Uzmanlara göre, sosyal ağ sağlayıcılarına ilişkin getirilecek düzenleme, Türkiye’de erişim engelleme kararlarını ve sansürü artıracak. Düzenlemeye uymayan platformlar ise VPN ile bile kullanılamaz hale gelecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çarşamba günü AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı açıklamada, YouTube, Twitter, Facebook ve Netflix'i kastederek "Bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz" dedi ve bu konuda kapsamlı bir hukuki düzenleme üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Yeni düzenleme sosyal ağ sağlayıcılarına Türkiye'de hukuki ve mali temsilci bulundurma zorunluluğu getirecek. Erdoğan, düzenleme tamamlandığında erişim engeli ile adli ve mali yaptırımlar dahil her türlü yöntemi devreye sokacaklarını söyledi.
Türk basınında bugün düzenlemenin detaylarını paylaştı. Buna göre temsilci belirlemeyen sosyal ağ sağlayıcılarının internet trafiği, bant genişliğinin yüzde 95 oranında daraltılabilecek.
Ağ sağlayıcılar, Türkiye'den içeriklerle ilgili yapılan başvurulara 72 saat içinde cevap vermekle yükümlü olacak. Şirketler ayrıca Türkiye'deki kullanıcıların verilerini Türkiye'de tutmak zorunda olacak. Aksi takdirde cezai yaptırım uygulanacak. Peki bu yaptırımlar ne anlama geliyor?
"Yargının uzun bir kolu olacaklar"
DW Türkçe'ye konuşan bilişim hukuku uzmanı Prof. Dr. Yaman Akdeniz'e göre, sosyal ağ sağlayıcıları istenen şartlara uysa da uymasa da Türkiye’de internet özgürlüğü olumsuz etkilenecek.
Akdeniz, "Eğer sosyal medya ağları Türkiye'de ofis açarlarsa Türk yargısının bir uzun kolu olarak bir parçası haline gelecekler ve şu anda uygulamadıkları bütün erişime engelleme kararlarını uygulamak durumunda kalacaklar" diyor.
Sosyal ağ sağlayıcıların şu an kendi iç politikalarına ve düzenlemelerine aykırı olan içerikleri Türkiye'de görünmez kıldıklarını veya kapattıklarını söyleyen Akdeniz, Türkiye'nin de siyaseten bu durumdan rahatsız olduğunu vurguluyor. Twitter 12 Haziran'da Türkiye'den 7 bin 340 hesabı "devlet bağlantılı bilgi yayma operasyonlarına" karıştığı gerekçesiyle kapattığını duyurmuştu.
Türkiye'nin gazeteci Can Dündar ve modacı Barbaros Şansal’ın hesaplarına erişim engelleme kararlarını Twitter'ın uzun süredir uygulamadığını hatırlatan Akdeniz, "Eğer Türkiye'de bu ofisler açılırsa tüm bu kararları uygulamak zorunda kalacaklar. Ayrıca kullanıcı bilgilerini de vermek durumunda olacaklar" diye konuşuyor.
"VPN kullanımı daha da zorlaşacak"
Öte yandan Akdeniz'e göre, eğer sosyal ağ sağlayıcıları Türkiye'de ofis açmayı kabul etmezlerse sosyal medya platformlarına Türkiye’den erişim ilk aşamada zorlaştırılacak, ikinci aşamada ise artık bu platformlar kullanılamaz hale gelecek.
Erişime engelli platformlara VPN gibi alternatif servisler üzerinden girmek mümkün olsa da bilişim hukuku uzmanı Akdeniz, Türkiye'de artık VPN kullanımının zorlaştığına dikkat çekiyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK), TunnelBear, ExpressVPN, GhostVPN gibi çok sayıda ticari VPN servisine Türkiye’den erişimi engellediğini belirten Akdeniz, bu servislere erişimin daha da zorlaşacağını vurguluyor.
Türkiye, uzun zamandır sosyal ağ şirketlerinin finansal ve siyasal anlamda bir temsilci barındırmasını gerektirecek bir yasa taslağını tartışıyordu. Nisan ayında Torba Yasa ile Meclis'e getirilen düzenleme tepkiler sonrası geri çekilmişti. Ardından MHP, sosyal medya hesaplarına TC kimlik numarası ile girilmesiyle ilgili kanun teklifi vermişti. Son açıklama, sosyal medyada Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile eşi Esra Albayrak’a yönelik hakaret içerikli paylaşımların gündeme gelmesinin ardından yapıldı.
