Ana içeriğe atla

Kanser raporunu açıklayan Şık’a 15 ay hapis cezası

Sağlık Bakanlığı’nın kanser araştırmasının bir bölümünü açıkladığı için yargılanan bilim insanı Bülent Şık’a göreviyle ilgili belgeleri açıklamaktan 15 ay hapis cezası verildi.



Sağlık Bakanlığı’nın kanser vakalarının endüstriyel çevre kirliliğiyle bağını ortaya koyan projesinin sonuçlarını açıklayan akademisyen Bülent Şık’ın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, Bülent Şık hakkında göreviyle ilgili bilgileri açıklamaktan 15 ay hapis cezası verdi. Karar istinafa gidecek.
Hazırlanan iddianameye göre, yasaklanan gizli bilgileri açıklama, yasaklanan gizli bilgileri temin etme ve göreve ilişkin sırrı açıklamakla suçlanan Şık'ın 5 yıldan 12 yıla kadar hapsi isteniyordu.
Şık'ın savunmasında açıkladığı, Sağlık Bakanlığı'nın 2010-2016 arasında Kocaeli, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ ve Antalya'da yürüttüğü araştırmanın sonuçlarına göre, "Analiz edilen örneklerin yüzde 17,3'ü mevzuatın izin verdiği oranların üzerinde pestisit kalıntısı içeriyor.”
"Çocuk sağlığını ilgilendiriyor"
Bülent Şık, esasa ilişkin savunmasında, araştırma sonuçlarının, kanser dışında kısırlık, üreme sağlığı bozuklukları, hormonal bozukluklar, obezite, solunum yolu hastalıkları, karaciğer ve böbrek gibi hayati organlarda işlev bozuklukları gibi sağlık sorunlarına işaret ettiğini söyledi.
Bu sonuçların çocuk sağlığı ve halk sağlığını birebir ilgilendirdiğini vurgulayan Şık, bir kamu kurumu olarak Sağlık Bakanlığı’nın araştırma sonuçlarını gizlemek yerine bu konuda önlem alması gerektiğini belirtti.
“Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü saha çalışmaları biteli dört yıl, Cumhuriyet gazetesinde çalışmadan elde edilen kısmi bulguları kamuoyuna duyuralı bir buçuk yıl oldu” diyen Şık, bütün bu zaman zarfında Bakanlığın önlem alıp almadığına dair herhangi bir açıklama yapmadığını söyledi. 
Sivil toplum kuruluşları, Tabipler Odası ve TMMOB bünyesindeki meslek örgütlerinin Bakanlıktan bilgi talebinde bulunduğunu ifade eden Şık, “Aynı talepler duruşmalara katılan avukatlar aracılığıyla mahkemenizde de dile getirildi. Bir kamu kurumu olan bakanlık böylesine geniş bir kamu kesimince dile getirilen bir talebi nasıl sessizlikle karşılar, anlamak güç. Sessiz kalması Sağlık Bakanlığı’nın işlediği suçu büyütüyor” diye konuştu.
"Kamu kurumlarının yükümlülüğü"
Kamu kurumlarının insan ve doğal hayatın sağlığına yönelik riskleri bertaraf etmek için gereken tedbir ve güvenlik önlemlerini alma yükümlülüğüne dikkat çeken Şık,  “Bu yükümlülüğü yerine getirmemek, ceza yasasında böyle bir suç tanımı var mı bilemiyorum ama, açıkça ve bilinçli bir şekilde insanları tehlikeye atma suçunu işlemek olarak görülmelidir. Ben bu suçu işlemedim, o nedenle beraatımı talep ediyorum” dedi. Şık, mahkemenin hükmün geri bırakılması teklifini ise kabul etmedi.
Duruşmada Şık’ı 9 avukat savundu. Şık’ın avukatı Can Atalay, “Ekolojik yıkımın faillerinden bahsetmemiz gereken tarihi bir andayız. Doğrudan insan sağlığını bozma suçunu işleyen, bu bilgiye sahip olan, buna rağmen gerekli önlemleri almayan kamu görevlileri ile ilgili dava açılması gerekiyor” dedi.
"İddianame Anayasa’ya aykırı"
Anayasa’nın halk ve çevre sağlığının korunması ile ilgili maddelerini hatırlatan Atalay, “İddianame, Anayasa’ya aykırı bir şekilde düzenlenmiştir. Çevre sağlığını korumak devletin görevi. Bir bilim insanının teknik bilgileri anlayabilme ve günlük hayatta herkesin anlayabileceği şekilde tercüme etme olanağı var. O yüzden ödevi ağır. Bülent Şık, bir bilim insanı olarak ödevini yerine getirdi” diye konuştu.
Raporda açıklanan bilgilerin devlet sırrı niteliğinde olmadığını ifade eden Atalay, buna ilişkin kanunla düzenlenmiş bir işlem ya da yasa olmadığına işaret etti.
Atalay’ın ardından söz alan Avukat Tora Pekin ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili verdiği kararları hatırlattı. Ümraniye çöp patlaması ile ilgili AİHM’nin Türkiye’yi yurttaşları bilgilendirmediği gerekçesiyle mahkum ettiğini ifade etti.
Pekin, TÜİK’in de 2019 araştırmasında Türkiye nüfusunun yüzde 22’sinin, Trakya’daki nüfusun ise yüzde 25’inin kanser olduğunu açıkladığını belirterek “TÜİK’in kendisi de Şık’ın duyurduğu araştırma sonuçlarını teyit ediyor” dedi.
Hakim Nursel Bedir’in açıkladığı karara göre, Bülent Şık’a göreviyle ilgili bilgileri açıklamaktan 15 ay hapis cezası verilirken, yasaklanan bilgileri temin etme ve açıklama suçlamalarından beraat kararı verildi.
Ertelemesiz verilen ceza kararı için İstinaf Mahkemesi’ne gidilecek.
"Ekonomik çıkarlar önde"
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmayı sivil toplum örgütleri, barolar ve çok sayıda milletvekili izledi.
Çocuklar Zehirlenmesin İnisiyatifi’nden akademisyen Aslı Odman Bülent Şık ile ilgili verilen kararın halk ve çevre sağlığıyla ilgili riskleri ortadan kaldırmadığını ifade ederek, asıl sorulması gerekenin Sağlık Bakanlığı yetkililerinin halkı bilgilendirme ve pozitif eylem yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği ve bundan doğan cezai sorumluluk olduğunu bildirdi.
DW Türkçe’ye konuşan Odman, Sağlık Bakanlığı’nın şikayet dilekçesinde, Şık’ın bir bölümünü duyurduğu çalışmanın, Türkiye’nin tarım ihracatını tehlikeye attığının belirtildiğini, bunun ise ekonomik çıkarların insan sağlığından daha önde tutulduğunu gösterdiğini kaydetti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.