Merkez Bankası (TCMB) 21 ay sonra ilk kez faizde artışa gitti. Faiz koridorunun üst bandını 75 baz puan artışla yüzde 6.50'den 7.25'e yükseltti. Merkez, yüzde 3.5 olan koridorun alt bandına dokunmadı, böylece faiz bandını genişletmiş oldu. Politika faizinde (yüzde 4.25) de değişikliğe gitmeyen TCMB, piyasaya gerek duyduğunda faizi yeniden artırabileceği sinyali de verdi. Peki Merkez'in faizin üst bandında artışa gitmesi ne anlama geliyor?
Merkez Bankası'nın uyguladığı birden fazla faiz oranı var. Bunlardan piyasada en belirleyici olan borç verme ile borçlanma faiz oranı yani faiz koridoru ve politika faizi. TCMB, 2002'de enflasyon hedefi stratejisini kabul ettiğinden beri AB'de de uygulanan koridor sistemini uyguluyor.
Borç verme faiz oranı (faiz koridorunun üst sınırı), likiditeye ihtiyacı olan bir bankanın Merkez Bankası'ndan gecelik borçlanmak için ödemesi gereken gecelik faiz oranını; borçlanma faiz oranı ise elinde likidite fazlası olan bir bankanın bunu Merkez Bankası'na yatırarak elde edeceği gecelik faizi gösteriyor. Politika faizi ise Merkez'in haftalık vadede bankalara borç verme faizini ifade ediyor.
Son aylarda küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası'nın (Fed) varlık alımını azaltacağına yönelik açıklamalar ve gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarının hızlanmasıyla özellikle faiz oranlarının yükselmeye başlaması ve Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değer kayıpları; Merkez Bankası'nın politika değişikliğine gitmesine neden oldu.
Üst koridorun artırılması Merkez'in geçici süreliğine faizi yükseltmesi anlamına geliyor. Merkez Bankası'nın borç verme faizini artırmasının üç etkisinden söz edilebilir: Bunlar enflasyon, döviz kuru ve krediler.
Enflasyonu düşürecek
Merkez Bankası enflasyonun artacağı endişesi taşıyorsa faizi yükseltiyor. Faizin yükselmesiyle yatırımlar ve toplam harcamalar azalırken, toplam talep düşüyor. Bu da enflasyonun düşmesine katkı sağlıyor. Zira Merkez Bankası'nın bugün açıkladığı Para Politikası Kurulu kararında da şu ifadeler yer alıyor: "Enflasyonu artıran birden fazla unsurun aynı dönemde ortaya çıkması enflasyon beklentilerini olumsuz etkilemiştir. Kurul, fiyat istikrarını sağlamak ve finansal istikrarı desteklemek amacıyla faiz koridorunun üst sınırının yükseltilmesine karar vermiştir. Enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu olana kadar para politikasının temkinli duruşu korunacak; gerektiğinde ek parasal sıkılaştırmaya gidilebilecektir."
Kur ve faizler düşecek
Diğer yandan piyasada son dönemde yükselen faizler Merkez Bankası'nı enflasyonist ortamı destekleyen bir konuma düşürmüştü. Hükümetler tahvil-bono satarak bütçe açıklarını finanse ederler. Ancak piyasada oluşan faiz oranı Merkez Bankası faizinden yüksekse bankalar Merkez Bankası'ndan borçlanmayı sürdürür. Bu da ekonomide likiditenin bollaşmasına neden olarak Merkez Bankası'nı temelde mücadele etmek zorunda olduğu enflasyona katkı sağlar hale getirir. Türkiye'de son dönemde Hazine tahvili faizleri yüzde 8.9'a kadar çıkmıştı. Merkez'in borç verme faizini yükseltmesiyle birlikte piyasada para talebi azalacak ve likiditenin azalmasıyla TL'nin değer kaybının önüne geçilecek. Para piyasasında para talebinin azalması tahvil fiyatlarını yükseltirken Hazine bonosu faizleri de düşecek.
Kredi faizleri yükselecek
Merkez'in son hamlesinin bir diğer nedeni de kredi artış oranına sınırlama getirilmek istenmesi. Faizin üst sınırının yükseltilmesi bankaların maliyetlerini de artıracak. Bankalar daha yüksek faizden borçlanacağından bu kredi faizlerine yansıyacak. Bundan önceki uygulamalar, faizdeki değişikliklerin en hızlı yansıdığı kredi türünün konut kredileri olduğunu gösteriyor. Bu da faizdeki artışın etkisinin en başta konut kredilerinde görüleceğinin bir işareti.
Yorumlar
Yorum Gönder