Ana içeriğe atla

Kur farkı hedef şaşırttı, bütçe 'çöp' oldu

Orta Vadeli Plan'da yıl sonu dolar kuru tahmini 9,16'ydı. Meclis'te görüşülen 2022 bütçesi ise 2022 için öngörülen 9,27'lik kur üzerinden hesaplandı. Ekonomistler hem OVP'nin hem de bütçenin 'çöp olduğu' görüşünde.

Pelin Ünker 

© Deutsche Welle Türkçe

umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma günkü İzmir programında yüksek kur ve düşük faize dayalı yeni bir ekonomi programı yürüttüklerini söyledi. 19 yıldır bu ekonomi politikasının hazırlıklarını yaptıklarını ifade eden Erdoğan, "Ne yaparlarsa yapsınlar, bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı bu ekonomi programımızdan geri döndüremeyecekler. Yüksek faizmiş, düşük kurmuş, IMF reçeteleriymiş; bunların hiçbiri bizim insanımızın işinden, aşından, geleceğinden daha önemli değildir" ifadelerini kullandı.

Ancak Erdoğan'ın bu sözleri, henüz Eylül ayında açıklanan ve 2022-2024 yılları arasını kapsayan Orta Vadeli Program ile (OVP) çelişiyor.

OVP'de hesaplamalar 8,30 TL'lik dolar kuru üzerinden yapılırken yıl sonu kur hedefi 9,16'ydı. 23 Kasım'da 13,46'yı aşarak tarihi zirvesini gören dolar kuru bugün 12,7 liranın üzerinde. Yılbaşından bu yana gerçekleşen ortalama kur ise 8,42'ye ulaştı.

Milli gelir 11 milyar dolar eridi

Buna göre milli gelir 11 milyar dolar, kişi başı gelir de şimdiden 130 dolar civarında eridi. Eylül ayında açıklanan OVP'de gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) 801 milyar dolar, kişi başı gelir de 9 bin 489 dolar olarak hesaplanmıştı. Yılbaşından bu yana gerçekleşen ortalama dolar kuru üzerinden hesaplandığında GSYH 790 milyar dolar, kişi başı gelir ise 9 bin 359 dolara iniyor.

Gelecek yıl için hazırlanan ve bugün Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlanan 2022 bütçesindeki büyüklükler de OVP'de 2022 yılı için belirlenen 9,27 TL'lik dolar kuru tahminine dayanıyor.

Ekonomideki planlamaların dolar kurundaki değişimlere bağlı olduğunu ifade eden akademisyenler, yapılan politika değişikliğinin kurlar ve enflasyon üzerinden özellikle dar gelirli vatandaşları olumsuz etkileyeceğine, büyümede öngörülen TL bazındaki artıştan ise gelir dağılımı eşitsizliğinden dolayı ücretlilerin çok az pay alabildiğine dikkat çekiyor.

2024 için kur tahmini 10,22'ydi

DW Türkçe'ye konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Levent, "Bütçenin ve OVP'nin hemen çöpe atılması gerekir. Benim önerim yeni bir bütçe yapmak. Çünkü artık 9,20'li rakamları görmek bir tarafa, şu anda zaten kur 13 civarına gelmiş durumda" diyor. Orta vadeli programların da hiçbir zaman planlamaya uyulmadığı için değerini yitirdiğini anlatan Levent, "Bu planlama hakikaten hükümetin nezdinde bir anlam taşıyorsa 2024 yılında 10,22 öngörülen döviz kuruyla herhangi bir yere varamayız. Dolayısıyla bunu da tamamen değiştirmemiz gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

Prof. Levent, 60 yıl önce Güney Kore'de uygulanmış ve şimdi Türkiye'de uygulanmak istenen politikanın ise şu anki şartlarda geçerli olmayacağı görüşünde. "Faizleri düşürelim, döviz kurunu artıralım. Böylece ihracat artar, ithalat azalır, cari açık kapanır, sonra döviz bollaşır, sonra da refaha ereriz gibi bir görüş söz konusu" diye konuşan Levent, bunun gerçekleşmesi için öncelikle yüksek enflasyonun olmaması gerektiği görüşünde. 

