Termik santrallerin bulunduğu illerdeki yerel grupların başlattığı
kampanyada 60 binden fazla kişinin temiz hava hakkı talebi TBMM’de
karşılık buldu. Torba Yasa’daki 45'inci madde geri çekildi.
Pelin Ünker / İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe
Torba Yasa Tasarısı'nın 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun
Geçici 8. Maddesi'ni yeniden düzenleyen 45. maddesi, sivil toplum
kuruluşlarının ve muhalefetin baskısıyla kanun metninden çıkarıldı. Söz
konusu madde Meclis'te grubu bulunan AKP, CHP, HDP, MHP ve İyi Parti'nin
ortak önergesi ile geri çekildi.
Meclis Genel Kurulu'nda bu
hafta görüşülen Maden Kanunu ve Bazı Kanunlar Hakkında değişiklik
öngören Torba Yasa Tasarısı tasarısı, baca gazı filtresi olmadan çalışan
kömürlü termik santrallerin faaliyetini sürdürmesine izin veren bir
madde de içeriyordu. Madde 45'e göre Çanakkale, Kahramanmaraş, Karabük,
Kütahya, Manisa, Sivas, Şırnak ve Zonguldak'ta bulunan 10 santrale 2021
yılının sonuna kadar filtresiz çalışma muafiyeti sağlanacaktı. Buna
göre, yasal sınırların üzerinde kirletici salan eski termik santraller,
2021 sonuna kadar yasal olarak faaliyetine devam edebilecekti. Yasa
maddesinin kanun metninden çıkarılmasıyla birlikte söz konusu santraller
Aralık 2019'a kadar çevre yatırımlarını tamamlamak zorunda kalacak.
Çoğu Ciner, Çelikler ve Konya Şeker'e ait
Makina
Mühendisleri Odası'nın çalışmasına göre bu santraller şöyle: Çanakkale /
Çan 18 Mart Termik Santrali, Şırnak / Silopi Termik Santrali,
Kahramanmaraş / Afşin Elbistan A Termik Santrali, Karabük / Kardemir
Termik Santrali, Kütahya / Tunçbilek Termik Santrali, Kütahya /
Seyitömer Termik Santrali, Manisa / Soma A Termik Santrali, Manisa /
Soma B Termik Santrali, Sivas / Kangal Termik Santralı (1 ve 2.
üniteler) ve Zonguldak / Çatalağzı Termik Santrali.
Kükürt
giderim tesisleri bulunmayan bu santrallerin üçü Çelikler Holding, ikisi
Konya Şeker Enerji'ye ait. Diğer santraller Bereket Enerji, Ciner
Enerji /GSD Holding, Kardemir AŞ ve Elektrik Üretim AŞ'ye ait görünüyor.
Yine
aynı çalışmaya göre, bu listede yer almayan ve kükürt giderimi tesisi
bulunan Çayırhan / Ankara, Yatağan / Muğla, Yeniköy / Muğla, Kemerköy /
Muğla, Orhaneli / Bursa, Afşin Elbistan B/ Kahramanmaraş gibi santraller
da kükürt giderim tesisleri tam verimle çalışmayıp bu nedenle sınır
değerleri karşılayamıyor.
Çayırhan Santrali Ciner Grubu'na bağlı
Park Termik, Yatağan Santralı Bereket Enerji, Yeniköy ve Kemerköy termik
santralleri IC Enerji-LİMAK Enerji, Orhaneli santrali Çelikler Enerji
tarafından devralınmıştı. Afşin Elbistan B Termik Santrali ise Elektrik
Üretim AŞ'ye ait.
Söz konusu santrallerin baca gazı arıtma
tesisi, kül barajı gibi çevre yatırımlarını tamamlamaları için önlerinde
10 aydan fazla zaman bulunuyor.
60 bin imza toplanmıştı
Yasa
teklifinin geri çekilmesi için Change.org üzerinden 60 bin imza
toplanmıştı. Termik santrallerin bulunduğu illerdeki yerel grupların
başlattığı kampanya ile 60 bin insanın temiz hava hakkı talebi TBMM'de
karşılık buldu.
Yasa teklifine tepki gösteren çevre ve sağlık
kuruluşları da ortak bir bildiri hazırlayarak milletvekillerinden Madde
45'i oylamada kabul etmemelerini istemişti. Bildiride Çevre İçin
Hekimler Derneği, Greenpeace Akdeniz, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, İş
ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği, Türk Nöroloji Derneği, TEMA
Vakfı, Türk Tabipleri Birliği, Türk Toraks Derneği, WWF-Türkiye gibi
çevre ve sağlık alanında çalışan 17 kuruluşun imzası bulunuyordu. Söz
konusu kuruluşları bir araya getiren Temiz Hava Hakkı Platformu, kararın
ardından yaptığı açıklamada, hava kirliliği ile mücadelede önemli bir
adım atıldığını vurguluyor. Platform "Madde 45'in yeniden gündeme
gelmemesi gerektiğinin” altını çiziyor.
Akciğer ve kalp hastalıkları
İstanbul Tabip
Odası Halk Sağlığı Kolu Uzmanı Nilay Etiler, DW Türkçe'ye yaptığı
açıklamada, kararın sevindirici olduğunu belirterek, sürecin takipçisi
olacaklarına dikkat çekiyor.
Termik santrallerin kapatılıp daha
temiz enerji biçimlerinin gündeme gelmesi gerektiğine işaret eden
Etiler, termik santrallerin hava kirliliğine ve insan sağlığına etkisini
şöyle anlatıyor: "Türkiye'nin pek çok ilinde hava kirlilik düzeyi
artıyor. Bunda termik santrallerin de ciddi payı var. Santrallerin
bulunduğu yerlerde partikül madde (PM2.5 ve PM10) oranı yüksek
seviyelerde bulunuyor. İçeriğinde pek çok kirletici olan küçük
partiküllerin PM2.5 dediğimiz boyutu kana karışıyor. Boyutu büyük olduğu
zaman ise solunum yolunda yutulabiliyor. Daha küçük boyutta olanlar
akciğerlerden kana karışarak vücutta sistematik etkiler yaratıyor. Kalp
damar hastalıkları, akciğer hastalıkları, kanserler, anne karnından
bebeğe geçerek düşük doğum ağırlığı gibi pek çok hastalığa neden
olabiliyor. Buna bağlı ölümler de gerçekleşiyor. Hava kirliliğinin
ayrıca akut etkileri var. Termik santrallarin neden olduğu kirlilik
nedeniyle alerjik hastalıklar, solunum hastalıkları, astım hastalıkları
başvurularında artışlar oluyor ve ölüm oranları artıyor.”
"Sürecin takipçisi olacağız"
Termik
santrallerin uzun dönemli etkilerini ölçmenin çok kolay olmadığını
ifade eden Etiler, "Dolaşım sistemi hastalıklarının ve akut solunum
hastalıklarının arttığı biliniyor ancak Türkiye'de çok sağlıklı veri
olmadığı için istatistiki verilere ulaşılamıyor. Kanun maddesinin geri
çekilmesi önemli ancak sürecin takipçisi olacağız” diyor.
Yorumlar
Yorum Gönder