Ana içeriğe atla

Türkiye yol ayrımında

Kalite Derneği’nin düzenlediği 25. Kalite Kongresi’nin açılışında konuşan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son dönemde AB üyelik müzakereleri sürecinde yaşananları sağlıklı bulmadığını belirtti. TÜSİAD Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk de, Türkiye’nin çok ciddi yol ayrımında olduğunu belirterek “Türkiye için yeni normal, kavga ve kaos mu, yoksa hukukun üstünlüğü ve demokratik değerler mi olacak” diye sordu.


11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, refah toplumu haline gelmenin sadece ekonomik faaliyetlerle değil siyasetle yani demokrasiyle alakalı olduğu belirterek “Türkiye’nin tekrar demokratik ve ekonomik reformları yaptığı döneme dönmesi gerekir. Ekonomi, demokratik standartlarla hukukla birleştirdiğimizde başarılı olabilir” dedi.

Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) işbirliğiyle düzenlediği, gazetemizin de iletişim sponsorlarından biri olduğu 25. Kalite Kongresi’nde demokrasi ve hukukun üstünlüğü vurgusu ön plana çıktı. Kongre’nin açılış konuşmalarını yapan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TÜSİAD Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk, Türkiye’nin kaos ve kavga ortamından uzaklaşıp demokratik standartları yükseltmesi gerektiğine vurgu yaptılar.

Abdullah Gül, konuşmasında, orta gelir tuzağına dikkat çekerek “Orta gelirli ülke olarak yolumuza devam etmek mi yoksa önümüzdeki kritik eşiği aşarak çağdaş demokratik kalkınmış ülkelerden biri haline gelmek mi? Tabii ki ikincisi. Bunun için hukukun üstünlüğünün, temel insan haklarının garanti altına alındığı, kuvvetler ayrılığının olduğu yönetim sistemini gerçekleştirmek gerekir. Şeffaflık, hesap verebilirlik olmalı. Bütün bunları gerçekleştirdiğimiz takdirde orta gelir tuzağından kurtuluruz. Avrupa ile tam üyelik müzakerelerine başlayan bir ülkenin halkının bu şartlara razı olacağına inanmıyorum” dedi.

‘Öngörülebilir olmalı’
Demokratik standartları yükseltmeden Türkiye’de kişi başına düşen gelirin 25 bin dolara çıkamayacağına işaret eden Gül, “Türkiye’nin bu atmosferden bir an evvel çıkması gerekir temmuz ayında yaşadığımız haince darbe teşebbüsünün ve bu işleri yapanlarla ilgili hukuki süreçlerin takip edilmesi ayrı bir husus ama Türkiye’yi bu zeminden çıkarmak gerekir. Süratli bir şekilde pozitif gündeme geçmemiz, Türkiye’nin önünü öngörülebilir yapmamız lazım. Yoksa bu standartlara orta gelirli olmaya razı olmuş oluruz. Bizim sınavımız üst gelirli demokratik ülkeler arasına girmektir. Cumhuriyet’in 100. yılına gelindiğinde herkesin özgürce yarınından korkmadan yaşayacağı bir ülke yaptığımızda başarılı olabiliriz.



‘AB bir çıpadır’
Abdullah Gül, AB üyelik müzakereleri sürecinde son dönemde yaşananları sağlıklı bulmadığını belirterek “Kendi çıkarımız açısından bakıyorum. AB dediğimizde mesele 28 üye ülkeden biri olmak değil, mesele o standartlarda bir ülke olmak. Bunu Avrupa’ya taviz vermek olarak görürseniz yanılırsınız. Bu süreç bizim işimize yarıyor mu yaramıyor mu buna bakmak gerekir ki çok yararlı oldu. Ekonomik olarak da siyasi olarak da. Kurallar ve öngörülebilirlik vardı. Geleceği öngörülebilir olan yerde güven vardır, yatırımcı vardır ve tabii ki büyüme vardır. Nitekim en büyük ekonomik büyümeleri o dönemde gerçekleştirdik. AB’yi bir çıpa olarak görmeliyiz ve o standartları yakalamalıyız” dedi.

Akademik özgürlük
Gül, nitelikli eğitim ve bilimin özgür bir ortamda olabileceğini söyledi. Gül, “Her ilde üniversite olmasının ötesine geçmemiz gerekiyor artık. Eğitim kurumlarında liselerden üniversitelere akademik özgürlüklerin en üst seviyede sağlanması, her türlü teşvikin verilmesi nitelikli insan gücünü artıracak ve Türkiye’nin geleceğine yapılan en büyük yatırım olacaktır” dedi.

[Haber görseli]‘Türkiye yol ayrımında’
TÜSİAD Başkan Yardımcısı Sedat Şükrü Ünlütürk, Türkiye’nin çok ciddi yol ayrımında olduğunu belirterek “Türkiye için yeni normal kavga ve kaos mu yoksa, hukukun üstünlüğü ve demokratik değerler mi olacak” diye sordu.

Dünyanın büyük bir değişimden geçtiğini, bunun 2008 krizinde derinden hissedildiğini vurgulayan Ünlütürk, bu değişimin sancılarının da ‘büyüyememe’ krizini beraberinde getirdiğini söyledi. Ekonomide yeni normalin yavaş büyüme olduğunu anlatan Ünlütürk, şöyle devam etti: “Türkiye krizlere hızlı girer, hızla çıkıp hızlı büyürdü. Şimdi potansiyelimiz olan yüzde 5’in altında büyüyoruz. Dünyada korumacı politikalar işleniyor. Büyüme tüm dünyada daha aşağıda dengeye girecek gibi. Ticaret eskisi kadar hızlı olmayacak. Şimdi sorun bu düşük büyümeyi nasıl yöneteceğimiz.

Dünyada kaynak kullanımını en aza indirmeye çalışan yaklaşım öne çıkıyor. Sağlıktan finansa, enerjiden gıdaya tüm sektörlerin işleyiş biçimi değişiyor. Tüm şirketler er ya da geç üretim süreçlerinde dijitalleşmeyle yüz yüze gelecek. Dünyanın yeni para birimi hız. Bu çağda sermaye değil insan kaynağı daha kısıtlı. Kurumların dijital vizyonunda yüksek insan kaynağına yatırım öne çıkıyor.”

Yeni Normal ne olacak?
25’inci Kalite Kongresi ‘Yeni Normal’ temasıyla dün başladı. Kongrenin açılışında konuşan KalDer Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, Çin’in büyülü büyümesinin yerini etkin büyümeye bırakmak zorunda olduğunu ifade etti. Paylaşım ekonomisinin giderek önem kazandığına değinen Pilavcı, “Takas ekonomisinin 2020 yılında 1.1 trilyon doları bulması bekleniyor. Bunun için yasal altyapı hazırlanması lazım” dedi. Pilavcı, geleceğin cahillerinin okuma yazma bilmeyenler değil, yeni şeyleri öğrenemeyenler olacağını belirtti.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.