Kaz Dağları’nda, Kirazlı altın madeni için 195 bin ağaç kesildiğinin ortaya çıkmasının ardından çevreciler ve yerel halkın nöbeti sürüyor. Ancak maden, bölgede ruhsat verilen yüzlerce altın madeninden sadece biri.
Kaz Dağları son günlerde çevre katliamı ile gündemde. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ÇED raporuna göre 45 bin, uydu görüntülerine göre 195 bin, Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre ise 13 bin ağacın kesildiği Kirazlı’daki altın madeni projesi için tepkiler büyüyor. Ancak Kirazlı projesi tek değil. Bölge için yüzlerce altın arama ruhsatı bulunuyor.
Kanadalı Alamos Gold şirketinin Çanakkale’nin Kirazlı köyünde yürüttüğü altın madeni projesi, Türkiye’de büyük bir orman katliamının daha kapısını araladı. TEMA Vakfı tarafından ortaya konan uydu görüntülerine göre 200 bine yakın ağacın kesilmesine yol açan proje, çevre halkı ve sivil toplum kuruluşlarının tepkisine neden oldu. Maden arama faaliyetine yakın bir bölgede başlatılan Su Nöbeti bugün beşinci gününe girdi.
Kirazlı Altın Madeni Projesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan işletme iznini Mart 2019’da aldı. Alamos Gold’un yerli taşeronu Doğu Biga Madencilik, Danıştay süreci tamamlanmadan Valiliğin ‘Gayrisıhhî Müessese’ iznini imzalamasıyla çalışmaya başladı. Orman Müdürlüğü de ağaç kesimine izin verdi. Projenin onaylanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna göre 45 bin 650 ağacın kesilmesi öngörülüyordu. Ancak Haziran ayının ortasında yapılan çalışma sonucu kesilen ağaç sayısı ÇED raporunda belirtilenin yaklaşık dört katına çıktı. TEMA Vakfı’nın paylaştığı uydu görüntüleri ağaç katliamının boyutlarını gözler önüne serdi. Buna göre maden sahası ve yol bağlantıları için yaklaşık 195 bin adet ağaç kesildi.
283 bitki türü var
Çanakkale merkeze 30 km uzaklıkta olan maden alanı, aynı zamanda 180 bin insanın tek su kaynağı olan Atikhisar Barajı ile aynı su havzasında yer alıyor. TEMA Vakfı’na göre, maden alanının yüzde 98,7’si orman alanında bulunuyor. Bölgede 18 memeli, 41 kuş, 10 sürüngen ve 117 böcek türü yaşıyor. Orman 283 farklı bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Proje alanında tespit edilen türlerin yedisi dünyada sadece Türkiye’de yaşıyor.
DW Türkçe’ye konuşan Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Pınar Bilir, maden alanında yapılacak kimyasal işlemlerin atık havuzlarının derelere karışma tehlikesine dikkat çekiyor. Çanakkale’nin birinci derece deprem kuşağında bulunan bir şehir olduğunu belirten Bilir, bu durumun tehlikenin boyutunu artırdığı görüşünde. Pınar Bilir, herhangi bir sarsıntıda yeraltı suları vasıtasıyla zengin tarım topraklarının zehirlenebileceğine vurgu yapıyor. Atikhisar Barajı madenin 14 kilometre uzağında bulunuyor.
İki bakanlık savundu
Uzmanlar, ağaç katliamının yanı sıra altın madeni siyanürle çıkarılacağı için hem bölgedeki doğal yaşamın, hem de bölge halkının sağlığının tehdit altında olduğu yönünde değerlendirme yaptı. Buna karşılık Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, altın aramalarında siyanür ve türevi kimyasal kullanılmadığı şeklinde açıklama yaptı. Enerji Bakanlığı ayrıca maden alanının Kaz Dağları sınırları içinde olmadığı, su ihtiyacının Atikhisar Barajı’ndan karşılanmayacağı gibi gerekçelerle projeyi savundu.
Tarım ve Orman Bakanlığı da benzer gerekçeler sundu. Bakanlıktan yapılan duyuruda, maden sahasının Kaz Dağları'na 40 kilometre uzaklıkta olduğu ve maden sahasında kesilen ağaç sayısının 13 bin 400 olduğu açıklandı.
