Ekonomistlere göre hükümetin işçiye vermesi gereken para işsizlik sigortası fonunda yatıyor. Ancak 132 milyar liralık Fon kaynağının yüzde 90’dan fazlası devlet tahvillerine yatırılmış durumda. İşsizlik Sigortası Fonu, işverene destek mekanizması olduğu yönünde eleştiriliyor.
Koronavirüs salgınının en önemli başlıklarından biri de yarattığı ekonomik tahribat. Pek çok sektörde üretim durdu ya da yavaşladı.
Bunun üzerine geçen cuma yürürlüğe giren 7244 sayılı Kanun’la işten çıkarmalar yasaklanırken, işçilerin ücretsiz izne çıkarılması yasalaştı. 450 günden az çalıştığı için kısa çalışma ödeneğinden faydalanamayan ve ücretsiz izne çıkarılan işçilere vergi kesintisiyle aylık 1168 lira ödenecek.
Bu para ise İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak. Ancak söz konusu rakam Fon kaynaklarıyla kıyaslandığında çok düşük bir orana denk geliyor.
Kaynağın yüzde 5’i ayrıldı
Sosyal Politika Uzmanı Doç Dr. Aziz Çelik, 2 milyon işçiye üç ay boyunca 1168 TL ödendiğinde bunun toplam tutarının 7 milyar TL olacağını, bu rakamın da 132 milyar TL’lik Fon kaynaklarının yüzde 5.3’in denk geldiğini vurguluyor. Çelik, işçilere asgari ücret üzerinden ödenek sağlandığında ise Fon kaynaklarının yüzde 10.6’sının harcanacağını belirtiyor.
Peki İşsizlik Fonu kaynakları neden işçiler için harcanmıyor?
Dölek, “İşsizlik Sigortası Fonu ilk gününden itibaren işçilerin ve işsizlerin yararlanabildiği bir fon olmadı. Bunun yerine Hazine’nin açıklarını kapatmak ve özel sektöre kaynak aktarmak için kullanıldı. Adeta yağmalandı ve biz bunu şu anda salgın koşullarında, işsizliğin çok arttığı bu koşullarda bunu çok daha yıkıcı biçimde görüyoruz. Özellikle devlet tahvillerine yüzde 90’ın üzerinde bağlanmış olan Fon, şu anda nakit yetersizliğiyle karşı karşıya” diyor.
İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları, işçilerden, işverenlerden kesilen primlerden ve devlet katkılarından oluşuyor.
Fon’un temel işlevi, işçilere işlerini kaybetmeleri durumunda işsizlik ödeneği, işlerine ara verilmesi ya da işlerin durması durumunda ise kısa çalışma ödeneği sağlamak.
Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerine göre geçen yıl Fon’un 37 milyar TL olan toplam giderinden işsizlik sigortası için 10.4 milyar harcanırken, işveren teşviklerine 16 milyar TL ayrıldı. İşveren Fon’a yatırdığı primlerin yüzde 97’sini ise teşvik olarak geri aldı.
Doç. Dr. Aziz Çelik, İŞKUR’un sadece son üç ayda işverenlere 6.3 milyar TL destek ve teşvik ödediğini belirtiyor. Çelik’in verdiği bilgiye göre son iki yılda işverenlere ödenen teşvik ve desteklerin toplamı 43 milyarı TL'yi buluyor.
Ekonomist Levent Dölek |
İşsizlik ödeneğinden kesilecek
Koronavirüs salgınıyla birlikte ücretsiz izin ödeneği de Fon kapsamına alındı. Levent Dölek, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği uygulamalarından işçilerden çok işverenin yararlandığı görüşünde.
Dölek “İşçilerin ücretleri kesintiye uğrarken sermaye kesimi ücret yükünden kurtuluyor. Dahası bu ödenekler işçinin hak ettiği işsizlik ödeneğinden de daha sonra mahsup ediliyor. Cumhurbaşkanının bu mahsubu ortadan kaldırma yetkisi var, işçinin işsizlik sigortasını koruma yetkisi var. Ama bu yetkisini kullanmıyor.
Bu da sigortayı yağmalama mantığının Türkiye’de iktidara ne kadar yerleşmiş olduğunu bize gösteriyor” diye konuşuyor.
Bu da sigortayı yağmalama mantığının Türkiye’de iktidara ne kadar yerleşmiş olduğunu bize gösteriyor” diye konuşuyor.
Aziz Çelik de İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının devlet tahvillerine ve vadeli hesaplara yatırıldığına dikkat çekiyor. Çelik “Şu an itibarıyla 132 milyar TL kaynağın yaklaşık 121 milyar TL’si devlet tahvillerine, 11 milyar TL'si ise vadeli mevduata yatırılmış durumda. Bu nedenle İşsizlik Fonu’nda kaynak var mı tartışmaları gündeme geliyor. Elbette kaynak var. Ancak bu kaynakların önemli bir bölümü likit yani nakit, her an kullanılabilir durumda değil” diyor.
‘Merkez Bankası satabilir’
Fon kaynaklarının nakde çevrilmesi gerektiğini söyleyen Çelik’e göre, bunun için de en etkilii yol Merkez Bankası’nın bu tahvilleri satın alıp karşılığını İŞKUR’a aktarması. Çelik, ”Fon kaynaklarının nakde çevrilmesi, kullanılabilir olması durumunda işsizlere son derece geniş bir destek sağlanması mümkün. Ancak bu istenmiyor. Çünkü bu kaynakların nakde çevrilmesi parasal genişleme demek. Parasal genişlemenin de enflasyona yol açacağı kaygısı var” diyor.
Öte yandan Çelik, şu an kullanılan bir başka ödenek olan kısa çalışma ödeneğindeki adaletsizliğe de dikkat çekiyor.
Kısa çalışma ödeneği kapsamında işçilere maaşlarına oranla 1750 TL ile yaklaşık 4300 TL arasında bir ödeme yapılıyor.
Ancak ödenekten faydalanabilmek için işçinin 450 günden fazla çalışmış olması gerekiyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 268 bin 717 firmanın, 3 milyon 44 bin 420 çalışanı için kısa çalışma ödeneğine başvurduğunu açıkladı.
Aziz Çelik ise işçilerin önemli bir bölümünün 450 günden daha az çalıştığı için kısa çalışma ödeneğinden yararlanamadığına dikkat çekiyor: Çelik "Aynı iş yerinde yan yana çalışan iki işçiden biri 450 gün çalışırsa 1750 TL ile 4300 TL arasında destek alabilecekken örneğin 449 gün çalışmış olan işçi aylarca 1168 TL ödeme alacak. İşçilere kısa çalışma ödeneği yerine 1168 TL destek verilmesinin temel nedeni aslında İşsizlik Sigortası Fonu’ndan daha az nakit çıkmasının hedeflenmesi” yorumunu yapıyor.
Fon’daki paraların işçilerin paraları olduğunu vurgulayan Çelik “İşçiler bu paraları devlete bir süreliğine borç vermiştir. Şimdi işçiler zor durumda. Bu paraların işçilere geri ödenmesi gerekli” diyor
Sendikalar ve muhalefet partileri işçilerin ücretli izne çıkarılması ve bunun da İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanmasını talep ediyordu. Ekonomistler de Fon’un bunun için yeterli kaynağı olduğu görüşünü paylaşıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder