Ana içeriğe atla

Stiglitz: Yolsuzluğu çözmek için basın özgürlüğü şart



Nobel ödüllü ekonomist Stiglitz, basın özgürlüğünün yolsuzlukla mücadelenin en önemli parçası olduğunu vurguladı. Demokratik hesap verilebilirliğin önemine dikkat çeken Stiglitz, “Türkiye temel hak ve özgürlükler konusunda kaygıyla izleniyor. İş dünyası böyle bir yere yatırım yapmak istemez” dedi.






Nobel ödüllü ekonomist Prof. Joseph Stiglitz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın insan hakları, basın özgürlüğü gibi konularda eleştirildiğine dikkat çekerek Türkiye’de son bir buçuk yıldır olanların Batı’nın tepkisini çektiğine bunun da yurtdışından gelecek yatırımları azaltarak ekonomiyi olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti.

Stiglitz, gazetemize verdiği röportajda, Türkiye’nin gündeminden düşmeyen yolsuzlukların ise basın özgür olmadan azaltılamayacağını vurguladı. Kolombiya Üniversitesi’nde ders veren ve aynı zamanda Amerika’da Bill Clinton hükümetinin ekonomi başdanışmanı olan ünlü ekonomist, yolsuzlukların azaltılabilmesi için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “İlk olarak şeffaflık artırılmalı. İkincisi daha fazla demokratik hesap verilebilirlik olmalı. İnsanların diğer insanlara hesap verme sorumluluğu olmalı. Bu da sivil toplumun güçlendirilmesinden geçer. Ancak bana göre en önemlisi basın özgürlüğü. Güçlü bir basın, özgür bir basın yolsuzlukla mücadelenin en önemli parçası. Basın özgür olursa insanların kimin ne yaptığından daha fazla bilgisi olur. Diğer yandan seçimler demokratik olmalı. Demokrasi olmazsa denetim de olmaz. Seçimler üzerinde para etkili olursa o ülkede yolsuzluklar azalmaz.”

Yatırımlar olumsuz etkilendi

Gezi Parkı protestoları sırasında yaşananları hatırlatan Stiglitz, gazetecilerin üzerinde artan baskı ve gerilimin Avrupalı ve Amerikalılar üzerinde Türkiye’de temel hak ve özgürlüklere saygı gösterilmediği izlenimini bıraktığını söyledi. Stiglitz, “Bu gerilimi dışarıdan bir göz olarak anlamak çok zor. Gezi Parkı protestolarısırasında sert önlemler alındı, Gezi’den bu yana gazeteciler üzerinde baskı arttı. Batı bunu endişeyle karşılıyor. Bu da yatırımları olumsuz etkiliyor. Çünkü iş dünyası temel hak ve özgürlüklere saygı gösterilmeyen bir yere yatırım yapmak istemez. Amerika ve Avrupa’da insanların güçlü bir iletişimi var. Her iki taraf da temel insan haklarına önem veriyor. Ve bu konulara kendileri gibi önem verenlerle iş yapmak istiyor. Ekonominin negatif etkileneceği ortada” dedi.

Stiglitz, Türkiye’nin AB’ye katılması söz konusu olursa bunun da iyi yönetim ve demokratik katılım konusunda Türkiye’nin yararına olacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye yönelik basın özgürlüğü eleştirilerine tepki göstererek, “İddia ile konuşuyorum. Ne Avrupa’sında ne de diğer ülkelerinde, Türkiye’deki basın kadar özgür bir medya yoktur” demişti. Ancak Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün 2014 raporuna göre, basın özgürlüğünde dünyada 154’üncü, gazetecilere yönelik saldırı ve tehditte üçüncü sırada yer alıyor. Gazetecileri Koruma Komitesi’nin raporunda ise en fazla tutuklu gazeteci bulunduran 10’uncu ülke.

Nobel adayı Tony Atkinson

Stiglitz, bu yılki Nobel ekonomi ödülü için adayını da Cumhuriyet’e açıkladı. Geçen yıl oldukça popüler olan “21. Yüzyılda Kapital” kitabının yazarı Fransız ekonomist Thomas Piketty’nin bu yıl Nobel Ekonomi Ödülü’ne aday gösterilmesi bekleniyor.

Ancak Stiglitz’in adayı başka bir isim. Piketty’nin eşitsizlik sorununu gündeme getirmesinin önemli olduğuna değinen Stiglitz, “Ancak bu konu üzerine çalışan, eşitsizlik araştırmalarında büyük rol oynayan başka değerli ekonomistler var. İngiliz Tony Atkinson 40 yıldır eşitsizlik dinamikleri üzerine çalışıyor ve bu konunun öncülerinden biri. Bence Tony Atkinson Nobel’i hak ediyor. Benim adayım o” dedi. Tony Atkinson’ın Stiglitz ile 1980’de yayımlanan “Kamu Ekonomisi Üzerine Dersler” adlı ortak çalışması bulunuyor. Atkinson’ın eşitsizlik, refah, kamu ekonomisi gibi konularda 20’ye yakın kitap ve makalesi bulunuyor.

Stiglitz, ocak ayı başında Alternet’e verdiği röportajda, eşitsizliğin asıl nedeninin emlak fiyatlarındaki artış olduğunu belirterek bunu sermaye getirisine bağlayan Piketty’yi eleştirmişti.








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.