Ana içeriğe atla

Türkiye'de sefalet endeksi: Kriz yıllarına dönüş

İşsizlik ve enflasyon oranlarının toplamından oluşan sefalet endeksi, son açıklanan verilere göre yüzde 47'yi geçerek AKP'nin iktidara geldiği ve 2001 krizinin etkilerinin hissedildiği 2002 yılındaki seviyeyi aştı.

Pelin Ünker 

© Deutsche Welle Türkçe

Türkiye sokaklarında her geçen gün daha fazla dile getirilen yoksulluk, resmi verilere de yansıyor. Son açıklanan işsizlik ve enflasyon rakamlarına göre; ülkede uygulanan ekonomi politikaları işsizliği aşağı çekmede etkili olmazken, aralık ayındaki yüksek enflasyon artışıyla birlikte sefalet endeksi büyük bir sıçrama yaptı.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun bugün açıkladığı verilere göre, işsizlik oranı kasım ayında yüzde 11,2 ile bir önceki aya göre değişim göstermezken çift haneli rakamlarda kalmayı sürdürdü.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 22,3 olurken; son dört hafta içinde işsiz olup iş aramak için başvuruda bulunmayanların dahil edildiği geniş tanımlı işsizlik oranı (atıl iş gücü) yüzde 22,1'i buldu.

İstihdam yaratmayan büyüme

DW Türkçe'ye konuşan iktisatçı Prof. Dr. Erinç Yeldan, Türkiye'nin büyüme stratejisinin istihdam dostu olmayan, yeterince istihdam yaratmayan bir yapıya sahip olduğunu vurguluyor. Yeldan, "Veriler, Türkiye'nin üretim yapısını göreceli olarak yüzde 11-12 bandındaki bir ortalama işsizlik oranıyla sürdürdüğünü gösteriyor. Bu yapı, gençler açısından da yeterince istihdam yaratmıyor. Gençler arasında istihdam oranı sadece üçte bir düzeyinde ve Türkiye ortalamasının çok altında. Geniş tanımlı işsizlik oranına baktığımızda ise erkeklerde yüzde 17, kadınlarda yüzde 29 olduğunu görüyoruz. Cinsiyet bazında da işe ulaşımda ciddi bir engel söz konusu" diyor.

Prof. Dr. Erinç Yeldan

Prof. Dr. Erinç Yeldan

Son açıklanan veriler, Türkiye'de sefaletin AKP'nin iktidara geldiği kriz dönemi seviyelerini aştığını gösterdi.

İktisatçı Arthur Okun tarafından 1960'larda formüle edilen sefalet endeksi, enflasyon ve işsizlik oranının basit toplamından oluşuyor. Endeks değerinin yükselmesi zaten iş bulmakta zorlanan insanların daha yüksek enflasyona maruz kaldığı, yani sefaletin arttığı anlamına geliyor.

AKP iktidarının zirvesi

Buna göre işsizliğin yüzde 11,2, enflasyon oranının da yıllık yüzde 36,08 olduğu Türkiye'de sefalet endeksi 47,28'e yükseldi. Bu oran AKP'nin iktidara geldiği ve 2001 krizinin etkilerinin hissedildiği 2002 yılında yüzde 40 seviyesindeydi.

DW Türkçe'ye konuşan iktisatçı Prof. Dr. Veysel Ulusoy, sefalet endeksinin Aralık 2021'de inanılmaz bir şekilde yükseldiğini gözlemlediklerini ifade ederek "Bu endeks seviyesi klasik olarak Arjantin, Venezuela ve birkaç gelişmemiş ülkeyi bir kenara bıraktığımızda, dünyada rasyonel bir ekonomide ulaşılmış en yüksek seviyedir" diyor.

Prof. Dr. Veysel Ulusoy

Prof. Dr. Veysel Ulusoy

Endekse göre Türkiye'de sefalet 2016'dan bu yana 2,5 katına çıkarken, yükselişin ana nedeninin enflasyon olduğu görülüyor. Sefalet endeksi, 2016'da yüzde 18,7, 2017'de yüzde 22,1, 2018'de yüzde 34, 2019'da yüzde 25,5, 2020'de yüzde 25,8 seviyesindeydi.

Fiyatlardaki oynaklık baskısı

DW Türkçe'ye konuşan ekonomist Enver Erkan, enflasyonun halen çok belirsiz bir düzlemde olduğunu belirtiyor. Fiyatların aşırı derecede oynak olmasının ileriye dönük fiyat belirlemeyi zorlaştırdığını ifade eden Erkan, bunun hane halklarının gelir durumlarının sürdürülebilirliği anlamında bazı sıkıntıları ortaya çıkardığını vurguluyor. Ücret güncellemelerinin enflasyonun altında kalması gibi bir olgunun söz konusu olduğunu dile getiren Erkan, enflasyonun resmi seviyeler açısından dik hissedilen efektinin reel anlamda da durumu geriye götürecek bir etkiye işaret ettiğini vurguluyor.

Enver Erkan

Enver Erkan

Erkan, "Bu aynı zamanda da özellikle ilerleyen dönemde bir tüketim şoku, tüketim şoku itibarıyla talep azalması, talep azalması üzerinden de genel ekonomik büyüme açısından bazı sınırlamalar ya da yavaşlama risklerini barındırıyor" diye konuşuyor.

Prof. Veysel Ulusoy'a göre ise 'hem işsizlik hem de enflasyon verilerinin aynı merkez tarafından pres edilerek sunulması gerçeği' aslında sefalet endeksi göstergelerinin çok daha yukarılarda konumlandığını gösteriyor. Ulusoy, "Pandemi süresince işsizliğin yasaklanıp oranın sabit tutulması veya ilginç bir şekilde dünyada eşi benzeri pek görülmemiş bir azalışa yönelmesi bile sefaletin veya fakirliğin sokakta saklanmasına engel olamamıştır. Dar anlamıyla bile yüzde 47,28 olan sefalet endeksinin geniş kapsamda düşünüldüğünde, diğer bir ifadeyle bankaların kredi faizleri ve ekonomik büyüme verileriyle birleştirildiğinde endeks seviyesinin nerelere çıktığını daha net bir şekilde görüyoruz" ifadelerini kullanıyor.

Yüksek enflasyon ve işsizlik sarmalı

Okun'un sefalet endeksi, zaman içinde Nobel ödüllü Amerikalı iktisatçı Robert Barro tarafından yeniden formüle edildi ve endekse, borçlanma oranı ve büyüme de dahil edildi. Yeniden formüle edilen endekse göre sefalet, yüksek enflasyon, fahiş borçlanma maliyetleri ve işsizlikten kaynaklanıyor. Ekonomik büyüme ise sefaleti azaltıcı etki yapıyor. 

Türkiye'nin sefalet endeksi, Barro'nun formülüne göre hesaplandığında ise tablo daha da ağırlaşıyor. Buna göre 10 yıllık borçlanma oranının yüzde 24,85, üçüncü çeyrekte yıllık büyüme oranının yüzde 7,4 olduğu Türkiye'de, sefalet endeksi yüzde 64,7'ye çıkıyor.

Prof. Dr. Veysel Ulusoy, Türkiye'de uygulanmaya çalışılan vadesi belli olmayan ekonomik politikaların belirsizliği daha da artırdığını vurgulayarak "Açıkça görüldüğü gibi Türkiye ekonomisinde günümüzde ne bir büyüme politikası ne bir dövize veya enflasyona göre ayarlanmış bir para politikası ne de reel ve finansal piyasaları özünde barındıran bir işgücü piyasası politikası var. Deneme ve yanılma yöntemi ile ele alınan bu tür ekonomi politikalarının ülkeyi daha da yüksek bir enflasyon ve işsizlik oranına, sonuçta da türbülansın devamlı bir yapıda olduğu ekonomik ortama bırakacağını vurgulamak gerekir" diyor.

Emeğin milli gelirden aldığı pay düştü

Prof. Dr. Erinç Yeldan da son verilere göre ücretli emeğin milli gelirden aldığı payın 2019'daki yüzde 31,2 seviyesinden yüzde 27,9'a gerilediğine işaret ediyor. Yeldan, "Yani ücretler ve istihdam milli gelirdeki büyümenin gerisinde kaldığı için emeğin sürekli olarak göreceli konumu geriliyor ve emeğin yoksullaşması süreci devam ediyor" diyor.

Enver Erkan ise geniş tanımlı işsizlik ve genç işsizlik rakamlarına dikkat çekerek, doğru planlama yapılmazsa işsizliğin daha da artabileceği uyarısı yapıyor.

Şu anda birçok kişinin kendi mesleklerini yerine getirmekten çok, geçici gelir sağlama amaçlı olarak hizmet ve alt sektörlerine kaydığını ifade eden Erkan, istihdamın katma değerli ve yüksek nitelikli bir şekilde artması için eğitimli genç nüfusun doğru mesleklerde değerlendirilmesini sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.

'Firmalar öngörü yapamıyor'

Makro ekonominin firmaların iş yapma kapasitesini etkilediğini ifade eden Erkan, "Döviz kurlarındaki belirsizlik ve bunun yarattığı fiyat, maliyet belirsizliği gibi durumlar; yatırım, üretim ve istihdam sağlama anlamında firmaların çok öngörü yapamamalarına yol açıyor. Yakın vadede masada olan ekonomik riskleri dikkate alırsak işsizlik oranlarının yüksek kalmaya devam edebileceğini düşünüyoruz" diyor.

Türkiye'nin 2021 büyüme oranı 28 Şubat'ta açıklanacak. Ekonomistlere göre Türkiye ekonomisindeki büyüme, istihdam ve para politikaları sefalet endeksine yön veren ve bir sarmal oluşturan resmi de ortaya koyuyor.

Türkiye'de sefalet endeksi: Kriz yıllarına dönüş - DW Türkçe

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.