Ana içeriğe atla

KDV indirimleri enflasyona çare mi?

İktidarın enflasyonla mücadele etmek için izlediği yol yine KDV indirimi oldu. Esnafa göreyse fiyatların düşmesi için akaryakıt, elektrik gibi üretim kalemlerinden alınan verginin azaltılması gerekiyor. 

Pelin Ünker 

© Deutsche Welle Türkçe

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, bazı ürünlerden alınan Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarında değişiklik yapıldığını açıkladı.

Buna göre, çocuk bezi, tuvalet kâğıdı, deterjan ve sabun gibi temel temizlik ürünlerde KDV oranı yüzde 18'den 8'e düşürülürken, yeme-içme hizmetlerinin tümünde oran yüzde 8 olarak belirlendi. Arsa ve araziler ile ve tıbbi ekipmanlarda da KDV yüzde 18'den 8'e indi.

İndirimler hayat pahalılığına çare mi?

DW Türkçe'ye konuşan vergi uzmanı Nedim Türkmen, "Bu düzenleme enflasyonla mücadele için yapılıyorsa hiçbir anlamı yok. Burada tüketicinin azalan KDV yükleri nedeniyle daha fazla alışveriş yapması özendirilmek isteniyorsa bu indirimlerin fiyatların yükselmesine çare olmadığını hepimiz çok yakından biliyoruz” dedi.

Şubat ortasında gıda ürünlerindeki KDV oranı da yüzde 8'den 1'e indirildi. Ancak gıdadaki yedi puanlık indirim, yüksek maliyetler nedeniyle fiyatlara yansımadı.

Sosyal konuta vergi artışı, lükse indirim

Yeni düzenleme ile sosyal konut olarak adlandırılan 150 metreden küçük konut alımlarında KDV oranı yükseltilirken lüks konut satışına indirim geldi. Düzenlemeye göre 150 metrekareden küçük ev alımlarında KDV oranı yüzde 1'den 8'e çıkarken, bundan daha büyük konutlarda alınan yüzde 18'lik KDV, 150 metrekareye kadar olan kısım için yüzde 8'e indirildi.

Nedim Türkmen'e göre konut ve gayrimenkul sektörüne yönelik vergi indirimlerinde inşaat sektörünün mali yükünün azaltılması amaçlanıyor. Son dönemde artan fiyatlar, konut ve arsa alım satımları olumsuz yönde etkilemişti.

Türkmen, "Müteahhitlerin elinde birikmiş olan konutların satışı için yapılan bir düzenleme. İnsanların panik halinde neleri varsa bunları paraya çevirip bu konutlardan alması isteniyor. Arsa ve arazinin KDV’sinin yüzde 18'den 8'e indirilmesinin ise tüketiciyi ilgilendiren hiçbir yönü yok” şeklinde konuştu.

Türkiye'de lüks konut arzının fazla olduğuna işaret eden Türkmen, "Ama 1 milyon liraya kadar olan sosyal konut sayısı az. Bu dönemde kredilerin yükselmesiyle beraber satışlarda ciddi bir durgunluk olduğu için, yabancılar dışında kimseye satış yapılamadığı için burada KDV'den fedakârlık yapılarak bu müteahhitlerin satışlarını artırmaları hedefleniyor” dedi.

Ana problem yüksek maliyetler

Vergi indirimi yapılan son ürünlerin enflasyon sepetindeki ağırlığı yaklaşık yüzde 10 olarak hesaplanıyor. Buna göre yüzde 10'luk bir KDV indirimi enflasyona yaklaşık 1 puan düşürecek etkiye sahip. Ancak yüksek maliyetler nedeniyle bu farkın fiyatlara ne kadar yansıyacağı belirsiz.

DW Türkçe'ye konuşan iktisatçı Prof. Dr. Mehmet Şişman, KDV indiriminin gecikmiş bir hamle olduğu görüşünde. Söz konusu indirimlerin pandemi başlangıcında yapılması gerektiğini dile getiren Şişman, bu adımların fiyatlar genel düzeyinin geldiği noktayı sınırlı yönde etkileyeceğini düşünüyor. 

Mehmet Sisman

Prof. Dr. Mehmet Şişman

Türkiye'de Üretici Fiyatları Endeksi resmi verilere göre yüzde 105 düzeyinde seyrediyor. Yüksek üretici fiyatlarının gelecek aylarda tüketiciye yansıması bekleniyor.

Mehmet Şişman, “Hem ihracat fiyatlarımızda bir artış var, hem de yurt içindeki üretici fiyatlarında önemli bir artış var. Bu da TÜFE ile bir makas oluşturuyor. Yaklaşık 50 puanlık bir makas var. Martta bu makasın daha açılıp açılmayacağını göreceğiz” diye konuştu

"Politika faizi artırılmalı"

Prof. Şişman’a göre enflasyonla mücadele için politika faizi artırılmalı. Enflasyonu tamamen ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını ifade eden Şişman, hem dünyada hem de Türkiye'de enflasyonist sürecin devam ettiğini vurguluyor. Şişman, “Dünyadaki gelişmeler de tabi burada önemli ama rötuşlarla, gecikmiş KDV indirimleriyle yani maliye politikasıyla bunu halletmek kolay gözükmüyor. Burada para politikasının tekrar devreye girmesi gerekiyor” dedi.

Esnaf fiyatların düşmesini beklemiyor

Fiyatların etikete yansıması için öncelikle yüksek KDV'den aldıkları ürün stoklarını eritmeleri gerektiğini söyleyen esnaf, bu süreçte zaten fiyatların maliyet kaynaklı yükseleceğini öngörüyor.

DW Türkçe'ye konuşan perakende sektöründen bir esnaf, "Devletin KDV'yi değil de akaryakıt, elektrik, su, doğalgaz ve üretimde kullanılan ürünlerin vergisini azaltması lazım. Bunların vergisini azalttığı zaman fiyatlar da otomatikman kendisi düşer zaten” değerlendirmesinde bulundu.

"Bütçeye yükü 8 milyar lira"

Öte yandan KDV indirimleri bütçeye yük olarak geri dönüyor. Vergi hukukçuları, gıdadaki KDV indirimlerinin bütçeye maliyetinin 25-30 milyar lirayı bulabileceğini hesaplamıştı. Nedim Türkmen'e göre yapılan son indirimlerin bütçeye yükü ise 8 milyar lira civarında olabilir.

Doğalgazda yüzde 18 olan verginin indirilmesi gerektiğini söyleyen Türkmen, "Türkiye'de ikili bir KDV oranının uygulanması gerekiyor. Yüzde 1, yüzde 8, yüzde 18 değil; genel oranı yüzde 12'ye diğer oranı da yüzde 2'ye indirirsek bir problem kalacağını düşünmüyorum” görüşünü dile getirdi.

KDV indirimleri enflasyona çare mi? - DW Türkçe

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.