizi - DW Türkçe








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.