Ana içeriğe atla

Tanzim çözüm değil: Fiyatlar seçim sonrası yükselecek

“Zararına yapılan satışlar vergi ödeyen herkesin cebinden çıkıyor” diyen sektör temsilcileri ve uzmanlar, tanzim satış noktalarının üreticinin sorunlarını çözmediği görüşünü savunuyor.



Pelin Ünker / İstanbul

Türkiye’de son üç dört yıldır yükselen gıda fiyatları, enflasyon artışındaki ana etken olarak ön plana çıkıyor. Ocak ayı enflasyonunda fiyatı en fazla yükselen 20 ürünün 12’si yaş meyve ve sebzeden oluşuyor.
Artan fiyatlara karşı pek çok yol denendi ancak başarılı sonuçlar elde edilemedi. Depo baskınları, ithalat, enflasyonla topyekûn mücadele adı altında yapılan indirimler, belirli ürünlerin marketlerde satışına getirilen yasaklar ve son olarak da tanzim satış noktalarında yapılan düşük fiyatlı satışlar... Bu adımların hepsinin fiyat artışlarının nedenlerini ortadan kaldırmaya dönük değil sonuca odaklı olması dikkat çekiyor.
Ürünlerin kooperatifler ve seralardan direkt alınıp maliyetler sübvanse edilerek ucuza satıldığı tanzim satış noktaları yeni bir tartışmaya yol açtı. Bu tartışmaların odak noktasında, üreticinin artan girdi fiyatlarına çözüm bulmadığı, 80 noktada faaliyet gösteren tanzim noktalarının günlük meyve sebze ihtiyacının çok düşük bir düzeyini karşıladığı, üreticiden tüketiciye tedarik zincirinin bozulduğu, zararına satışların yine vergisini ödeyen vatandaşın cebinden çıktığı eleştirileri var.

"Seçim malzemesi oldu"
Konuyla ilgili DW Türkçe’ye konuşan tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım, işin içerisine siyasetin girdiği görüşünde. Yıldırım, tanzim satış noktalarıyla ilgili, “Şu anki haliyle bir seçim malzemesi olduğunu düşünüyorum. Gıda enflasyonuna hep sonuca bakılarak birtakım çözümler üretilmeye çalışıldı, bunun nedenleri üzerinde çok durulmadı. Bunun sorumluluğunu üstlenmemek için halka ‘Biz fiyatlar düşsün istiyoruz, birtakım spekülatörler bunu engelliyor. Sizin için bununla mücadele ediyoruz’ mesajı veriliyor. Seçimde bunu bir oya dönüştürme çabası var” diyor.
"Yiyen de yemeyen de ödüyor"
Yıldırım, zararına yapılan satışların vergi ödeyen herkesin cebinden çıktığını belirtiyor: “Tanzim satış noktalarına ürünler, tarım kredi kooperatiflerinden, komisyoncuların ürün sattığı işlemecilerden getiriliyor. Belli firmalardan hibe gibi alınan ürünlerden de söz ediliyor. Ne olursa olsun burada bir zararına satış söz konusu. Tarım kooperatifi temsilcisi ve bakanlık temsilcisi de söylüyor. Devlet bunu sübvanse ediyor ama bizim vergilerimizle. Yesen de ödüyorsun yemesen de gibi bir noktaya geliyor. Sistem bu şekilde sürdürülebilir değil.”
KESK’e bağlı Tarım Orkam-Sen’e göre İstanbul'da kurulan tanzim satış noktalarının iki gününde 400 bin TL zarar edildi.
Yıldırım, tanzim satış noktalarında ihtiyacın çok altında ürün satıldığına da vurgu yapıyor. Buna göre İstanbul’un günlük yaş meyve sebze tüketimi 11 bin ton iken buralarda 300 tonluk bir satış söz konusu.
Tanzim satış nasıl başarılı olur?
Tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım’a göre tanzim satış noktaları iyi kurgulansa sonuçları faydalı olabilir. Ancak mevcut koşullarda hem üretici hem esnaf mağdur oluyor. Yıldırım, Antalya’da bir araya geldiği üreticilerin tanzim noktalarından dolayı daha düşük fiyata satış yapmaya zorlandıklarını anlattığını belirtiyor. Buna göre söz konusu ürünler çok çabuk bozulabildiği için üretici ürünü elinde tutmak yerine düşük fiyata razı oluyor. Yaş meyve sebzenin büyük marketlerin satışları içinde yüzde 7 gibi düşük bir paya sahip olduğu bilgisini veren Yıldırım, bu marketlerin tanzim noktalarından çok etkilenmeyeceği görüşünde.
Üreticilerin girdileri ve finansmanı kooperatiflerden sağladığı, kooperatiflerin işleme tesisi olduğu bir modelde tanzim satış noktalarının başarılı olabileceğini vurgulayan Yıldırım, “Bu sistemi böyle bir modelle 80 noktada değil, 81 ilde yaygınlaştırmak gerekiyor. Girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle üretici zorlanıyor ve ürün ekimini bırakıyor. Şu an bir halkadaki sorun çözülürken diğer halkalarda sorun büyüyor. Üretimden başlayarak tüketime kadar olan bölüm ele alıp önce nedenleri ortadan kaldırmak gerekiyor. Üreticiler girdilerini, finansmanını kooperatiflerden sağlasa, kooperatiflerin işleme tesisi olsa, aracılar kalkmış olur. Zaten manav esnafı da bize bu şartlarda getirsinler biz de bu fiyata satalım” diyor.
Türkei - Ziraat Muhendisleri Odasi - ZMO President Özden Güngör
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör
"Fiyatların düşmesi mümkün değil"
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör de satışların zararına yapıldığını vurguluyor: “Domatesin 4 liraya üretildiği bir yerde 2 liraya satış yapıyorsun. Tarım kredi kooperatifini aracı yaptılar. Hal komisyonu, rüsum parası ödenmiyor. Çalışanlar belediye işçileri, elektrik parası, su parası derdi yok. Fiyatlar otomatikman düşer, hale de aynı şartları uygulasaydınız otomatik olarak düşerdi. Üstelik bu, hepimizin cebinden çıkıyor.”
Tanzim satışları ‘seçim yatırımı’ olarak değerlendiren Güngör, “31 Mart’tan sonra tanzim satış noktaları kalmaz. Üreticinin sorunlarını çözmeden fiyatlar düşmez. Girdi maliyetleri yüksek, ekim alanları daralıyor, üretici doğal afetlerin altından kalkamıyor. Devletin üretim planlaması yok. Bu girdi maliyetleriyle fiyatların düşmesi mümkün değil” diyor.
"Bedeli esnafa ödetiyorlar"
Bayrampaşa halinden komisyoncu Necmi Akbaş da tanzim satış noktalarında üreticiden 2.65 liraya alınan patatesin 2 liraya satıldığı bilgisini veriyor ve şöyle devam ediyor: “Enflasyonu kâğıt üzerinde düşük göstermek istiyorlar. Bunun seçim yatırımı olduğunu düşünüyoruz. Zararına satış yapıyorlar, bunlar hep milletin cebinden çıkıyor. Ekonomi kötü durumda, böyle giderse daha da kötüye gidecek. Çözüm bu şekilde olmaz, masrafları düşürmek lazım. Ekonomiyi yönetemiyorlar, bunun bedelini esnafa ödetmeye çalışıyorlar.”


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.