Ana içeriğe atla

Merkez Bankası'nın döviz satışı ne kadar etkili?

Faiz artırımı olmadan kurlardaki yükselişi durdurmanın mümkün olmadığını belirten ekonomistler; döviz satımları nedeniyle Merkez Bankası rezervlerinin borçlarını karşılayacak düzeyden gittikçe uzaklaştığını vurguluyor.

Pelin Ünker 

© Deutsche Welle Türkçe

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) eylül ayından itibaren aldığı faiz indirimi kararları, döviz kurlarının rekor seviyelere ulaşmasına yol açtı. TCMB Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 23 Eylül'de yüzde 19'dan 18'e, 21 Ekim'de yüzde 18'den 16'ya, 18 Kasım’da ise yüzde 16'dan yüzde 15'e indirdi. 20 Ekim'de 9,29 seviyesinde olan dolar kuru bugüne dek yaklaşık 5 lira diğer bir deyişle yüzde 54 yükseldi.

Pazartesi günü dolar kuru 14,75 TL'ye kadar yükselerek yeni zirvesini görürken, Euro da 16,65 TL ile rekor kırdı. Kurlardaki yükselişi durdurmak için 1 Aralık’tan bu yana piyasa döviz satışı yapan Merkez Bankası dün dördüncü kez bu şekilde kura müdahale etti. Peki bu yöntem ne kadar etkili?

Merkez Bankası’nın müdahalesi sonrası kurlar kısa süreliğine bir miktar gerilese de dolar kuru 14, Euro ise 16 TL seviyesinin üstünde kalmayı sürdürüyor. DW Türkçe'ye konuşan akademisyen Doç. Dr. Evren Bolgün, Merkez Bankası’nın 1 Aralık’tan bu yana yaklaşık 4 milyar dolarlık doğrudan döviz satışı yaptığını belirtiyor. 

Döviz satışı kuru yükseltti

Bolgün, 1 Aralık'ta 700 milyon dolarlık satış yapıldığında doların 13 lira 88 kuruş olduğunu belirterek bu tarihten sonra kurlarda yaşanan yükselişe dikkat çekiyor. Evren Bolgün, "3 Aralık'ta yine dolar 13,88 civarındayken 300 milyon dolar ve 13,90 seviyesindeyken 500 milyon dolar satış yapıldı. En son dün dolar 14.65 seviyesindeyken 2-2 buçuk milyar dolar civarında müdahalede bulunulduğunu görüyoruz. Yani ilk müdahale edilen 1 Aralık'tan dün itibariyle yapılan müdahale sonrasında kur seviyesinde düşme yerine aslında yaklaşık yüzde 2,5'e varan bir yükselişin olduğunu söylememiz mümkün" diyor.

Merkez Bankası kurları düşürmek için 2006'dan bu yana döviz satım politikasına başvuruyor. Fakat aynı sonucu vermesine rağmen iktidarın düşük faiz ısrarı nedeniyle bu politikaya devam ediliyor.

Bolgün: Kur seviyesinde düşme yerine yaklaşık yüzde 2,5'e varan bir yükseliş oldu

Bolgün: Kur seviyesinde düşme yerine yaklaşık yüzde 2,5'e varan bir yükseliş oldu

Evren Bolgün, "Merkez Bankası 13 Haziran 2006'da 494 milyon dolarlık bir doğrudan satım müdahalesinde bulmuştu. Kur 1,5660 civarındayken bu satış yapıldı. Bir hafta sonra dolar 1,63 TL’ye çıktı" diye konuşuyor. Bolgün, 2014 yılında yapılan döviz satışı sonrasında da dolar kurunun 2,29 seviyesinden bir haftada 2,27-2,28’lere geldiğini dolayısıyla kurda anlamlı bir değişiklik olmadığını ifade ediyor.

Merkez Bankası’nın faizleri yüzde 17'den 19'a yükselttiği mart ayındaki PPK toplantısının ardından Merkez Bankası Başkanı değiştirilmiş, Naci Ağbal yerine göreve gelen Şahap Kavcıoğlu döneminde politika faizi beş ay sabit tutulduktan sonra eylül ayında faiz indirimlerine başlanmıştı.

