Ana içeriğe atla

Kurdaki artış vatandaşı nasıl etkileyecek?

 Ekonomistlere göre dolar kurundaki yükseliş enflasyon ve işsizlik olarak vatandaşa geri dönecek. Şirketler ise artan maliyetlerden olumsuz etkilenecek.



Türk Lirası’nda son günlerde hızlanan değer kaybı korkutuyor. Küresel piyasalarda dolar, koronavirüs endişeleri nedeniyle gerilerken, Dolar/TL bugün 7.3029 ile tarihi zirvesini gördü. Euro/TL 8.6697 ile rekor kırdı.

Ekonomistlere göre TL'nin değer kaybının altında Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin gerilemesi, kurları düşük tutmak için döviz satan kamu bankalarının açık pozisyonlarının artmasının yanı sıra cari açık, enflasyon ve dış finansmana bağımlılık gibi Türkiye ekonomisinin kronik problemleri yatıyor. Salgın döneminde turizmin durması ve ihracatın azalması da ülkeye döviz girişini engelliyor.

Merkez Bankası’nın politika faizinin enflasyonun yaklaşık 4 puan altında kalması yatırımcıları dövize ve altına yönlendiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu'na göre temmuz ayında yıllık enflasyon yüzde 11.76 olarak gerçekleşti. Merkez Bankası politika faizi ise yüzde 8.25'te bulunuyor.

Reuters'a göre, kur artışını durdurmak için Merkez Bankası rezervlerinden geçen yıldan bu yana 100 milyar doların üzerinde kaynak kullanıldı. Kamu bankalarının döviz açığı da 10 milyar doları aştı. 

IMF: Rezervler güçlendirilmeli

Uluslararası Para Fonu (IMF) da dün yayınladığı Dış Sektör Raporu'nda, büyük dış finansman ihtiyaçları ve nispeten düşük rezervlerin Türkiye'yi şoklara karşı savunmasız bıraktığını vurguladı. Raporda, para politikasında kriz artışını frenlemek ve enflasyonu kalıcı olarak azaltmak için rezervleri tekrar güçlendirmek yönünde harekete geçilmesi gerektiğinin altı çiziliyor.

Peki kurlardaki yükseliş reel ekonomiye ve vatandaşa nasıl yansıyacak?

Türkiye gibi dış finansmana bağımlı ülkeler için doların yükselişi, her vatandaşı yakından ilgilendiriyor. Yerel paranın değer yitirmesi ekonomide domino etkisine neden oluyor. Kur yükselince en başta maliyetler arttığı için fiyat artışları beraberinde geliyor.

DW Türkçe'ye konuşan ekonomist Barış Soydan'a göre dolardaki yükseliş ekonominin büyük problemlere gebe olduğunu gösteriyor.

Ağustos 2018'de ABD ile yaşanan Rahip Brunson krizi dolar kurunun 7.26'ya yükseldiğini hatırlatan Soydan, Türkiye'yi aynı sürecin beklediğine işaret ediyor.

Ekonomist Barış Soydan

Ekonomist Barış Soydan

‘Mutfaktaki yangın artacak'

Dolarla enflasyon arasında çok yüksek bir geçişkenlik olduğunu ifade eden Soydan, bunu şöyle anlatıyor: "Örneğin, dolardaki yükseliş marketteki domatesin fiyatını niye etkiliyor? Domatesi Antalya'dan İstanbul'a kamyon getiriyor ve kamyon mazot yakıyor. Mazotun fiyatını da dolar belirliyor. Bu çok küçük bir örnek. Birçok sektörde dolar maliyetler açısından en önemli kalem. Bu nedenle önümüzdeki günlerde mutfaktaki yangın artacak.”

Kur artışı ithal girdiye bağımlılık nedeniyle üretim maliyetlerinin de artacağı anlamına geliyor. Ara malı ithalatına bağlı olarak girdi maliyetlerinin artması ihracatı da olumsuz etkiliyor. Kurlardaki artış dış finansman maliyetlerini de artırırken, her iki durum da yatırımları olumsuz etkiliyor. Merkez Bankası’na göre reel sektörün döviz açığı mayıs ayı itibariyle 165 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Döviz borcu olan şirketleri zor bir süreç bekliyor.

‘Yatırım ve istihdamı etkiler'

Kur oynak olduğunda şirketlerin durup beklemeye geçtiği vurgulayan Soydan "Türkiye'de yatırımlar zaten düşük. Son bir iki aydır kredili satışların artması nedeniyle sanayi şirketlerinde kapasite kullanımının arttığını biliyorduk. Bu da yatırımların yeniden başlamasını getirir mi diye iyimser bir soruya yol açmıştı. Ama şimdi dolar kuru yeniden patlayınca şirketler durup beklemeye geçecekler” diyor.

Soydan'a göre bu durum istihdama da olumsuz yansıyacak. Soydan, "Yatırım olacak ki şirketler yeni fabrikalar kuracak, mağazalar açılacak ki işsizlik azalsın, istihdam yaratsınlar. Şimdi yatırımlar zaten düşüktü bekle gör politikasına geçince de şirketler maalesef bunun işsizlik tarafında da çok ağır sonuçları olacak. Doların yükselmesi Türkiye için çok kötü haber” yorumunu yapıyor.

Türkei Miniladen für fast 2 Millionen Euro

‘Kredi büyümesi riskli'

DW Türkçe'ye konuşan Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden Prof. Dr. Mehmet Şişman ise kredi büyümesindeki risklere dikkat çekiyor:

Son döviz kuru artışını kredi büyümesi ile birlikte değerlendirmek gerektiğini ifade eden Şişman, "Ekonomiyi canlandırmak için kredi kanalı kullanıldı. Kısa zamanda çok büyük bir kredi büyümesi oldu. Şimdi hem borçlululuğumuz yüksek, hem de dolar kuru yükseldi. Ticari kredilerde büyüme azalsa da bireysel kredilerde tehlikeli bir şekilde arttı. Bu açıdan Türkiye kredi piyasaları takipteki alacakları yakından izliyor” diyor. Bu süreçte takipteki alacakların artacağı görüşünü paylaşan Şişman, ‘ani duruş’ etkisiyle borçluluk ödeme sistemine darbe vurabilir.

Geçen yılın ilk beş ayda hisse senedi ve tahvil alımı yoluyla 5.8 milyar dolarlık giriş yapan yabancılar, bu yıl aynı dönemde 11.3 milyar dolarlık çıkışa imza attı.

‘Finansal kriz kapıda'

Son dönemde Türkiye'den sermaye çıkışı olduğunu vurgulayan Şişman'a göre gidişat böyle olursa en geç ocak ayında bir finansal kriz riski var. Şişman "Tahvil piyasasında yabancılar yok gibi. 1 trilyon liraya yaklaşan tahvil piyasasının ancak yüzde 5.4 ü yabancı sermayede, borsada ise yabancı payı yüzde 50'lerin altına gerilemek üzere. Borsa son birkaç günde yüzde 5'e yakın değer kaybetti. Yabancı sermayenin dönmesi için politik atraksiyonda da sorun var. Türkiye bu sonbaharda olmasa da bile ocak ayından itibaren finansal kriz için çok ciddi eğilimler gösteriyor” yorumunu yapıyor.

Öte yandan Türkiye'de kurlar yükselirken dünyada dolar endeksi 28 ayın en düşük seviyesinde bulunuyor. Küresel piyasalarda ABD'nin koronavirüs ile mücadelede başarısız olmasının ülke ekonomisini etkileyeceği beklentisiyle dolar geriliyor.

Kurdaki artış vatandaşı nasıl etkileyecek? - DW Türkçe


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.