Merkez Bankası 27 Ağustos’ta faizi indirirse ne olacağını uzmanlar yorumladı:
İndirimin sonu karanlık
Ekonomistlere göre, Merkez Bankası faiz indirimlerine devam ederse 2015’te ekonomi ‘aşırı ısınma’ ile karşı karşıya kalacak. Sermaye kaçacak, kur yükselecek, şirketlerin döviz maliyetleri artacak. Bu da fiyat artışlarını beraberinde getirecek. Hanehalkı da yüksek enflasyondan nasibini alacak. Bu şartlarda Merkez, daha yüksek bir faize mecbur kalacak. Gelişmeler büyümeyi de vuracak.
Hükümet tarafından Merkez Bankası’na (TCMB) yüksek faizin üretim maliyetlerini artırdığı gerekçesiyle yapılan ‘indirim’ baskısı sürerken, Türkiye’de ‘faiz indiriminin kimin faydasına olacağı’ sorusunu konunun uzmanlarına sorduk. Türkiye’nin önde gelen ekonomistleri ve piyasa analistlerine göre, ABD’de parasal genişleme yavaş yavaş sona ererken TCMB’nin olası faiz indirimi ‘sürdürülebilir’ olmayacak.
‘Zorlama’ olarak değerlendirilen faiz indirimi, kısa vadede borçlu olan sektörleri ve hatta hanehalkını rahatlatsa da uzun vadede kur üzerinde baskıyı artıracak. Bu da üretim üzerindeki döviz maliyetini artırırken, beraberinde getireceği yüksek enflasyonla vatandaşı vuracak. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısını 27 Ağustos’ta yapacak.
Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Bilkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Doç. Dr. Selin Sayek Böke, Merkez Bankası’nın mevcut şartlarda faiz indirimine gitmemesi gerektiğini, ama yine de ‘siyasi sebeplerle’ indirimine gidileceğini düşündüğünü söyledi. Böke indirimin gerçekleşmesi durumunda olacakları şöyle anlattı:
* Öncelikle enflasyon üzerinde artan bir baskı yaratacaktır. Bu kendi başına çok maliyetli ve riskli bir durum, zira enflasyon zaten hedeften gittikçe uzaklaşan bir eğilim sergiliyor.
* Kısa vadeli sermaye akımlarının yavaşlamasına yol açarak döviz üzerinde bir baskı oluşturacaktır. Yıllardır ekmeğini yemiş olduğumuz küresel likiditenin sona ereceği aylar bizi bekliyor, bu zaten döviz üzerinde baskının olacağı bir dönem anlamına geliyor. Bu baskıya bir de faiz indirimi yoluyla ek bir baskı yaratmak çok riskli.
Yurtdışı borcu yüksek olan şirketler ve dolayısı ile üretimimiz açısından bu tarz döviz baskılarının maliyeti yüksek.
* Ekonomideki dengeyi yansıtmayan düşük bir faiz oranı kısa vadede borçlu kesime cazip gelecek olsa da yaratacağı dengesizlik baskısı ile uzun vadede önemli riskler barındıracaktır.
* İnşaatın yavaşlamaya başlayacağı bir dönemde düşük faizin siyaseten istenen bir politika olması sürpriz değil. Düşük faizlerle konut sektörüne talebin devamlılığın sağlanması için tüketici kredilerinin cazip kılınması Türkiye’nin zaten yıllardır sürdürdüğü kısa vadeli bakış açısına saplanmış bir büyüme modeli. Bu modelin devamlılığı için bu faiz indirimlerine ihtiyaç duyuluyor.
Ekonomist Uğur Gürses de olası bir faiz indiriminin mali piyasanın dengelerini bozacağını ve kuru yukarı ittireceğini söyledi. Gürses şu yorumda bulundu: “Bu, Merkez Bankası’nın yapacağı en kötü şey olur. Mevcut konjonktürde faizi indirmesi mümkün değil. Şu anki fotoğrafa bakarsak tahvil piyasasında uzun vadeli faizler yükseldi. Bu koşullarda TCMB faizinin geride kalıyor olması bile daha sonra güçlü bir şekilde faizi artıracak beklentisi yaratıyor. 3-5 ay sonra döviz kuru yukarı çıkacak, o zaman Merkez Bankası faizi daha fazla yükseltmek durumunda kalacak.”
Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Burcu Ünüvar ise “Zorlama bir faiz indiriminin kısa vadede kazananı inşaat, gayrimenkul, otomotiv, perakende ve bankacılık sektörü olsa da, bu tarz zorlama bir hareket sürdürülemeyeği ve sonrasında düzeltme amaçlı keskin bir faiz arttırımı geleceği için kaybedeni de hanehalkı, küçük işletmeler ve genel olarak Türkiye ekonomisi olacaktır. Sürdürülemez düşük faizde ısrar edildiği her dönem kaçınılmaz faiz arttırımları ile sonuçlandı. Bu da yabancı yatırımcılara kâr olarak döndü” dedi.
Ash: Aşırı ısınma vurur
Standard Bank Gelişen Piyasalar Araştırma Müdürü Timothy Ash, faiz indirimlerinin süreceğini düşündüğünü ifade ederek, bunun 2015 ekonomiyi ‘aşırı ısınma’ riski ile karşı karşıya bırakacağını vurguladı. Ash şunları söyledi: Yüzde 9 enflasyon oranı Merkez Bankası hedefini ikiye katlıyor. Ve bu da yeni bir faiz indirimini desteklemiyor. Manşet enflasyon TCMB hedefinden uzak kalacak, yıl sonunda yüzde 8’i bulacaktır. Bu enflasyon oranı uzun dönemde büyümeyi sınırlar. TCMB’nin dur-kalk politikaları uzun dönem büyümesi için olumsuz.
Yeni indirimlerin neden olacağı aşırı ısınma TCMB’nin tekrar olağanüstü sıkılaştırmaya gitmesine neden olacak. Yüksek faiz herkes için kötü, özellikle şirketler için. Ancak yüksek enflasyon nedeniyle faizler yükseliyor. Bunun aksini iddia eden herkes ‘peri masalı’ anlatıyor. Para politikasını yönetme zaten siyasi baskı olmaksızın yeterince zor. Tayyip Erdoğan yalnız siyasete yoğunlaşmalı ve TCMB’nin bağımsız bir şekilde politika üretmesine izin vermeli.
Yorumlar
Yorum Gönder