Kur, 3.60 ile yine rekor kırarken Merkez Bankası’nın döviz rezervleri de eridi. Rezervler ne kısa vadeli dış borcu ne de ithalatı karşılıyor. Sermaye kaçışı ekonomiyi vuracak.
Artan iç siyasi riskler ve küresel gelişmelerin etkisiyle her gün yeni bir rekor kıran dolar/TL dün de 3.60 ile tarihi zirvesini gördü. Önceki gün başkanlık endişeleriyle zirveye çıkan kurdaki keskin artışı dün tetikleyen ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın düşük faiz çağrısı oldu. Saat 12.27 sıralarında “Faizi düşürmekten başka çare yok” ifadesini kullanan Erdoğan, dolar/TL’yi 3.5045’ten 3.60’a kadar çıkmasına neden oldu. Avro/TL ise 3.82’yi geçti. Serbest piyasada dolar 3.5220, Avro 3.75 TL’den kapandı. Kur her gün yeni tarihi zirvesini görürken, Merkez Bankası’nın döviz rezervleri de alarm veriyor. Krizlere karşı önlem olarak biriktirilen döviz rezervleri Türkiye’nin kısa vadeli dış borçlarını karşılamıyor. Cari açığın finansmanını kısa vadeli sermaye akışlarıyla finanse etmesi ve kısa vadeli dış borçların rezervlerine göre daha yüksek olması Türkiye’nin riskini artırıyor.
Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervleri en son açıklanan 25 Kasım verilerine göre 100 milyar doların altına düştü. Bankanın brüt döviz rezervi 18 Kasım’da 101 milyar 277 milyon dolardı. Rezervler bir haftada 2 milyar 243 milyon dolar azalarak 99 milyar 34 milyon dolara geriledi. Yine Merkez Bankası verilerine göre Türkiye’nin kısa vadeli dış borç stoku, en son eylül ayında 103.3 milyar dolar olarak açıklandı. Buna göre rezervler kısa vadeli dış borcun 4 milyar 265 milyon dolar üzerinde bulunuyor. Kısa vadeli dış borç stokunun yüzde 50.6’sı dolar, yüzde 29.2’si Avro, yüzde 17.4’ü TL ve yüzde 2.8’i diğer döviz cinslerinden oluşuyor. Vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç miktarı ise 164.7 milyar dolar seviyesinde. Yani 1 yıl içinde ödenmesi gereken borçlar da rezervlerden 65 milyar 665 milyon dolar fazla.
74 milyarı geçiyor
Öte yandan 99.035 milyar dolar, bankanın brüt döviz rezervlerini ifade ediyor. Net döviz rezervini bulmak için yükümlülükleri düşmek gerekiyor. Merkez Bankası’nın aylık olarak yayımladığı Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi verilerine göre Merkez’in ekim ayındaki toplam yükümlülüğü yani borcu 74 milyar 490 milyon dolar. Bankalar döviz yükümlülükleri için zorunlu karşılıkları döviz olarak TCMB’ye yatırıyor. Bankalar, TL yükümlülüklerine ilişkin zorunlu karşılığın bir bölümünü de döviz olarak TCMB’ye yatırıyor. TCMB’ye yatırılan zorunlu karşılıklar banka bilançolarının aktifinde döviz varlıkları içinde yer alırken, bankaların döviz rezervine dahil oluyor. Ekim verilerine göre Merkez Bankası’nın resmi rezervleri 118 milyar 387 milyon dolar. Bundan altın rezervleri, IMF rezerv pozisyonu ve SDR’ler çıkarıldığında direkt alım satıma konu olan döviz varlıkları 99 milyar 500 milyon dolar. Bu rezervlerin içinde Merkez’in yükümlülükleri yani döviz borçları da yer alıyor. Bu borçlardan birincisi döviz kredileri, menkul kıymetler, Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları’ndan (KMDTH) oluşan vadesine 1 yıl veya daha az kalmış döviz yükümlülükleri 11 milyar 398 milyon dolar ediyor. Bir yıl içinde ödenecek Hazine garantili dış borçlar, kalan vadesi bir yıldan uzun KMDTH, zorunlu karşılıklardan oluşan şarta bağlı döviz yükümlülükleri ise 63 milyar 92 milyon dolar olarak hesaplanmış.
İthalatı karşılamıyor
Bu borçları Merkez’in döviz varlıklarından düştüğümüzde 25 milyar 10 milyon dolar kalıyor. Yani net rezerv, Merkez’in brüt rezervlerinin ve kısa vadeli dış borcun dörtte birinden daha az. Bu, Merkez’in her an satmaya hazır olduğu döviz miktarını ifade ediyor. Son dış ticaret verileri ekimde ithalatın 17 milyar dolar olduğunu gösteriyor. Yani, net rezervler ithalatı sadece altı hafta karşılayabiliyor. Dış ticarette en çok ihracat ve turizm kaleminden gelirler elde ediliyor. İthalat kaleminde yükselişler yaşanırken gelirlerin azalması TCMB’nin rezerv kullanmasına neden oluyor. Bu durum da ileride bir finansman sorununa neden olabilir.
Türkiye G20'den düşebilir
Kurdaki son rekorlarla birlikte milli gelir de kişi başı milli gelir de eriyor.
Hükümetin hazırladığı 2016-2019 dönemine ait Orta Vadeli Program’da yapılan hesaplamalar bu yıl dolar kuru ortalamasının 2.9586 olacağı varsayımına dayanıyordu. Kur rekor üstüne rekor kırarken en son dün 3.60’a kadar çıktı. Bundan sonra dolar düşmezse kurun yıllık ortalaması 3.55 seviyesinde olacak. Yakın tarihte büyümenin yerinde sayacağı da varsayılırsa çeyrek dönemler itibarıyla hesaplandığında Türkiye’nin 2016 gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) TL bazında 2 trilyon 49 milyar TL’ye iniyor. Dolar bazında GSYH ise 577 milyar dolara geriliyor. Kişi başına GSYH de hükümetin tahminlerinde kullandığı 78 milyon 545 bin 927 kişilik nüfusla hesaplandığında 7 bin 346 dolara iniyor.
21. sıraya geriliyor
Bu yıl Türkiye’nin yüzde 3.2 büyüyeceğini hesaplayan ekonomi yönetimi, GSYH’nin TL bazında 2 trilyon 148 milyar lira, dolar bazında 726 milyar dolar olacağını öngörüyordu. Kişi başı GSYH öngörüsü de 9 bin 243 dolardı. Buna göre hükümetin hesabı kişi başına gelirde 1897 dolar, milli gelirde 149 milyar dolar şaşıyor. Yeni hesaplamayla Türkiye, Center for Economics and Business Research’ın hazırladığı Dünya Ekonomi Ligi’nden iki basamak düşüyor. Sıralamada 718 milyar dolar GSYH ile Hollanda’nın ardından 19. olan Türkiye, GSYH’sinin 600 milyar doların altına gerilemesiyle 21. sıraya geriliyor. İsviçre ve Arjantin, Türkiye’yi geçiyor
Yorumlar
Yorum Gönder