Ekonomistlerin faiz indirimlerinin kur artışı dolayısıyla enflasyonu daha da yukarıya çekeceği uyarılarına rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, düşük faiz politikasının kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğine dair görüşünü sık sık yineliyor. Döviz satım ihaleleri ise Merkez Bankası'nın rezervlerinde erimeye yol açıyor. "Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık döviz rezervi nerede" tartışmalarına yol açan eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak döneminde Merkez'in brüt döviz rezervleri 84 milyar dolara kadar gerilemişti.

Peki rezervler neden önemli?

Bir ülke, dış borç krizine karşı korunmak için borcun vadesi geldiğinde eğer piyasadan döviz toplayamazsa Merkez Bankası rezervlerini kullanıyor. Ya da enerji gibi hayati önemi olan ithal mallar için gerekli döviz yoksa bu da rezervlerden karşılanıyor.

DW Türkçe'ye konuşan akademisyen Prof. Dr. Mehmet Şişman, "Finansallaşma rezervsiz yürümez. Aynı zamanda para politikasının bir aracıdır bu. Fakat rezervin belli bir oranda olması lazım ve rezervleri kullanırken zamanında müdahale gerekiyor. Dövize müdahale ederken önceden de haber verilmez. Çünkü büyük alımlar yapılabilir" diyor.

Prof. Şişman'a göre kurların düşürülebilmesi için faiz artırımı şart

Prof. Şişman'a göre kurların düşürülebilmesi için faiz artırımı şart

Prof. Şişman, rezervlerin çok fazla olmadığı durumlarda ise spekülasyon yapanlar veya manipülasyon yapanlar bunu bildikleri için rezerv etkisinin, rezervlerin müdahalesinin etkisinin zamanla azalabildiğine dikkat çekiyor. Türkiye'de bu durumun görüldüğüne işaret eden Şişman, kurun bu nedenle döviz satışı sonrası tekrar kısa sürede eski seviyelerine döndüğünü vurguluyor.

Rezervler borçları karşılamıyor

3 Aralık itibariyle Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervleri 124 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Merkez Bankası rezerv yeterliliği için ise bankanın brüt döviz ve altın rezervinin bir yıla kadar toplam döviz borcunu karşılayacak kadar olması gerekiyor.

Merkez’in son verilere göre döviz kısa vadeli döviz borcu 168 milyar doları bulurken, rezerv yeterliliği yüzde 74 seviyesinde. Buna 2022 yılı için tahmin edilen 12 milyar dolarlık cari açık eklendiğinde ise oran yüzde 69'a düşüyor. Özetle bankanın kasasındaki döviz, yükümlülüklerinin yüzde 31'ini karşılamıyor.

Merkez Bankası'nın net uluslararası rezervlerinin ise 22,5 milyar dolar olduğuna işaret eden Evren Bolgün, "Bu tabi 3 Aralık'tan sonra yapılan yaklaşık 2,5 milyar dolar ve civarındaki müdahaleyi kapsamıyor. Dolayısıyla SWAP hariç net rezerv döviz pozisyonun da eksi olduğunu dikkate alacak olursak müdahalelerin sonuç getirmesini pek beklemek mümkün değil" diyor.

"Faiz artırımı gerekiyor"

Prof. Şişman, kurların düşürülebilmesi için faiz artırımının şart olduğu görüşünde. Para politikasının temel direğinin faiz olduğuna, rezerv kullanımının ise ikinci planda kalması gerektiğine dikkat çeken Şişman, "Rezervlerden çok bunu kombine düşünmek lazım. Faiz politikasıyla birlikte ele almak gerekiyor. Faizlerde düşürme yönünde değil yükseltme yönünde adım atılması lazım. Çünkü dış ticaret açığı veriyoruz. Para arzı fazlamız var ve reel riskler mevcut. Türkiye'nin not görünümü iki not kuruluşunda da negatif. O açıdan faiz politikasının kullanılması burada kaçınılmaz oldu. Bu konudaki uyarıları dikkate almak gerektiği düşünüyorum" ifadelerini kullanıyor.

Merkez Bankası Kasım ayında politika faizini yüzde 15'e indirmişti. Banka, yılın son faiz kararını perşembe günü açıklayacak. Ekonomistlerin beklentisi politika faizinde 100 baz puan daha indirim olacağı yönünde.

Merkez Bankası'nın döviz satışı ne kadar etkili? - DW Türkçe

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.