Ana içeriğe atla

Sosyal medya düzenlemesinden kullanıcılar nasıl etkilenecek?

Bilişim uzmanları, Meclis’e getirilen sosyal medya düzenlemesini ifade özgürlüğüne aykırı buluyor. Buna göre, sosyal ağları kullanılmaz hale gelirken, güncel haberlere erişimin yanı sıra günlük iletişim de engellenecek.



AKP tarafından hazırlanan ve MHP tarafından desteklenen sosyal medya teklifi, Perşembe günü Plan Bütçe Komisyonu'na gelecek. Düzenlemenin, komisyon görüşmelerinin ardından gelecek hafta içi, Meclis tatilinden önce yasalaşması planlanıyor.
Peki teklif bu şekliyle yasalaşırsa sosyal medya kullanıcıları nasıl etkilenecek?
Teklif yasalaştığında sosyal ağ sağlayıcılar Türkiye'de temsilci bulundurmak zorunda kalacak. Yükümlülüğü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcısının internet trafiği bant genişliği önce yüzde 50, daha sonra yüzde 95'e kadar daraltılacak.
"Kullanılamaz hale gelecek"
DW Türkçe'ye konuşan Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Faruk Çayır'a göre, bu yöntemle internetin engellenmeyeceğinden söz edilse de bu, doğru bir yaklaşım değil. Çayır, bant genişliği daraltıldığında sosyal medyanın kullanılamaz hale geleceğini söylüyor. Faruk Çayır, "Düşünün ki boğaz köprüsünden geçeceksiniz beş şeritli yol bir şeritli yola düşürülmüş. Yol kapatıldı mı kapatılmadı. Bant genişliği daraltılmasıyla sosyal medyada da aynı süreç yaşanacak, bu şekilde kullanma imkanımız kalmayacak” diyor.
Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Faruk Çayır
Alternatif Bilişim Derneği Başkanı Faruk Çayır
Erişime engelli platformlara VPN gibi alternatif servisler üzerinden girmek mümkün. Ancak Çayır, bu servislerin de çözüm olmayacağı görüşünde. Faruk Çayır, bunu şöyle açıklıyor: "VPN ile de girseniz yine kullanma durumunuz olmayacak çünkü Türkiye'de birçok VPN kanalı kapatılmış durumda. Dolayısıyla vatandaşlar kolay kolay VPN kullanarak da sosyal medyaya giremeyecekler.”
Teklifin son halinde, düzenlemenin genel gerekçesi, ‘temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla ulusal mahkemelerin aldığı kararların sosyal ağ sağlayıcıları tarafından uygulanmasını sağlamak' diye belirtiliyor.
Ancak bilişim uzmanlarına göre böyle bir gerekçe sunulsa da tam aksine düzenleme sonrası temel hak ve özgürlükler olumsuz etkilenecek.
Sosyal medya paylaşımları mevcut yasalara göre sulh ceza hakimlikleri kararlarıyla engellenebiliyor. Sosyal ağ sağlayıcıları Türkiye'de ofis açtığı takdirde ise kullanıcı bilgilerine daha kolay erişilebilecek. Sulh ceza hakimlikleri kararları direkt olarak uygulanabilecek.
Düzenlemeye göre şirketler, içerik kaldırılması ya da erişim engellenmesine yönelik başvurulara 48 saat içerisinde yanıt vermek zorunda. Aksi takdirde sosyal ağ sağlayıcılara para cezası verilecek.
"Muhalif hesaplar kapatılabilecek"
İfade Özgürlüğü Derneği kurucusu ve bilişim hukuku uzmanı Prof. Dr. Yaman Akdeniz, sosyal ağ sağlayıcıların şu anda kendi düzenlemelerine aykırı olan durumlarda erişim engelleme kararı aldığını hatırlatıyor.
Akdeniz, "Twitter şimdiye dek bazı erişim engelleme kararlarını uygulamadı. Örneğin gazeteci Can Dündar, modacı Barbaros Şansal, Taksim Gezi Parkı ile ilgili dayanışma hesabı gibi. Eğer Türkiye'de ofis açıp yasal temsilcisi olursa bu kararları sorgusuz sualsiz uygulamak zorunda olacak. Çok sayıda muhalif kişinin, siyasetçinin hesabını kapatmak zorunda kalacak" diye konuşuyor.
Faruk Çayır ise şu an getirilmek istenen düzenlemenin ana gerekçesi olarak sunulan sosyal medya üzerinden hakaret suçunun zaten yürürlükte olan 5651 Sayılı İnternet Yolu İle İşlenen Suçlarla Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve hatta Terörle Mücadele Kanunu'nda düzenlendiğini söylüyor.
Faruk Çayır, "Bu düzenlemeye göre biz hakarete, kişilik hakkına saldırılara izin vermeyeceğiz gibi bir amaç güdüldüğü söyleniyor, ama bu doğru değil. Bu daha çok vatandaşların kullandığı sosyal medya ortamlarında denetim ve gözetimi artırmaya yönelik. Gerekçesi anlatılan gerekçeden çok farklı" yorumunu yapıyor.
Türkiye'de sosyal medya platformlarının habere ulaşmada kullanıldığına işaret eden Çayır, yapılacak düzenlemeyle, haberlerin yaygınlaşmadan engellenebileceğini, bunun da bağımsız gazetecilik ve alternatif medyayı tehdit ettiği görüşünde.
Öte yandan Çayır, düzenlemenin baskı ortamını artırarak pek çok sosyal medya kullanıcısında otosansüre yol açabileceğini ifade ediyor. Düzenlemenin içerik denetimi ile büyük bir sansüre yol açacağını savunan Çayır, bu durumun şimdiye dek verilen Anayasa Mahkemesi kararlarına ve uluslararası düzenlemelere aykırı olduğunu vurguluyor.
"Eski tarihli haberler kaldırılabilecek"
Faruk Çayır, sosyal medyada sansür döneminin başlayacağına işaret ederken Yaman Akdeniz'e göre haber siteleri için de aynı durum söz konusu olacak. Akdeniz, "Türkiye bulunan haber siteleri belli içerikleri çıkartmaya zorlanacaklar. Geriye dönük olarak 2013'ten, 2014'ten 2015'ten daha eski haberlerin de erişime engellendikten sonra kaldırılması zorunlu hale gelecek" diyor.
İfade Özgürlüğü Derneği kurucusu ve bilişim hukuku uzmanı Prof. Dr. Yaman Akdeniz
İfade Özgürlüğü Derneği kurucusu ve bilişim hukuku uzmanı Prof. Dr. Yaman Akdeniz
Ayrıca Akdeniz'e göre sosyal ağ sağlayıcıları, Türkiye'de ofis açmayı kabul etmezlerse Türkiye'de Çin gibi daha kısıtlayıcı bir model gündeme gelebilir. Akdeniz, gündeme getirilen düzenlemenin de Almanya'dan çok Çin modeline benzediğine dikkat çekiyor.
Akdeniz, "Türkiye'den bugüne kadar 400 binden fazla erişime engelli web sitesi alan adı var. Geçmişte Twitter, Youtube, Wikipedia'ya erişimi engellemiş. Almanya'da böyle bir yapı yok, sulh ceza hakimlikleri de yok. Dolayısıyla burada daha kısıtlayıcı belki Çin gibi bir model öngörülüyor” yorumunu yapıyor.
Bilişim uzmanlarına göre düzenleme, haber alma hakkının yanı sıra günlük hayatta sosyal ağlar üzerinden iletişimi de olumsuz etkileyecek.
"Günlük iletişim etkilenecek"
Faruk Çayır, Türkiye'de özellikle pandemi döneminde sosyal ağlar üzerinden iletişimin arttığına işaret ediyor. Çayır, "Birçok insan bu platformları kullanarak iletişim sağlıyor. Ailesiyle sağlıyor, çalışanlarıyla sağlıyor, iş yeriyle iletişim sağlıyor. Dolayısıyla vatandaşların bırakın güncel haberleri artık kendi yakınlarından, akrabalarından da haberleri olmayacak" diye konuşuyor.
Yaman Akdeniz'e göre de düzenleme yasalaşır ve sosyal ağ sağlayıcıları Türkiye'ye gelmeyi kabul ederse sadece hükümeti eleştiren kesim değil herkes kaybedecek. Akdeniz, "Biz Cumhurbaşkanın açıklamalarını da göremeyeceğiz. Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını da göremeyeceğiz, CHP'nin, MHP'nin açıklamalarını da göremeyeceğiz. Dolayısıyla siyaseten ciddi bir etkisi olacak" diyor.
Sosyal medya ağları için Türkiye'nin büyük bir potansiyeli olduğunu, ticari kaygıların da devreye girebileceğini söyleyen Akdeniz, şirketlerin bu düzenlemeyi kabul etmeden çok geniş kapsamlı düşünmeleri gerektiğini ifade ediyor. Akdeniz, "Benim temennim aslında sosyal ağ sağlayıcıların bu kısıtlayıcı yapıyı kategoriksel olarak reddetmeleri. İfade ve basın özgürlüğünün Türkiye'de gelişmesi ancak bu tip tasarıların topyekün reddedilmesiyle sağlanabilir" diyor.
Gelecek hafta yasalaşması beklenen teklifle sosyal ağ şirketleri için üç aylık bir geçiş süreci öngörülüyor. Bilişim uzmanları, haber siteleri için içerik kaldırma taleplerinin ise daha hızlı bir şekilde devreye gireceğini tahmin ediyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.