Türkiye, küresel iflas riskinde Venezüella, Pakistan, Arjantin, Mısır’ın
ardından 5. sırada. Ekonomist Akçay’a göre ekonomide sert çakılma artık
daha muhtemel.
Türkiye’nin beş yıl vadeli borcunu iflasa karşı sigortalamanın
maliyeti olan CDS’ler dün, ekonomiye ilişkin devam eden endişelerle iki
buçuk yılın zirvesi olan 329 puanı gördü. Böylece 2023’te 10 büyük
ekonomi arasına girme hedefindeki Türkiye, küresel iflas riskinde ilk
5’e girdi. Devlet tahvillerinin faizleri ise yükselmeye devam ediyor.
Ancak her fırsatta faiz
lobisi karşıtlığını dile getiren AKP çevreleri suskun. Reuters
verilerine göre Türkiye 5 yıllık CDS’leri Ukrayna’dan sonra Avrupa’da
ikinci sırada yer alıyor. 5 yıllık CDS’ler dün Türkiye’de 329 puana
çıkarken, Ukrayna’nın 393.4 puanda bulunuyor. Yunanistan ise 316 puanla
üçüncü sırada yer alıyor. Dolar/TL’nin 4.9390 ile rekor kırdığı mayıs
döneminde Türkiye’nin CDS’leri 287 puan civarında seyrediyordu.
Kriz fiyatlanıyor
Beş yıllık CDS’ler temerrüde düşen Arjantin için 425.7, Mısır için
351.2, Brezilya için 272.2, İtalya için 195.9, Çin için 56.3, Endonezya
için 126.6, Rusya için 151.9, Güney Afrika için 217.9, Pakistan için
491.4, Venezüella için 5890 puanda bulunuyor. Buna göre Türkiye, küresel
iflas riskinde beşinci sırada yer alıyor.
Berlin School of Economics and Law’dan Doç Dr. Ümit Akçay,
Türkiye’nin Kredi Temerrüt Takası (CDS) riskinin bu kadar hızlı
yükselmesinin piyasaların yaklaşan krizi fiyatlıyor anlamına geldiğine
dikkat çekti. Akçay, “2016’nın üçüncü çeyreğindeki ekonomik daralma
sonrasında, ekonomi yönetiminin uyguladığı ‘geleceğe kaçış’ programı,
2017’deki yüksek büyüme oranını getirdi. Ancak bunun faturası yüksek
enflasyon ve cari açık oldu. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in ilan
ettiği ‘yeniden dengelenme’ programı bu sorunları kontrol altına alacak
bir ‘yumuşak iniş’ senaryosunu öngörüyor. Ancak CDS’lerin, yani ülke
riskinin hızla yükselmesi ‘yumuşak iniş’ senaryosunun değil, sert
çakılma senaryosunun daha muhtemel olduğunu gösteriyor” dedi.
Stagflasyon tehlikesi
Akçay, şöyle devam etti: “AKP ve cumhurbaşkanı adayının, parlamento
ve başkanlığı kazanması halinde uygulanacağı ilan edilen ‘yeniden
dengelenme’ planı ülkeyi stagflasyonist bir krize sürükleyebilir.
Ekonomik duraklamanın gerçekleştiği bir ortamda yüksek enflasyonun
varlığını sürdürmesi, ekonomi yönetiminin müdahale seçeneklerini
sınırlayarak bir kez daha ‘kontrol kaybı’nın oluşmasına neden olacak"
Faiz tırmanıyor
Faizlerdeki artışlara rağmen Erdoğan’ın suskunluğunu koruması, Londra
görüşmelerinde yatırımcılarla seçime kadar anlaşma mı yapıldı sorusunu
akıllara getirdi. Erdoğan 14 Mayıs’ta Londra’da yatırımcılarla
görüsmeler yapmış, faiz
ile ilgili sözleri nedeniyle dolar/ TL rekor üstüne rekor kırmıştı.
Erdoğan’ın Londra görüşmelerinden bir hafta sonra Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek
ve Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya tekrardan Londra’ya
gitmiş ve yatırımcılara göre Erdoğan’ın açıklamalarını seçim çalışması
olarak nitelendirmişlerdi.. İki yıllık tahvilin faizi 14 Mayıs’ta yüzde
15’lerdeyken dün yüzde 19’u geçti. İki yıllık faizler TCMB’nin 7
Haziran’daki faiz
artırımı öncesi 17.37’deydi. TCMB 30 Mayıs’ta 300, 7 Haziran’da 125 baz
puan artışla politika faizini yüzde 17.75’e yükseltmişti.
Neden yükseliyor?
Türkiye devlet tahvili alan bir yatırımcı, belirli bir maliyeti CDS
işlemi yapan kuruluşa ödeyerek ödenmeme riskini bu kuruluşa devrediyor.
Bu ödenmeme riski için CDS şirketine ödenen tutara CDS primi deniyor.
Her 100 baz CDS puanı için yüzde 1 maliyeti bulunuyor. Türkiye’nin şu
anki CDS puanının 329 olduğu düşünülürse yatırımcının tahvilini
ödenmeme, iflas gibi durumları sigortalatması için yüzde 3.29 oranında
bir bedel ödenmesi gerek.
Yorumlar
Yorum Gönder