Ana içeriğe atla

Mafyayla karanlık ilişkiler medyaya nasıl yansıdı?

Organize suç örgütü lideri olmakla suçlanan Sedat Peker, yayınladığı altıncı videoda, bir milletvekilinin ricasıyla kendisinin yaptırdığını iddia ettiği saldırılarla Doğan Medya satışı sürecinin başladığını öne sürdü.


Organize suç örgütü kurmak suçlamasıyla hakkında gözaltı kararı olan ve yurtdışında olan Sedat Peker, altıncı videosunda, 2015'te Hürriyet gazetesine gerçekleştirilen saldırıları "bir milletvekilinin ricasıyla" kendisinin yaptırdığı iddia etti. 

Peker, saldırılar öncesinde bir milletvekilinin "Bizim gençlik kollarından birtakım arkadaşlar gidecek, ama onlar profesyonel değil" diyerek kendisinden ricacı olduğunu anlattı.

"Milletvekili rica etti"

Peker'in, 2018'de Doğan Medya'yı satın alan Demirören Holding'in Yönetim Kurulu Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören'e "Pambık Demirören" diye seslendiği videoda, "Pambık Demirören ekibi dinliyor musunuz? Şatafatlı gazeteciler, ünvanlı gazeteciler, sizin gazetenizi ben bastırdım. Hürriyet'i bastırmadan önce gelen milletvekilinin telefon sinyallerine de bakın, ismini söylemeyeyim ayıp olur, bakabilirsiniz. Savcılar alın size ağır delil, ikrar; milletvekili rica etti, ben de yaptırdım" ifadeleri yer alıyor.

Hürriyet gazetesine Eylül 2015'te iki gün arayla taşlı sopalı saldırı düzenlenmişti. Gazete binası, sosyal medyada AKP yanlısı trol hesapların çağrısıyla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ATV televizyonunda yayınlanan söyleşisinin Hürriyet.com.tr'de farklı aktarıldığını iddia eden kişilerce basılmıştı.

O dönem Hürriyet.com.tr'nin genel yayın yönetmeni olan DW Türkçe İstanbul Koordinatörü Bülent Mumay, 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra Türkiye'de çok ciddi terör saldırıları olduğunu ve Erdoğan'ın söyleşinin ikinci seçime hazırlandığı bir dönemde yapıldığını hatırlatıyor.

'Asıl hedef gözdağı vermek'

Erdoğan'ın söyleşide, 7 Haziran'da kaybettiği tek başına iktidarı yeniden kazanması gerektiğini, partisinin 400 milletvekili alırsa bu işin çözülebileceğini, terörün ve akan kanın durdurulabileceğini söylediğini aktaran Mumay, "Kullandığı cümlelerden biri de 'bu iş sulh içinde çözülsün ama 400 vekil verirseniz' şeklinde idi. Erdoğan'ın bu açıklamaları o dönem benim yayın yönetmenliği yaptığım Hürriyet.com.tr'de '400 vekil verin bu iş sulh içinde çözülsün' başlığı ile verildi. Tabii kamuoyunda o dönem özellikle Dağlıca baskını nedeniyle çok ciddi bir hassasiyet olduğu için sosyal medyada Erdoğan'a yönelik çok ciddi bir tepki ortaya çıktı" diyor.

DW Türkçe İstanbul Koordinatörü Bülent Mumay

DW Türkçe İstanbul Koordinatörü Bülent Mumay

 

Mumay'a göre bu tepkinin önü alınamayınca bunun yerine bu başlığı atan gazeteye yönelik bir tepki, bir kampanya ve bir saldırı organizasyonu oluşturularak "kamuoyunun gazı" alınmaya çalışıldı. Mumay, asıl hedefin ise Hürriyet'e gözdağı vermek ve grup üzerinde baskı oluşturmak olduğunu düşünüyor: "Zaten bu saldırı da Doğan Grubu'nun bütün varlıklarını Demirören'e satmasına yol açan süreci başlatmış oldu. Ben de Hürriyet'teki mesleğimden oldum."

"Polislerle fotoğraf çektiriyorlardı"

İkinci saldırı sırasında gazete binasına gelen gazeteci İsmail Saymaz ise polisin müdahalesinin yetersiz olduğunu anlatıyor. DW Türkçe'ye konuşan Saymaz, olayların gerçekleştiği geceyi şöyle anlatıyor: "Saldırganlar binanın dış kapısını kırmışlar binanın dış kapısından içeri kadar girmişlerdi. Çok öfkelendiğimi, çok öfke duyduğumu hatırlıyorum. Onlarca saldırgan bağırıyorlar, slogan atıyorlar. Bazıları kapının önünde polislerle fotoğraf çektiriyorlardı. Öyle bir iklim vardı."

Gazeteci İsmail Saymaz

Gazeteci İsmail Saymaz

Saymaz, o sırada gazete yönetiminden Vuslat Doğan Sabancı ve dönemin Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin dahil bütün ekibin binada olduğunu, 'her ne olursa olsun gazeteyi çıkaracağız, dışarıdaki tehdit bize geri adım attıramaz' şeklinde kararlı bir duruş sergilendiğini belirtiyor.