Kirazlı madeninin 40 kilometre güneyinde Kaz Dağları Milli Parkı bulunuyor. Ancak Kaz Dağları sadece milli parktan ibaret değil. Kirazlı bölgesindeki ormanlık ve dağlık alanlar, Kaz Dağları’nın kuzeyinde bulunan sıradağların ekosistemin bir parçası.
Madenin ayrıca 40 kilometre uzağında Truva antik kenti yer alıyor. Pınar Bilir, Kaz Dağları’nın tarihsel ve mitolojik değerinin de göz ardı edildiğini söylüyor.
Tepeoba’da molibden madeninin faaliyetinin durdurulmasından sonra şirketin rehabilite ettiğini söyleyip terk ettiği alanın görüntüsü. Süheyla Doğan’a göre Kirazlı da bu hale gelebilir
3500 hektar için ruhsatı var
Su nöbetinde de yer alan Bilir, Alamos Gold’un bulunduğu alanın 600 metre uzağında nöbet tuttuklarını belirtiyor. Nöbet tutan çevreciler, her gün şantiye kapısına gidip açıklama yapıyor. Bir yandan da gözlemlerde bulunuyor.
Pınar Bilir, maden şantiyesinde çalışmaların devam ettiğini, bir yandan da ağaç kesiminin sürdüğünü söylüyor. Bilir’in verdiği bilgiye göre şantiye şu an 600 hektar ormanlık alanda kurulu. Ancak Alamos Gold’un bölgedeki ruhsatı bununla sınırlı değil. Şirketin Ağı Dağı ve Çamyurt ile birlikte toplam üç bölgede arama ruhsatı bulunuyor. Bu üç alanın toplamı 3500 hektara denk geliyor. Şirketin sürekli alanını genişleteceğine işaret eden Bilir, bir sonuç alana dek eylemlerinin devam edeceğini söylüyor.
Anayasa’da yer alan sağlıklı çevrede yaşam hakkını savunduklarını anlatan Bilir “Tüm Türkiye’yi hatta tüm dünyayı da diyebiliriz, var oldukları yerlerdeki ekosisteme sahip olmalarını ve bizlerin eylemlerine de destek olmalarını bekliyoruz” diyor.
Diğer şirketler sırada
Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan da DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, Kaz Dağları’nın Kirazlı altın madeni projesiyle gündeme gelse de bölgede aslında yüzlerce altın arama, 40’ın üzerinde de işletme ruhsatı olduğunu söylüyor. Doğan’ın verdiği bilgiye göre ilk önce bölgede Tümad şirketine ait Lapseki altın madeni çalışmaya başladı. Maden bir buçuk yıldır faal. Ardından Alamos Gold izin alıp çalışmalara başladı. Newmont ve Teck Cominco adlı şirketler ise üç proje için ÇED sürecini bekliyor.
Kaz Dağı’na komşu Madra Dağı’nın da ciddi tehdit altında olduğunu vurgulayan Doğan, Balıkesir Havran’da onlarca altın madeni projesi olduğunu anlatıyor. Doğan, “Bütün bu projelerin hem Çanakkale’de hem Balıkesir’de hem Kaz Dağı’nda hem Madra Dağ’da yapılması halinde bölge gerçekten cehennem haline gelecek. Kaz Dağı ve Madra Dağ ekosistemi ciddi şekilde etkilenecek” uyarısında bulunuyor. Altın madenciliğinin kamu yararı içermeyen, riski halka ve doğaya olan çok yıkıcı projeler olduğuna dikkat çeken Doğan, Türkiye genelindeki bütün altın madenciliği projelerinin engellenmesi gerektiğini düşünüyor.
132 bin imza toplandı
TEMA Vakfı’nın, Kaz Dağları’ndaki katliamın durdurulması için change.org üzerinden başlattığı imza kampanyasını şimdiye dek 132 bin kişi imzaladı. Kaz Dağları için verilen mücadeleye #KazdağlarıHepimizin hashtag’i ile sosyal medya üzerinden de çok sayıda kişi destek veriyor.
Yorumlar
Yorum Gönder