Çocuğun cinsel istismarı suçuna ilişkin önerge İnfaz Yasası’nda yer almazken kadın örgütleri hükümetin bu konuda ayrı bir taslak üzerinde çalıştığı ve mecliste kulis çalışmaları yaptığını iddia ediyor.
Çocuğa cinsel istismar suçlarına indirim AKP’nin gündeminden düşmüyor. TBMM'de AKP ve MHP oyları ile kabul edilen İnfaz Yasası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayının ardından bugün Resmi Gazete'de yayımlandı.
13 Nisan akşamı TBMM Genel Kurulu'nda infaz düzenlemesine ilişkin teklifin kabul edildiği sıralarda çocuğun cinsel istismarı suçuna ilişkin bir teklifin de verildiği öne sürülmüş, TBMM Adalet Komisyonu'nun CHP Grup Sözcüsü Zeynel Emre, “Böyle bir teklif adalet komisyonuna gelmedi, mecliste görüşülmedi ve kanunlaşmadı” diyerek tepki çeken iddiaları yalanlamıştı.
Ancak kadın örgütleri hükümetin, çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin ayrı bir yasa teklifi hazırladığı ve taslak teklife göre infaz yasasına geçici madde eklenmesinin planlandığı yönünde meclisten aldıkları duyumlara dikkat çekiyor.
5 kriteri bir arada taşıyanlar
Buna göre 10 Nisan 2020’den önce evlenmiş olanlar, belirlenen 5 kriteri birlikte taşıması halinde tahliye edilecek ve 5 yıl evli kalmak şartıyla yaptırımlardan kurtulacak.
Kadın örgütlerinin verdiği bilgilere göre taslakta bu kriterler şöyle sıralanıyor: Suçun, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın işlenmesi. 10 Nisan 2020 tarihi itibarıyla mağdur ile failin evlenmiş olması. Suçun işlendiği tarihte failin başka biriyle evli olmaması. Mağdurun şikâyetinin bulunmaması. Suçun işlendiği tarihte mağdurun 14 yaşına girmiş olması. Mağdur ile fail arasında 15 yıldan fazla yaş farkının bulunmaması.
"Grup başkanvekillerine gitti"
DW Türkçe’ye konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, söz konusu belgenin sahte olmadığını, teklifin adalet komisyonuna gelmese de Meclisin içindeki grup başkanvekillerine gittiğini bildiklerini söylüyor. Güllü “Bir taslak üzerinde çalışılıyor. Son rötuşlar aşamasında olunduğunu, AKP’nin kendi içinde tartışıldığını, AKP’nin kadın vekillerinin de karşı cephe oluşturduklarını duyuyoruz” diyor.
Yarından itibaren Meclis’teki çalışmalara 45 günlük ara verilecek. Güllü’ye göre tatilin ardından düzenlemenin yeniden gündeme gelmesi söz konusu olabilir. Kadın örgütlerinin tetikte olduğunu belirten Güllü, 2016 yılında gece vakti TBMM Genel Kurulu'na getirilen ve "tecavüz önergesi" olarak bilinen teklifi anımsatıyor.
Çocuğun istismarı suçuna ilişkin af talebi ilk kez gündeme getirilmiyor. 2016 yılında Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen bir kanun teklifine AKP tarafından cinsel istismar suçlarında mağdur ile failin evlenmesi durumunda cezanın ertelenmesini öngören bir önerge sunulup kabul edilmişti. Söz konusu önerge, kamuoyunda yaşanan tartışmalar sonrası geri çekilmişti.
DW Türkçe’ye konuşan TCK 103 Kadın Platformu'ndan avukat Selin Nakıpoğlu, “Ülkemizde çocuğa yönelik erkek şiddetinin boyutları çok yüksek. Hatta görülmeyen başka bir durum var. O da ensest. Ama ona ilişkin herhangi bir düzenleme yok. Bu haldeyken tam 4 senedir Türk Ceza Yasası 103. Maddeye dair son derece çocukların aleyhine düzenleme yapılması teklifleri geliyor gidiyor. Görüyoruz ki hiçbir zaman iktidarın gündeminden düşmüyor” diyor.
Muhalefetten destek istendi
Nisan başında da AKP heyetinin, CHP, HDP ve İYİ Parti gruplarını ziyaret ederek bu konuda yapılacak bir düzenleme için muhalefet partilerinden destek istediği kamuoyuna yansıdı.
Buna göre AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin tarafından yapılan görüşmelerde cinsel istismar suçlarıyla ilgili pek çok mağduriyet yaşandığı, bu nedenle İnfaz Yasası teklifine bir önergeyle ek yapılmak istendiği sözlü olarak iletildi.
Canan Güllü, “Erken yaş evliliklerinden dolayı 264 aile ve 459 çocuğun mağdur olduğu söyleniyor. Bu mağduriyeti gidermek devletin yükümlülüğünde değil. Devletin yükümlülüğü kendisine emanet edilmiş çocukların yüksek yararını korumaktır. Bu belgeye sadece 264 ailenin erken yaş evliliği olarak bakmayalım. Buradaki bir dokunuş hem Medeni Kanun hem Türk Ceza Kanunu’nda geçmiş dönemde kazanılmış haklardan geri adım atılması demek” diye konuşuyor.
Din referansını kullanan tarikat ve cemaatlerin son yıllarda etkinliğini artırdığına işaret eden Güllü, iktidarın birilerine söz vermiş olabileceğine dikkat çekiyor.
"Evlenme yaşı yok sayılıyor"
Selin Nakıpoğlu ise “Çoklu hukuk sistemi arzusu var. Yani medeni kanunun askıya alınması söz konusu. Önümüzdeki günlerde evlenme yaşını yok sayan bir yasal değişiklik teklifi ile karşı karşıyayız gibi duruyor. Bu çok ürkütücü” diyor.
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan 2018 yılına ait Adalet İstatistikleri’ne göre 2011-2018 arasında çocukların cinsel istismarı suçundan açılan davalardaki suç sayıları, 2014 yılına kadar artış gösterirken 2015, 2016 yıllarında düşüşe geçiyor. 2017 yılında tekrar artışa geçen cinsel istismar suçları, 2018 yılına gelindiğinde toplam 18 bin 290 suç sayısı ile en yüksek değerine ulaşıyor. Aynı yıl çocuğun cinsel istismarı suçuna ilişkin 13 bin 894 mahkumiyet kararı bulunuyor.
Çocuk istismarı artıyor
Avukat Selin Nakıpoğlu ise Şanlıurfa Barosu’nun 1 Ocak 2018 ile 21 Ağustos 2019 tarihleri arasında yaptığı raporlamaya dikkat çekiyor. Buna göre bin 216 çocuğun erkek cinsel şiddetine maruz kaldığını söyleyen Nakıpoğlu, “Yani cinsel istismara, yani tecavüze maruz kaldığı raporlanmış. TÜİK verilerine göre de son üç senede çocuğa yönelik erkek şiddeti yüzde 33 artmış durumda” diyor.
Düzenlemenin böyle bir düzlemde yapılmak istendiğini söyleyen Nakıpoğlu, devlet eliyle çocuğa yönelik ihmalin kolaylaştırılmaması gerektiğini vurguluyor.
Canan Güllü ise Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi gereği 18 yaş altı bireyin çocuk olduğunu hatırlatarak “Devlet çocuğun yüksek yararı gereği, onu koruduğu için cinsel dokunulmazlık suçlarında kamu davası açılıyor. Şimdi kendi korumasındaki çocuğa diyor ki sen şikayetçi olmazsan ben razıyım. İstismarın affı olmaz” diye konuşuyor.
Kadın hakları savunucuları, çocuğun cinsel istismarı suçuna ilişkin yapılacak herhangi bir indirimin tüm ulusal ve uluslararası düzenlemelere aykırı olduğunu belirtirken bu teklifin artık gündemden düşmesi gerektiğini vurguluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder