Ana içeriğe atla

Şeffaflıktan uzak ihaleler: Kamuya maliyeti 121 milyar TL

Geçen yıl Türkiye’deki kamu ihalelerinin dörtte biri pazarlık usulüyle yapılırken, kapalı kapılar ardında, şeffaflıktan uzak yapılan ihalelerin toplam bedeli 121 milyar liraya ulaştı.

Pelin Ünker 

© Deutsche Welle Türkçe

Danıştay'ın, Kanal İstanbul geçişi kapsamında Halkalı-Ispartakule arasında yapılacak demiryolu hattının pazarlık usulü yöntemiyle ihaleye verilmesini hukuka aykırı bulmasının ardından gözler şimdiye dek "pazarlık usulü" de dahil istisnai yollarla verilen ihalelere çevrildi.

Kamu İhale Kanunu’nun 21/b bendine  göre doğal afetler, salgın hastalıklar, can ve mal kaybı tehlikesi gibi önceden öngörülemeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden hallerin ortaya çıkması halinde ihaleler acil bir şekilde pazarlık usulüyle yapılabiliyor. 

Pazarlık usulüyle yapılan ihalelerde ihale koşullarına, kime, nasıl ihale verildiğine ilişkin bilgiler kamuoyuyla paylaşılmıyor. İlanı yapılmayan bu ihalelerde ihale dokümanı sadece davet edilen kişilere verilirken; olası usulsüzlüklere karşı şikâyet başvurusu imkânı da ortadan kalkıyor.

Ali Mahir Başarır

Ali Mahir Başarır

DW Türkçe’ye konuşan CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, "Bugüne kadar açılan birçok davada sonuç alınmadı. Ama en son Danıştay 13. Dairesi bir karar verdi. İvedi bir durum yoksa, sel, felaket deprem yoksa, olağanüstü bir hal yoksa 21/b’yi kullanamazsın dedi. Demek ki bu kararla birçok ihalenin usulsüz olduğu ortaya çıktı" diyor.

Türkiye’de son yıllarda şeffaflık ve rekabetten uzak şekilde yapılan kamu ihalesi sayısının arttığı görülüyor. İhalelerde pazarlık usulü de dahil sınırlı olarak başvurulabilecek istisnai yolların kullanımı artıyor.

Yüzde 40’ı kapalı kapılar ardında

Kamu İhale Kurumu’nun resmi istatistiklerine göre 2021 yılında bu kapsamda yapılan ihalelerin toplam tutarı 300 milyar 672 milyon 975 bin TL’yi buluyor. DW Türkçe’ye konuşan Uluslararası Şeffaflık Örgütü Türkiye Temsilcisi Oya Özarslan, bu ihalelerin sadece yüzde 59,83’ünün açık ihale usulüyle yapıldığına dikkat çekiyor. Özarslan’ın verdiği bilgiye göre 2021’de yapılan ihalelerin yüzde 11’i istisna, yüzde 4,39’u doğrudan temin, yüzde 1,55’i belli istekliler arasında, yüzde 23,21’inin ise pazarlık usulü şeklinde yapıldı.

Oya Özarslan Transparency International Türkei

Oya Özarslan

Açık ihale usulüyle yaklaşık 180 milyar liralık ihale yapılırken, pazarlık usulüyle yaklaşık 70 milyar, istisna kapsamında 33 milyar, doğrudan teminle 13 milyar, belli istekliler arasında 4,7 milyar TL’lik ihale gerçekleştirildi.

İhalelerin neredeyse dörtte birinin pazarlık yöntemiyle yapıldığını vurgulayan Özarslan, "Devlet tarafından yapılan toplam mal hizmet alımının yüzde 40'ı kesinlikle açık ihale sistemine uğramadan geçiyor. İstisna dediğiniz şeyler yüzde 1-2’dir, üç beştir filan. Hadi 8-10’dur. Ama böyle yüzde 40 küsürüne yakın istisna yapmak aslında bu kadar bir kısmın kesinlikle gözlerden uzak, şeffaflıktan uzak bir şekilde yapıldığını gösteriyor bize” diye konuşuyor.

Şehir hastaneleri ihaleleri

Şeffaflık Örgütü’ne göre Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında kalan ve Yap İşlet Devret ya da Kamu Özel İşbirliği kanunları çerçevesinde yapılan mega projeler de dahil edildiğinde açık ihale oranı yüzde 50’nin altına düşüyor.

Türkei Coronavirus-Fälle in Konya

Konya Şehir Hastanesi

Antalya, Ordu, Şanlıurfa şehir hastaneleri, BOTAŞ’ın Ambarlı doğalgaz hatlarının iyileştirmesi ya da Aksaray-Ulukışla demiryolu hattı gibi projeler son dönemde 21/b pazarlık usulüyle verilen ihalelerden birkaçı.

Şehir hastanelerinin yapımına ilişkin ihaleler 2019 yılına kadar Kamu Özel İşbirliği çerçevesinde yapılıp Kamu İhale Kurumu kapsamı dışında tutulurken, 2019’dan sonra bu kapsama dahil edilmişti.

Ancak Oya Özarslan, kapsam dahiline alınsa da bu ihalelerin pazarlık usülüyle şeffaflıktan uzak gerçekleştirildiğini vurguluyor.

Kamptan mobilyaya yelpaze geniş

Yaklaşık maliyetleri 4 milyar 960 milyon lirayı bulan Antalya, Ordu, Şanlıurfa hastanelerinin yapım işleri, pazarlık usulüyle yapılan ihalelerle dev kamu ihalelerinde adları sıkça duyulan şirketlere gitmişti. Antalya Şehir Hastanesi'nin ihalesi, 990 milyon liraya Kolin İnşaat, Pekerler Grup iştiraki Nesma Yapı iş ortaklığına verildi. Ordu Şehir Hastanesi Yapım işi 1 milyar 188 milyon liraya Ekşioğlu İnşaat’a, Şanlıurfa 1700 yataklı Şehir Hastanesi Yapım İşi ihalesi de 1 milyar 868 milyon liraya YDA İnşaat'a gitti.

Özarslan, pazarlık usulüyle yapılan ihalelerde yelpazenin oldukça geniş olduğuna dikkat çekiyor.

Özarslan, "Adalet Bakanlığı mesela büro mobilyası satın alma işi yapmış. Çevre Şehircilik Bakanlığı fotoğraf video çekimi yapmış. Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an kursları öğreticiliği ihalesini yaptırmış. Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın bu Okçuluk Federasyonu kamp organizasyon işini yapmış. İl Özel İdareleri, Vali Konağı, Kış Bahçesi yapımı filan gibi. Kesinlikle aciliyet ile ilgisi olmayan işlerin hepsini bu pazarlık usulü üzerinden yapmaya çalıştıklarını görüyoruz" diyor.

İstisnaların kapsamı genişletildi

Pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin istismar edilen bir hale geldiğini vurgulayan Özarslan, Kamu İhale Kanunu’nda 2018’de yapılan değişikliğin bunda etken olduğu görüşünde. Kanunda son 18 yılda 200’e yakın değişiklik yapıldığını dile getiren Özarslan, istisnaların genişletildiğini aktarıyor. Özarslan, pazarlık usulüne ilişkin getirilen ‘idareye yetki tanıyan, ivedilikle yapılması gereken ya da yapımı gereği, teknik bilgi gerektiren’ gibi hallerin istisnaların biraz daha geniş yorumlanmasına imkân verdiğini ifade ediyor. Geçen sene itibarıyla ihale kanununda tekrar değişiklik yapılacağı, kanunun AB direktiflerine uyumlu hale getirileceğinin ifade edildiğini aktaran Özarslan, "Pazarlık usulüyle yapılan ihaleler çok eleştiriye, incelemeye ve itiraza tabi olduğu için de deniyor ki Kamu İhale Kurumu'nun izni gerekecek. Kamu İhale Kurumu bu halleri kendisi inceleyecekmiş ve ona göre izin verecekmiş. Böyle bir madde değişikliği öngörülüyor zannederim. Bu da aslında şu ana kadar yapılan eleştirilerin doğru olduğunu gösteriyor" diye konuşuyor.

2021 yılında yeni ekonomik reform paketi sonrası kamu ihaleleri için sertifikasyon sistemi getirileceği, firmaların liyakat ve yetkinliklerini belirleyen kriterlerin kamuoyuyla paylaşılacağı duyurulmuştu. Ancak bununla ilgili henüz bir adım atılmadı.

150 milyar dolarlık ihale

Dünya Bankası’nın yaptığı çalışmaya göre altyapı yatırımında dünyada en çok kamu ihalesi alan 10 büyük şirketin içinde Türkiye’den hükümete yakınlığı ile bilinen Limak Holding, Cengiz Holding, Kolin, Kalyon ve MNG Holding de yer alıyor.  Bu şirketlerin köprü, otoyol, havaalanı, şehir hastaneleri gibi projelerin ihalelerini aldığı biliniyor.

Ali Mahir Başarır, "Beşli çete olarak adlandırdığımız bu şirketler, son yıllarda kamunun en büyük belası. Özellikle Kamu İhale Kanunu’nun 21/b maddesiyle verilen ihalelerde inanılmaz bir artış var" diyor. Bu şirketlerin son yıllarda devletten almış olduğu ihale toplamının 150 milyar dolar olduğunu söyleyen Başarır, bunun Türkiye’nin bütçesini kat kat aşan bir rakam olduğunu vurguluyor.

Özarslan da iktidara yakınlığı ile bilinen ve Kamu Özel İşbirliği ile mega projelerin yapımını üstlenen şirketlerin, Kamu İhale Kurumu’ndan da pazarlık usulüyle ihaleler aldıklarına dikkat çekiyor. Özarslan, "En son Isparta'da yaşanan elektrik kesintisinde, oradaki elektrik işletmelerinin de pazarlık usulüyle bu şirketlere verildiği ortaya çıktı. Yapımı devam eden bu gibi 15 milyarlık 10 ihalenin 9'unun onlara verildiği belirtildi" diye konuşuyor. Kamuya maliyeti 1 milyar 133 milyon lirayı bulan ‘Erzurum Aşkale-İspir Devlet Yolu Kırık Tüneli ve Bağlantı Yolları’ ihalesindeki usulsüzlüğün de Sayıştay raporlarına yansıdığını hatırlatan Özarslan, raporda ihalenin, Danıştay’ın "Açık ihaleyle yapılması gerekiyor" demesine rağmen, pazarlık usulüyle düzenlendiğinin belirtildiğini aktarıyor. Erzurum Aşkale-İspir Devlet Yolu Kırık Tüneli ve Bağlantı Yolları ihalesi, Kalyon Holding’e bağlı RSY İnşaat’a verilmişti.

Şeffaflıktan uzak ihaleler: Kamuya maliyeti 121 milyar TL - DW Türkçe

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.