Ana içeriğe atla

Tam karantina ekonomik hasarı artırır mı?

İktisatçıların yürüttüğü bilimsel araştırmalara göre tam karantinaya geçilmedikçe salgını kontrol altına almak zorlaşıyor. Bu da ekonomide daha fazla küçülme, borç yükü, işsizlik ve eşitsizlik demek.


Türkiye’de koronavirüs kaynaklı vaka ve ölüm sayıları artarken tam karantina uygulamasına neden geçilmediği tartışma konusu. 
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Perşembe akşamı NTV yayınında, "Uzun soluklu karantinanın ekonomiye maliyeti çok daha ağır olurdu. Bunlar keyfi olarak 'şöyle yapalım' denilip karara bağlanacak konular değil" dedi. Kalın, altında bilimsel veriler olmadan bu tür önerilerde bulunulduğunu iddia etti. 
Ancak bilimsel çalışmalar bunun tam tersini söylüyor. Üniversitelerin iktisat bölümlerinin yaptıkları araştırmalara göre tam karantina uygulaması geciktikçe ekonomik maliyet artıyor.
"Geçerli bir argüman değil"
Prof. Dr. Taner Berksoy
Prof. Dr. Taner Berksoy
İnsan sağlığının her şeyden önce geldiğini vurgulayan iktisatçı Prof. Dr. Taner Berksoy, tam karantinanın ekonomi için de etkili bir araç olduğu görüşünde. DW Türkçe’ye konuşan Berksoy, "Karantina uygulamasının maliyeti yüksek diye bir yaklaşım olamaz. Bu yaşamsal bir sorun" diyor ve ekliyor: "Diğer yandan koronavirüsle mücadelede insan faktörü olarak da ekonomik olarak da en etkili araç karantina. Yurt dışında buna dair pek çok yayın var. Kalın'ın söyledikleri geçerli bir argüman değil."
Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erinç Yeldan da önceliğin insan olduğuna dikkat çekiyor. DW Türkçe’ye konuşan Yeldan, "Çok önemli bir sağlık kriziyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla insan sağlığı ve insan maliyetiyle karşılaştırıldığında hiçbir ekonomik hesabın, hiçbir ekonomik maliyetin söz konusu olmadığını düşünüyorum. Bu salgınla mücadele etmek bir insanlık görevidir" diyor.
"​​​​​​​Borç yükü ve bölgesel eşitsizlik"​​​​​​​
Prof. Dr. Erinç Yeldan
Prof. Dr. Erinç Yeldan
Ekonomik maliyetlerin şu anda göz ardı edilmesi gerektiğini vurgulayan Yeldan, ekonomi üzerinde en az hasarın ise tam karantina ile mümkün olacağını savunuyor. "Sadece iktisadi olarak konuşmak gerekirse salgın ile mücadelede gerekli tedbirlerin alınmaması ve bu salgının zamana yayılmasının çok daha ciddi iktisadi maliyetleri olacağı da kuşkusuz" diyen Yeldan, konuyla ilgili Bilkent Üniversitesi ve ODTÜ’deki akademisyenlerle makroekonomik öngörü çalışmaları yürüttüklerini belirtiyor.
Erinç Yeldan, çalışmalarda elde ettikleri sonuçları şöyle anlatıyor: "Çalışmalarımız bize bu salgının uzun süre tedbir alınmadan zamana yayılması halinde Türkiye ekonomisinde 2022-2023’e değin ve ileriki nesillere çok ciddi borç yükü, ekonomik kriz anlamında önemli bir kayıp yaşatacağını gösteriyor. Dahası bu kayıpların Türkiye üzerinde bölgesel olarak, Türkiye deseninin kırılması nedeniyle ağır sonuçları da olabileceğini ve bölgesel eşitsizlikleri çok ciddi anlamda derinleştireceğini gösteriyor."
"​​​​​​​Kısmi karantinada maliyet daha ağır"​​​​​​​
Koç Üniversitesi ve University of Maryland öğretim üyelerinin ortaklaşa yürüttüğü araştırmaya göre ise şu andaki uygulamaya benzer kısmi bir karantina uygulaması ile GSYH yüzde 17 azalıyor. Ancak toplam vaka sayısı 70 bin iken tam karantina uygulandığında 42 günlük bir sürede salgın kontrol altına alınabiliyor ve GSYH’deki düşüş yüzde 7,8 ile sınırlı kalıyor.
Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp'in Yetkin Report’ta ayrıntılarına yer verdiği araştırmaya göre tam karantina uygulamasında gecikme olan her gün GSYH üzerinde yaklaşık yüzde 0,4 ilave kayıp doğuruyor. Sadece bir günlük gecikme olduğunda vaka sayısı 10.000’den fazla artıyor.
"​​​​​​​Hiçbir şey yaşamdan değerli değil"​​​​​​​
Prof. Dr. Kaya Ardıç
Prof. Dr. Kaya Ardıç
DW Türkçe'ye konuşan Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Ardıç tam karantina uygulanmaması halinde de bir ekonomik maliyet olduğuna dikkat çekiyor. İki seçeneğin de artıları ve eksileri olduğuna işaret eden Ardıç, şöyle devam ediyor: "Burada bir ekonomik maliyet sorunu var, doğru. Ancak sağlık söz konusu olduğunda ekonomik çıkar ikinci planda olmalıdır. Bu nedenle sokağa çıkma yasağının yaratacağı birtakım ekonomik maliyetler ile uygulanmaması halinde sağlık sorunları ve sağlık hizmetlerinin maliyeti arasında karşılaştırma yapmak, bunu sayısallaştırmak, nicel olarak ifade etmek, maliyetine bakarak 'hangi seçeneğinki daha düşükse onu seçilmeli demek' doğru olmaz. A. Malraux'nun sevdiğim bir sözü vardır: 'Yaşamın pek fazla bir değeri olmasa bile, hiçbir şey de yaşamdan daha değerli değildir.”
"​​​​​​​Salgının uzama riski göze alındı"​​​​​​​​​​​​​​
Barış Soydan
Barış Soydan
Ekonomist Barış Soydan da salgının ekonomik olarak etkisinin sınırlandırılması için kısa ama etkili bir karantina uygulaması olması gerektiğini savunuyor. "Henüz aşısı veya tam etkili ilacı bulunmayan koronavirüse karşı en etkili yöntem sosyal izolasyon. Bunun da en etkili yolu sokağa çıkma yasağını kapsayan tam karantina uygulaması" diyen Soydan, karantina süresi boyunca çalışana gelir desteği sağlama zorunluluğu nedeniyle iktidarın bu uygulamadan kaçındığı görüşünde.
Barış Soydan, "Aslında İşsizlik Sigortası Fonu'nda 130 milyar liradan fazla para var ama bu para devlet hazine iç borçlanma senetlerine yatırılmış durumda. Ciddi miktar bozması gerekiyor ve iktidar bundan kaçınıyor. Koyduğu hedefleri çok bozmak istemiyor ama bunun da sonucu olarak salgının uzaması riskini göze alıyor" diye konuşuyor.
Türkiye’deki mevcut uygulamayı insan sağlığının ihmali olarak değerlendiren iktisatçılara göre, bu durum uzun vadede hem üretim hem de işsizlik ve gelir eşitsizliği bakımından ekonomiyi derinden etkileyecek.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.