"İnternete yönelik kısıtlamaların 14 yıldır gündemde"
Ancak Akdeniz, kişisel bir mesele üzerinden yapılsa da iktidarın sosyal medya paylaşımlarına ilişkin rahatsızlığının uzun süredir bilindiğini savunuyor. Bilişim hukuku uzmanı, özellikle pandemi sürecinde hükümete yönelik eleştirilerin arttığını bunun üzerine İçişleri Bakanlığı'nın sosyal medya kullanıcılarına yönelik inceleme başlattığını hatırlatıyor.
Türkiye'de internete yönelik kısıtlamaların 14 yıldır gündemde olduğunu ifade eden Akdeniz, 2019 sonu itibarı ile 130 bin URL adresi, 7 bin Twitter hesabı, 40 bin tweet, 10 bin YouTube videosu ve 6 bin 200 Facebook içeriğine erişimin engellendiği bilgisini veriyor.
Mevcut düzenlemeler yetersiz mi?
Öte yandan Erdoğan, açıklamasında, 'cinsel istismar, müstehcenlik, kumar, dolandırıcılık, suça teşvik, terör propogandası ve hakaret' gibi kanunların suç saydığı her konuda hak arama ve önleme yollarının sosyal ağlar için de açık olması gerektiğine dikkat çekti. Peki Türkiye’de internet yolu ile işlenen suçlar cezasız mı kalıyor?
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nden Avukat Veysel Ok, bu konudaki yasal düzenlemelerin yeterli olmaktan öte sansüre neden olduğu görüşünde. DW Türkçe’ye konuşan Ok, “Türkiye’de internet yolu ile işlendiği iddia edilen suçların hukuk sisteminde karşılığı yok gibi bir algı yaratıyor. Bu doğru bir tespit değil” diyor.
Ok'a göre bu suçlar, Türk Ceza Kanunu'ndan, Terörle Mücadele Kanunu ve 5651 Sayılı İnternet Yolu İle İşlenen Suçlarla Mücadele Kanunu’na kadar birçok yerde düzenlenmiş durumda.
"Sansür kalıcı hale gelecek"
Son yıllarda gazeteci, aydın ve siyasetçilere açılan davaların iddianamelerinde sosyal medya paylaşımlarının delil olarak tarif edildiğini söyleyen Ok, "Terör örgütü üyeliği, propagandası, örgüte yardım etme gibi terör suçlarında, Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs gibi devlete karşı suçlarda da delillerin sosyal medya paylaşımları olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanı ve ailesine hakaret davalarının delilleri de genellikle sosyal medya paylaşımlarından oluşuyor" diye konuşuyor.
Avukat Ok, bu alanda alınacak yeni tedbirlerin ise sansürün kalıcılaşmasına neden olacağını savunuyor.
Yine Türk basınında yer alan bir habere göre sosyal medya düzenlemesi konusunda Almanya ya da Fransa'da çıkarılan yasanın örnek alınabileceği ifade ediliyor.
Almanya ve Fransa'ya atıf
Almanya'da, 2017'de yürürlüğe giren ve sosyal medya yayınlarını düzenleyen yasaya göre, Facebook, Twitter, Reddit ve YouTube gibi platformlarında suç teşkil ettiği ileri sürülen içeriklerin 24 saat içerisinde ortadan kaldırılması, aksi takdirde 5 ila 50 milyon Euro'ya varan para cezaları öngörülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da sosyal ağ sağlayıcılarının farklı ülkelerde temsilcilikleri olduğunu belirterek Türkiye'ye çifte standart uygulandığını vurgulamıştı.
Prof. Yaman Akdeniz Almanya, Fransa gibi ülkelerde daha demokratik bir alt yapı ve işleyen bir yargı sistemi olduğu, bu tercih farkının bundan kaynaklandığı görüşünde. Akdeniz, Wikipedia’nın Türkiye’de erişime engellendiğini ve Anayasa Mahkemesi'nin engelleme kararını kaldırmasının 2,5 yıl sürdüğünü hatırlatıyor.
Veysel Ok da Türkiye’de sosyal medya üzerinden nefret söylemlerine ilişkin yargının tartışmalı kararlar verdiğini söylüyor. Ok, "Kürtlere, Alevilere, Ermenilere, kadınlara LGBT bireylerine yönelik nefret söylemleri ile ilgili yargı genellikle ifade özgürlüğü kararı veriyor. Türkçülük, Sünnilik ya da iktidara yönelik eleştiriler ise nefret söylemi diye ceza alıyor. Bu durum Anayasamıza da AİHM'e aykırı" yorumunu yapıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder