Hakan Ateş’e göre bankacılık sektörünün sağlam yapısı Türkiye’nin notunu düşürmesini önledi
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, not düşüşünün ancak ‘yapısal sağlamlık’ darbe aldığında gerçekleşebileceğini söyledi. Bankacılıkta büyümenin yavaşladığına dikkat çeken Ateş, bundan sonra regülatörlerin sektörü etkileyecek düzenlemelerde daha dikkatli olması gerektiğini vurguladı.
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, gerek jeopolitik riskler gerekse ABD’de faizlerin yükseleceği beklentisiyle kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili kaygılarının arttığını belirterek, bu kaygıların Türkiye’nin yeterince dış fonlama bulamayacağıyla ilgili olduğunu, ancak bankacılık sektörü yapısal olarak sağlam durduğu için döviz akışının korkulduğu kadar azalmadığını belirtti. Ateş, yapısal sağlamlık darbe alırsa Türkiye’nin notunun düşebileceğini vurguladı.
Hakan Ateş, gazetemize verdiği röportajda,“Son aylarda Türkiye’nin komşularında yaşanan politik sorunlardan ve ABD’de faiz artışı beklentisinden dolayı rating şirketlerinde Türkiye yeteri kadar dış fonlama bulamayabilir diye bir kaygı ortaya çıktı. Ama ekonomi kamu finansmanı ve bankacılık tarafında yapısal olarak sağlam olduğu için bu riskler yönetilebiliyor. Hem bu sayede döviz akışı korkulduğu kadar azalmıyor, hem de kurlardaki artış krize neden olmuyor. Yapısal sağlamlık darbe almadıkça da not düşüşü beklememek gerekir” dedi. Ateş, Moody’s ve Fitch’in Türkiye’nin yatırım yapılabilir notunu korumasında yapısal sağlamlığın etkili olduğunu belirtti.
Yılın kalanı da parlak geçmeyecek
Yapısal sağlamlığını korusa da bankacılıkta büyümenin yavaşladığına dikkat çeken Ateş, tüketici kredilerinde alınan ek önemlerle sektörün daha da yavaşlayacağını, yılın kalan kısmının bankalar için pek parlak geçmeyeceğini söyledi. Ateş, şu bilgileri verdi:
* İlk 9 ayda krediler sadece yüzde 11 artabildi. Bu yüzde 15’lik yıllıklandırılmış artışa tekabül ediyor. Yılın kalan kısmında aynı büyüme trendinin devam edeceğini söylemek yanlış olmaz. Geçen yılki yüzde 32’lik artışla kıyaslandığında yüzde 15 civarı kredi büyümesi geçen yılın temposunun yarısından bile az.
* Büyümedeki yavaşlama sektörün tahsili gecikmiş alacaklarının toplam aktifler oranına (NPL) olumsuz yansımadı. Geçen yıl sonunda yüzde 2.7 olan NPL oranı bugün yüzde 2.9’da.
* Fakat büyümedeki yavaşlama, yeni regülasyonlar ve piyasalardaki volatilitenin kârlılığa olumsuz etkisi oldu. Geçen yılın ilk 8 ayında 17.9 milyar TL olan sektör kârı bu yıl 16.7 milyar TL’ye geriledi.
* Büyüme özellikle tüketici kredilerinde alınan ek önlemlerle daha da yavaşlayacak. Bu yıl uygulamaya konulan/konulması düşünülen yeni makro-ihtiyati önlemlerin negatif etkisi hesaba katılırsa 2014’ün kalan kısmı da kârlılık anlamında çok parlak geçmeyecek. Yıl sonunda sektörde yüzde 12’nin altında sermaye kârlılığı görebiliriz.
Regülatörler dikkatli adım atmalı
Bundan sonraki dönemde regülatörlerin sektörün kârlılığını ve büyümesini etkileyecek tüm düzenlemelerde çok dikkatli davranması gerektiğini söyleyen Ateş, bankaların ise kârlılıklarını ve sermayelerini yüksek tutmak için özen göstermesi gereken konuları şöyle sıraladı: “Birincisi maliyet yönetimine her zamankinden daha fazla önem verilmesi. Bu süreçte dijital bankacılık gibi alternatif dağıtım kanalları hem maliyet kontrolü hem de müşteri memnuniyeti açısından çok önemli bir araç. İkincisi faiz marjlarının daraldığı ortamda faiz dışı gelirlerde büyüme. Üçüncüsü aktif kalitesini ve batık kredilerdeki tahsilat oranlarını yüksek tutma ve son olarak da etkin yeniden fiyatlama.”
Sberbank 5 milyar TL destek sağladı
Sberbank’ın, ana sermayedar olarak DenizBank’ın hızlı büyümesini sürdürmesi için her türlü desteği verdiğini belirten Ateş, 2012 sonrasında Sberbank’ın DenizBank’a bünyede kalan kâr dahil yaklaşık 5 milyar TL’lik sermeye desteği olduğunu söyledi. Ateş şöyle devam etti: “Bu destekle beraber Sberbank’ın ana hissedarımız olduğu Eylül 2012’den sonra DenizBank, toplam yatırım değeri 17.4 milyar dolar olan toplam 46 büyük projede toplam 4.8 milyar dolarlık finansman sağladı.” Ateş, şu bilgileri verdi:
* Eylül 2012’den bu yana kredileri yüzde 65 büyüttük, pazar payımız yüzde 4.9’dan 5.4’e çıktı.
* Citibank Türkiye’nin bireysel bankacılık faaliyetlerini satın alarak son 2 yılda yurtdışı dahil 125 yeni şube ile 739 adet şubeye ulaştık.
* Sberbank’ın ek sermaye katkısıyla sermaye benzeri kredi dahil özkaynaklarımız yüzde 63 arttı.
* Satın alım sonrasındaki 7 çeyrekte yaklaşık 1 milyar dolar net kâr elde ederek Sberbank’ın satın alım değerinin yüzde 25’ine ulaştık.
* Bu yıl ikinci çeyrek sonunda 40 milyar dolar olan toplam aktiflerimizi 2018’de 81 milyar dolara çıkarmayı ve Sberbank’ın uluslararası iştirakleri içinde üçte ikilik paya ulaşmayı planlıyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder