Ana içeriğe atla

KDV düzenlemesi gıda enflasyonuna dur diyecek mi?

Resmi enflasyonun yüzde 36'ya ulaştığı Türkiye'de fiyat artışlarının önüne geçmek için KDV'nin sadeleştirilmesiyle ilgili düzenleme gündemde. Hazine Bakanlığı'nın çalışmalarını birkaç hafta içinde tamamlaması bekleniyor.

Pelin Ünker 

© Deutsche Welle Türkçe

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Katma Değer Vergisi (KDV) uygulamasındaki farklılıkları giderecek yeni bir düzenleme hazırlığında. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) getirilecek düzenlemeyle birlikte yüzde 1 KDV ile alınan ürünün yüzde 8'le verilmesi, yüzde 18'le alınan ürünün yüzde 1 KDV ile satılması gibi uygulamalara son verilmesi bekleniyor.

DW Türkçe'ye konuşan vergi uzmanı Nedim Türkmen, Türkiye'de üç KDV oranının uygulandığına işaret ediyor. Türkmen'in verdiği bilgiye göre, 1 sayılı listede yüzde 1, 2 sayılı listede yüzde 8 ve bunun dışındaki kalan her türlü mal ve hizmet hareketliliğinde de yüzde 18 KDV uygulanıyor.

Temel gıdada oran yüzde 8

Türkmen, "Yani genel oranımız yüzde 18. Bazı ürünler var. Bunların toptan teslimlerinde yüzde 1 katma değer vergisi uygulanıyor ama tüketiciyi ilgilendiren temel gıda ve harcamalarında ortalama yüzde 8 oranını görüyoruz" diyor. 

Şu an yürürlükte olan düzenlemeye göre, yüzde 8 KDV'si olan gıda maddeleri arasında et, canlı balık, süt ve süt ürünleri, yumurta, bal, patates, çay veya bisküvi çeşitleri yer alıyor. Açıkta satılan bakliyatın KDV oranı ise yüzde 1.

İç ve dış giyim eşyaları ile ayakkabı, terlik, çanta, bavul gibi eşyalarda da yüzde 8 KDV uygulanıyor. Lokantada yemeklerin KDV oranları 8 iken, alkollü mekanlarda ve turizm belgesi olan restoranlar oran yüzde 18'e yükseliyor.

Altın, pırlanta gibi tüketim kalemlerinde yüzde 18, giyim ve sağlık hizmetlerinde yüzde 8 KDV oranı uygulanıyor. İkinci el otomobilde KDV yüzde 1 iken yeni otomobilin KDV oranı yüzde 18'e çıkıyor.

2022 bütçesinde dahilde alınan katma değer vergisi gelirine 275 milyar liralık bir hedef konulmuştu. "Bu, her toplanan 100 liranın 40 lirasının katma değer vergisinden oluşacağı anlamına geliyor" diyen Türkmen, bu nedenle KDV gelirini azaltacak bir düzenleme beklemediğini ifade ediyor.

'Elektrik ve doğalgazda indirilmeli'

İdeal bir düzenlemenin nasıl olması gerektiğini anlatan Türkmen, "Gerçekten bu zor dönemlerde zamlar altında inim inim inleyen ve hayatını sürdürmekte zorlanan tüketiciler için özellikle en önemli kalem olmaya başlayan elektrik ve doğalgazdaki katma değer vergisi oranının yüzde 18'den yüzde 1'e indirilmesi çok doğru bir hareket olacaktır" diye konuşuyor.

Türkmen, bunun dışında insanların ölmeden yaşayabilmesi için talepte bulundukları mal ve hizmetlerde de KDV oranının yüzde 1'e indirilmesi gerektiği görüşünde. Türkmen, "Eğer böyle bir adım atılırsa bu konuda iktidarın ne kadar samimi olduğunu görmüş oluruz" diyor.

Türkiye Perakendeciler Federasyonu'na (TPF) göre ise KDV'deki temel problem; gıda maddelerinin yüzde 60'ını ilgilendiriyor.

TPF: Makas kapanmalı

DW Türkçe'ye konuşan TPF Başkanı Ömer Düzgün, perakendecilerin toptan gıda alımlarını yüzde 1 KDV ile yaparken, tüketiciye yüzde 8 KDV ile sattığını vurguluyor.

Beklentilerinin fiyat artışına neden olan bu makasın kapanması olduğunu ileten Düzgün, bu yönde yapılacak bir düzenlemenin enflasyona aşağı yönde olumlu etki edeceği görüşünde.

Ziraat Mühendisleri Odası'na göre de gıda maddelerinde beklenen KDV indirimi tüketiciler için olumlu bir gelişme. Ancak yaşanan ekonomik kriz ortamının tarım sektörüne olumsuz etkileri ve raflardaki yüksek fiyat artışının çözümü değil.

'Üretim maliyetleri düşürülmeli'

DW Türkçe'ye konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, "Üretim maliyetleri düşürülmezse önümüzdeki aylarda ve yılda bizi yine yüksek gıda fiyatları ve yüksek gıda enflasyonu sorunu bekliyor olacak. Çözüm tüketicilerin gelirinin artırılması tabii ki temel ürünlerde KDV'nin yüzde 1'lere indirilmesi. Ama onun yanında üretimde sürekliliğin sağlanması. Yerli üreticinin ve üretimin korunması. Girdi fiyatlarında, mazotta, gübrede KDV, ÖTV oranlarının indirilmesi" diye konuşuyor.

Üreticinin sorunu çözülmeden tüketicinin gıda ucuz, sağlıklı, dengeli beslenme sorununun çözülemeyeceğini vurgulayan Suiçmez, çiftçinin üretime devam edebilmesi için ayrıca, tarım destek bütçesinin en az iki katına çıkarılması, tarımsal kredi faizlerinin çiftçi lehine düzeltilmesi ve geçmiş yıllardaki borçlarının silinmesi gerektiğini belirtiyor. Baki Remzi Suiçmez, "Tarım, gıda sektörü üreticisiyle, tüketicisiyle bir bütün. Üreticinin de kazanamadığı, tüketicinin de daha az, daha sağlıksız ve daha pahalı ürün tükettiği bir ortamda yapılması gereken şey sorunun kökenine inmek, üretim aşamasındaki sorunları çözmek" görüşünü paylaşıyor.

Birkaç haftaya Meclis'e gelecek

2022'de ödenecek tarım destek bütçesi yüzde 36'lık enflasyonun oldukça altında olan yüzde 12,5 oranında artırılmış ve 25,8 milyar liraya çıkarılmıştı. KDV düzenlemesiyle ilgili çalışmaların ise birkaç hafta içinde tamamlanıp TBMM'ye sunulması bekleniyor.

KDV düzenlemesi gıda enflasyonuna dur diyecek mi? - DW Türkçe

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.