Bir korku ikliminin hâkim olduğu o dönem de bu korku altında gazete çıkarma çalışmasının sürdüğünü ifade eden Saymaz'a göre de AKP, 7 Haziran'da tek başına iktidarı kaybetmesinin sorumlularından biri olarak Doğan Grubu'nu gösterdiği için grup hedef haline geldi.

Ahmet Hakan'a saldırı

Gazete binasına saldırıyı takiben Ekim 2015'te o dönem gazetenin yazarı olan Ahmet Hakan da evinin önünde dört kişinin saldırısına uğradı.

Mart 2018'de ise Hürriyet'in Doğan Medya'dan hükümete yakınlığı ile bilinen Demirören Holding'e satışı gerçekleşti. 

Sedat Peker, yayınladığı videoda, Doğan Medya satışı sürecinin Hürriyet'e yapılan saldırılarla başladığını ileri sürdü. Peker, "Aydın Doğan yaşlı adam, bir yandan ölüm korkusu sardı, bir yandan devam eden mahkemeler, ben ölürüm çocuklarıma dert kalmasın, ondan sonra hoopp (Hürriyet gazetesinin Demirören'e satışı...) Senin (Demirören) oturduğun koltukta benim emeğim var, ben pisliğim siz temiz he" ifadelerini kullandı.

DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren'

DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren'

DW Türkçe'ye konuşan DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren'e göre Peker'in videoları kirliliğin ortaya saçılmasına ve tüm toplum tarafından görülmesine neden oldu. Eren, "Hürriyet gazetesi basılıyor, Ahmet Hakan dövülüyor. Ama sonra Doğan Grubu'nu Demirören ailesi satın alıyor iktidara yakın olan ve Ahmet Hakan şimdi Hürriyet'in başında. Hürriyet'i basan da Ahmet Hakan'ı döven de aynı kişiler, onu Hürriyet'in başına getiren de aynı kişiler. Böyle çetrefil, vahim bir durum var" diyor.

Peker'in iddiaları, gazetecilere yönelik saldırılarda mafya-siyaset ilişkisini de gündeme getirdi.

Bülent Mumay Sedat Peker'in iddialarının mafya ve siyaset ilişkisini göstermesi açısından önemli olduğu görüşünde. Mumay, "Sedat Peker'in iddiaları doğruysa ülkeyi yöneten bir partinin direkt olarak bir saldırının odağı, organizatörü konumunda olduğu ve bu organizasyonda mafyadan destek aldığını somut biçimde öğrenmiş olduk açıkçası irkilerek" diye konuşuyor.

"Gazeteciler hâlâ dövülüyor"

Bir buçuk yıldır yurtdışında olan Sedat Peker'in etkisinin bir şekilde kırıldığını ifade eden Faruk Eren ise gazetecilere saldırıların devam ettiğini hatırlatıyor. Eren, "Hâlâ daha Türkiye'de gazeteciler dövülüyor birtakım insanlar tarafından. Ve hiçbir soruşturma yapılmıyor. Geçtiğimiz günlerde Levent Gültekin kameraların önünde dövüldü. Ne dövenler yakalandı, ne bir soruşturma açıldı. Böyle vahim bir durumda yaşıyoruz aslında Türkiye'de" sözlerini kullanıyor.

Hürriyet'e düzenlenen saldırılarla ilgili açılan davada da polisin bahçeden içeri girdiğini tespit ettiği 26 sanıktan 25'i beraat ederken, bir sanık para ve hapis cezasına çarptırıldı. Ancak mahkeme her iki cezada da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yani sanık başka bir suç işlemezse infazın ertelenmesine karar verdi.

Boynukalın: Çok rahatladım

Saldırının olduğu akşam gazetenin önündeki kalabalığa hitap eden ve Doğan Medya'yı hedef alan AKP İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın'ın saldırıyı organize ettiği iddiaları bir dönem basında dile getirilmişti. Boynukalın'ın saldırılar sonrası bir grupla yaptığı konuşma da sosyal medyada yer almıştı. Söz konusu videoda Boynukalın, "Ahmet Hakan'la çay içmişliğim var, acayip korkaktır. Ben bugün Nişantaşı'na evinin önüne gitmeyi düşünüyordum, tek başıma" derken, o dönem Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni olan Sedat Ergin için "Bizim hatamız bunlara zamanında dayak atmamak olmuş" ifadelerini kullanıyordu.

Boynukalın, Peker'in yayınladığı videonun ardından Twitter hesabından, "Açıkçası çok rahatladım. Yıllardır üzerimize yapışan cam, kamera, turnike kırma gibi kriminal meselelerin bizimle alakası olmadığı açıkça ifade edilmiş" dedi. Ancak Tweet'i daha sonra sildi.

Mafyayla karanlık ilişkiler medyaya nasıl yansıdı? - DW Türkçe










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.