Ana içeriğe atla

Kart: Yarı tutukluluk halim ülkeye adalet gelene dek devam edecek

Türkiye'ye adalet gelmeden yarı tutukluluk halinin süreceğini vurgulayan karikatürist Musa Kart, bundan sonra da demokrasi, laiklik ve birlikte yaşam kültürü için çizmeye devam edeceğini söylüyor.

Karikatürist Musa Kart, 12 Eylül akşamı cezaevinden tahliye oldu. Cumhuriyet gazetesinin eski çizeri olan Kart, Cumhuriyet davası kapsamında 'PKK, DHKP-C ve FETÖ/PDY terör örgütlerine bilerek ve isteyerek yardım ettiği' suçlamasıyla cezaevine girmişti.
Kart'ın ETS Tur'dan satın aldığı tatil FETÖ ile irtibatlandırıldı. Musa Kart, önce Silivri Cezaevi'nde 9 aylık bir tutukluluk süresi geçirdi. Temmuz 2017'de tahliye olmasının ardından istinaf mahkemesi mahkumiyet kararını onadı. 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan Kart için 25 Nisan'dan itibaren Kandıra Cezaevi günleri başladı. Geçen hafta ise Yargıtay 16. Ceza Dairesi, örgüte yardım suçlamasını kanuna aykırı bularak hükmün bozulmasına karar verdi. Böylece dört eski çalışma arkadaşıyla birlikte Musa Kart'ın da toplam 14 aylık cezaevi süreci son buldu. Ancak Kart, Türkiye'de çok sayıda gazeteci ve aydının cezaevinde olduğunu, bu nedenle halen yarı tutuklu hissettiğini belirtiyor.
Musa Kart, yaşadıklarını ve bundan sonrası için planlarını DW Türkçe'ye anlattı.
DW Türkçe: Türkiye tarihinde ilk kez bir karikatürist cezaevine girdi. Böylesi bir ilkle anılmak nasıl bir his?
Musa Kart: Sorgulayan özgür düşüncenin, bağımsız aklın, kendisini ifade etmeye başladığı dönemin sanatıdır karikatür. İzleyicisini kalıpların ve şablonların dışına çeker. Okullarımızda karikatüre, eleştirel düşüncenin geliştirilmesi için yer verebilirdik. Bunu yapmadık ve ne yazık ki, onu geriletecek bir yargı sürecini tercih ettik.
Cumhuriyet davası ve cezaevi sürecinde sizi en çok etkileyen olay ne oldu?
Doğrusu ne çok görüntü geçiyor gözümün önünden. Bazı görüntülere şiir tadında sözcükler eşlik ediyor. Bazen bir duruşun, bir bakışın gücü ilave gerektirmiyor. Hangisini öne çıkarsam diğerlerinin hatırı kalacak. Biliyorum ki, bu filmin kareleri bir ömür boyu takip edecek beni. Ama bütün ayrıntılarıyla kazındı hafızama dava arkadaşlarımın sanık sandalyelerindeki onurlu duruşları…
Cezaevinden çıktıktan sonra 'Mağdur edebiyatı yapmak istemiyorum' dediniz. Hukuki sürecin nasıl geliştiğini anlatır mısınız?
Hukuki süreç ne yazık ki siyasi telkinlerle şekillendi. Hepimizin şiddetle eleştirdiği darbe girişiminin bir fırsata dönüştürüldüğünü bugün herkes söylüyor. Muhaliflerinden kurtulmak isteyen siyasiler için, iddianamelerin içeriği şekillendirilirken özen ve ciddiyet gerekmiyordu artık… Şiddetle bir arada düşünülmeyecek yazarlar, çizerler teröre irtibatlandırılmışlardı!..
Türkiye ve dünyadan dayanışma mesajları aldınız. Gelinen noktada sizce bu dayanışmanın etkisi var mı?
Sokaktaki vatandaştan, yüksek mahkeme başkanlarına kadar herkes bize yaşatılan haksızlığa itiraz etti. Türkiye'de ilk kez 74 baro, 125 bin avukat adına imzaladıkları dayanışma metni ile yanımızda yer aldı. Dünyanın her yanından karikatüristler çizdikleri binlerce karikatürle sadece güldürmediler, sadece duygulandırmadılar, hesap da sordular. Bu muhteşem dayanışma fotoğraflarının etkisi; haksız, hukuksuz olarak yürütülen bütün davalara yansıyacaktır diye düşünüyorum.
Kendi başınıza gelenleri karikatürize etmek isteseniz ne çizerdiniz?
Dünyanın en muhteşem karikatüristleri başıma gelenleri çizerek, bana bir kez daha dünya karikatürcü ailesinin bir üyesi olduğumu hatırlatıyor. Çizilenlerin ötesinde ve gücünde bir şey çizebileceğimi sanmıyorum.
İlk karikatürünüzü kim ya da kimler için çizmeyi planlıyorsunuz? Bundan sonraki planlarınız nedir?
İlk kimi veya kimleri çizeceğimi bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa o da şudur; ben cumhuriyet için, demokrasi için, laik eğitim için, hukukun üstünlüğü için ve birlikte yaşam kültürü için çizmeye devam edeceğim.
Türkiye'de çok sayıda gazeteci ve aydın cezaevinde. Sizin onlara mesajınız nedir?
Şimdi dışarıdayım ama yüreğimin ve beynimin bir yanı cezaevinde kaldı. Yarı tutukluluk halim bu ülkeye adalet gelene kadar devam edecek sanki!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.