AKP seçim çalışmalarında verimli üretimi vaat etse de son 13 yıllık
iktidarında imalat ve tarımın GSYH’deki payı azalırken inşaat ve
gayrimenkul tarımı üçe katladı.
Piyasaların en güven güvendiği isim Ali Babacan başta olmak üzere AKP
yetkilileri, büyümenin sağlıklı bir yapıya dönüştürülmesi için adım
atacaklarını ifade ederken, veriler büyümedeki çarpık yapının mimarının
13 yıl boyunca yürüttüğü politikalarla AKP’nin kendisi olduğunu
gösteriyor.
AKP’nin seçim beyannamesine göre, yurtiçi tasarrufların artırılması
ve daha üretken alanlara yönlendirilmesi, özel sektör yatırımlarının
artırılması yoluyla imalat sanayinin gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH)
içindeki payının yükseltilmesi ve iş gücü verimliliğinin geliştirilmesi
suretiyle istikrarlı büyüme devam ettirilecek.
Yolun sonuna gelindi
Ancak AKP iktidarlarında GSYH’nin yüksek oranda arttığı dönemler de
dahil imalat sanayii ve tarımın payı düşerken, büyümenin asıl kaynağı
inşaat ve inşaatın alt sektörleri oldu.
Türkiye 2004 yılında yüzde 9.4 ile rekor büyümeyi yaşamış, bu da
AKP’nin karnesine bir başarı olarak yansımıştı. Bunun yanında aynı yıl
inşaat sektörü, yüzde 14.1 ile toplam GSYH’nin oldukça üzerinde büyüdü.
Yine aynı şekilde Türkiye 2010 yılında yüzde 8.9 büyürken, inşaat
sektörü 17.1, 2011’de yüzde 8.8 büyürken, inşaat yüzde 11.5 büyüdü. Bu
yılın ilk yarısında ise yüzde inşaat sektörü cari fiyatlarla yüzde 5.4
büyürken, sabit fiyatlarla yüzde 0.3 daraldı. Bu da bu yapının sonuna
gelindiğine işaret ediyor.
İnşaat sektörünün GSYH içindeki payı 2002 yılında yüzde 4.2 iken,
2007’de bu oran yüzde 5’e kadar çıktı. 2010’daki gerilemenin ardından
yine yükselişe geçen inşaat 2015’in ilk yarısında GSYH’den yüzde 4.6 pay
aldı.
Gayrisafi yurt içi hasıla içinde sanayinin payı 2002 yılında yüzde
25.2 idi, 1997, 98’lerde bu oran yüzde 26 civarındaydı. Sanayinin payı
2013 sonu itibarıyla yüzde 23.6’ya geriledi. Bu yılın ilk yarısında ise
payı yüzde 24.5 oldu. Sanayinin alt kalemi olan imalat sanayinin payı
2002 yılında yüzde 17.6’daydı, 2013’te yüzde 15.3’e düştü. Yılın ilk
yarısında ise yüzde 16.5 pay sahibi oldu. Yani henüz 2002 seviyesine
ulaşamadık.
Tarım yarıya indi
Tarımda tablo daha vahim. Tarımın GSYH’den aldığı pay yarı yarıya
azaldı. 2002 yılında tarımın katkısı yüzde 10.3 iken, 2014 sonunda yüzde
7.1, bu yılın ilk yarısında da yüzde 5.1’e düştü. Diğer yandan inşaatın
payına gayrimenkul faaliyetleri de eklendiğinde oran yılın ilk
çeyreğinde yüzde 14.8’i buluyor. Tarımı neredeyse üçe katlayan bu oran
imalat sanayii payına da yaklaşıyor.
İnşaat sektörü çok üretken bir sektör değil. Türkiye dış fonlamaları
bugüne kadar üretim ve sanayiye kullanmadı. İnşaatta krediye dayalı bir
büyüme yaşandı. Bu nedenle ABD Merkez Bankası Fed’in faiz kararı Türkiye
için kritik önemde. Türkiye sermaye kaçışı riskiyle karşı karşıya iken,
kredi derecelendirme kuruluşlarından da kırılganlık uyarıları sürüyor.
Fed’in para politikası toplantısı haftaya 28 Ekim’de sonuçlanacak.
Bankanın faiz artırımı tarihiyle ilgili vereceği sinyaller yakından
takip edilecek. Öte yandan siyasi gelişmeler de piyasaların gündeminde
olacak.
Yorumlar
Yorum Gönder