'Artık 1960'ların dünyasında değiliz'

İkinci olarak bunun dalgalı kur rejiminden çıkıp sermaye hareketlerinin kontrolünün yapıldığı sabit kur sistemine dönülmesini gerektiren bir yaklaşım olduğuna işaret eden Levent, "Bu yaklaşımın herhangi bir noktaya varması mümkün değil. Çünkü çok basit ve tek bir neden yeterli bunun için o da teknolojik gelişmeler. Teknolojik gelişmelerin üretim sürecinde gerçekleştirdiği dönüşümler, artık ücret bazlı, yani ucuzlamış bir ya da fiyat bazlı, düşük ücretli bir uluslararası rekabeti mümkün kılmıyor" diye devam ediyor.

Ekonominin artık 1960'ların dünyasındaki işlemediğini vurgulayan Levent, yüksek otomasyonun nitelikli iş gücü gerektirdiğini, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını gerçekleştiren şirketlerin gelecek dönemde ana ülkelerinde kalmasının beklendiğini aktarıyor. Levent, "Bu ortamı hiç değerlendirmeden sanki 1960'ların dünyasına ışınlanmışız gibi bir yaklaşımla böyle bir öneride bulunmak abestir. Bu, kendilerinin cehaleti bir yana bu ülke insanına yapılmış büyük bir haksızlıktır. Dolayısıyla bundan da acilen vazgeçilmesi gerekiyor. Aksi halde çok ciddi bir duvara çarpma durumuyla karşı karşıya olacağız ve bunun ceremesini de Türkiye'de yaşayan özellikle yoksullar başta olmak üzere bütün insanlar çekecektir" ifadelerini kullanıyor.

Enflasyon yüzde 25'e gelebilir

Eylülde tahmin edilen 16,2'lik enflasyon tahmininin de gerçekleşmesi zor görünüyor. Türkiye İstatistik Kurumu'na göre (TÜİK) ekim ayında enflasyon yüzde 19,9'a yükseldi. 

Ekonomistler bu Cuma günü açıklanacak Kasım ayı enflasyonunun yüzde 20'yi geçmesini bekliyor.

Enflasyonun bu ay yüzde 22-25 arasında gerçekleşeceğini öngören Prof. Levent, tüketici fiyatları ile üretici fiyatları arasındaki makasın kapanmaya başlaması gerektiğini söylüyor. Enflasyonda asıl büyük sıçramanın ise Ocak 2022'de gerçekleşeceğini ifade eden Levent, "Minimum yüzde 100 yüzde 150 yarısında doğalgaza zam gelecektir. Bunun anlamı da elektriğe zam, enerjinin bütünü de takip edecektir bu zamları. İğneden ipliğe her şeye zam gelecek demektir. Perakendeye yansımaması mümkün değil" diye konuşuyor.


'Milli gelir dolar bazında düşecek'

Yarın ise yılın üçüncü çeyreğine ait gayrisafi yurt içi hasıla verisi açıklanacak.

Büyümenin yüzde 10-11 civarında olması bekleniyor. Ancak dolar bazında hesaplandığında aslında büyümenin OVP'de belirlenen tahmine ulaşması zor görünüyor.

DW Türkçe'ye konuşan iktisatçı akademisyen Prof. Dr. Mehmet Şişman, "Orta Vadeli Program 801 milyar dolar öngörüyordu. Bunun 790 milyar dolar civarında gerçekleştiğini göreceğiz üçüncü çeyrekte. Dördüncü çeyrekte de eğer dolar kuru bu ivmeyi sürdürürse, son bir ayda yüzde 30, yılbaşından bu yana yüzde 60 civarı bir artış var maalesef. Böyle giderse yani yüzde 30'larda bile kalsa bu yine Orta Vadeli Program'ın çok altında kalacağı açık" diyor.

2021 büyümesi TL bazında yüksek görünse de bunun gelir dağılımı eşitsizliğinden dolayı refah ölçütü olarak bir anlam taşımadığını vurgulayan Prof. Şişman, "Emekçi sınıfların büyümeden yararlanması çok zayıf kalmıştır. Hemen hemen bundan hiç yararlanamamışlardır. Çünkü enflasyondan olumsuz etkilenmişlerdir. 2021 yılının büyümesi bu şekilde özetlenebilir" ifadelerini kullanıyor.

Kur farkı hedef şaşırttı, bütçe 'çöp' oldu - DW Türkçe












Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.