Siyasi ve ekonomik risklerle dolar 3.78, Avro 4 TL’yi geçerken Merkez’in bekle-gör politikası piyasalarda endişeyi katladı. Merkez, kurun ateşini düşürmek için adım atmak zorunda kaldı.
Siyasi, jeopolitik ve güvenlikle ilgili riskler birleşip buna bir de bozulan makroekonomik ortam da eklenince dolar ve Avro kuru rekor üstüne rekor kırmayı sürdürdü. Dün dolar 3.7830, Avro ise 4.0079 TL ile yeni tarihi zirvesini gördü.
Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz artırmayacağına dair oluşan güçlü algı nedeniyle kuru tutacak hiçbir şey kalmazken, reel faizin negatife indiği ortamda piyasalarda adeta kayış koptu. Güne 3.7210/3.7240 seviyesinde başlayan dolar/TL öğleye doğru 3.78 seviyesini geçti. Sabah saatlerinde 3.9467/3.9505 seviyesinde olan Avro/TL ise 4 seviyesini aştı. Bunun üzerine Merkez öğleden sonra açıklama yaparak adım atmak zorunda kaldı. Merkez, piyasalarda gözlenen aşırı oynaklığın yakından takip edildiğini, sağlıksız fiyat oluşumlarına karşı gerekli tedbirlerin alınacağını açıkladı.
İki adım attı
Merkez Bankası son faiz toplantısında enflasyonu etkileyen unsurları izleyerek temkinli duruşunu koruyacağını açıklamıştı. Hükümetten faiz artırımı yapılmaması konusunda uyarılar sürerken, Merkez’den düne kadar faiz aksiyonu sinyali gelmemesi, yatırımcının yükselen kur karşısında yine adım atılmayacağı algısını güçlendirmişti. Bu nedenle Merkez’in açıklaması piyasaları az da olsa rahatlattı. Açıklama öncesi 3.7690 seviyesinde olan dolar/TL 3.7450’nin altına geriledi. Avro/TL de 3.97 civarına indi. Serbest piyasada dolar 3.7720, Avro 3.9870 TL seviyesinden kapandı.
TCMB ayrıca Bankalararası Para Piyasası’nda bankaların borç alabilme limitlerini 11 Ocak’tan itibaren toplam 22 milyar TL’ye düşürdü. Yabancı para zorunlu karşılık oranlarını tüm vade dilimlerinde 50 baz puan indiren TCMB, bu değişiklik ile finansal sisteme yaklaşık 1.5 milyar dolar ilave likidite sağlanmış olacağını açıkladı.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi ise Merkez’in inisiyatifi elinde bulunduğunu belirterek “TCMB faiz artırımını gerekli görüyorsa bunu kendi karar mekanizmaları içinde alır ve uygular ama ben artıştan yana değilim” dedi.
Yüzde 8 eridi
Merkez Bankası (TCMB) 20 Aralık’ta yaptığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında bekle-gör politikası izleyerek faizleri değiştirmemeyi tercih etmişti. O tarihten bu yana Türk Lirası dolar karşısında yüzde 8 eridi. Serbest piyasada 19 Aralık’ta dolar 3.5020, Avro 3.6530 TL’den kapanmıştı. Görülen son zirvelere göre Merkez’in faiz kararıyla birlikte dolar kuru 2.8 kuruş, Avro kuru 3.5 kuruş arttı.
TL kayıpta birinci
Kurun yükselişinde hem iç hem dış riskler etkili oluyor. Küresel piyasalarda Fed’in faiz artıracağı endişeleri doları yükseltirken, içeride Anayasa değişikliği ile siyasi sisteme ilişkin tartışmalar, referandum belirsizliği, jeopolitik riskler ve güvenlik riskleri, Fitch’in 27 Ocak’ta notu indirme ihtimali öne çıkıyor.
İç riskler nedeniyle TL, diğer gelişen ülke para birimlerinden negatif ayrışıyor. Türk Lirası 2016’da en çok değer yitiren gelişen ülke para birimi olmuştu. TL’deki değer kaybı dün gün içinde dolar karşısında yüzde 1.9, Avro karşısında yüzde 2’yi buldu. TL’nin aksine diğer gelişen ülke para birimleri genelinde ise değer kazancı trendi hakim oldu. Polonya Zlotisi, Rus Rublesi, Brezilya Reali dolar karşısında yükseldi. Çek Korunası, Macar Forinti, Güney Afrika Randı ve Meksika Pezosu’ndaki düşüşlerde TLdeki gerilemenin üçte birinden az oldu.
Reel sektör korunmasız
Son zamanlarda dolar/TL kurundaki sert yükseliş net yabancı para borcu bulunan şirketleri zor durumda bıraktı. Destek Yatırım Araştırma Müdürü Murat Tufan, kur risklerinden korunmanın mevcut en etkin yolunun “hedge enstrümanları kullanmak” olduğunu belirterek “Reel sektörün toplamda 293 milyar dolar brüt dış borcu bulunuyor. Japonya’da KOBİ’lerin dahi kullandığı hedge opsiyonlarının öneminin şirketlerimiz tarafından halen tam anlaşılmadığı görülüyor” dedi. Yılbaşından bu yana dövizdeki hareketliliğin şirketlere yaklaşık 3 milyar TL ekstra yükümlülük getirdiğini söyleyen Tufan, “2016’nın 3. çeyrek bilanço rakamları incelendiğinde 2 milyar TL’nin üzerinde döviz açığı olan 11 büyük şirket olduğu görülüyor. Şirketlerin 4’ü enerji ve 2’si perakende sektörlerinde iken diğerleri iletişim, yatırım, inşaat, ulaşım ve otomotiv sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Şirketlerin yükümlülüklerini hedge etme oranları yüzde 0 ile yüzde 50 arasında değişirken 5 şirketin hedge enstürümanlarını etkin kullanmadığı görülüyor” diye konuştu.
Vakıf Yatırım tarafından derlenen verilere göre, üçüncü çeyrek itibariyle döviz açık pozisyonu en yüksek 10 şirket ise sırasıyla şöyle: THY 20.699 milyon lira, Türk Telekom 15.297 milyon lira, TÜPRAŞ 10.140 milyon lira, Turkcell 4.146 milyon lira, Anadolu Efes 3.552 milyon lira, Zorlu Enerji 2.611 milyon lira, Torunlar GYO 2.508 milyon lira, Tofaş 2.254 milyon lira, Migros 2.187 milyon lira, Ak Enerji 2.125 milyon lira.
Yorumlar
Yorum Gönder