Ana içeriğe atla

Lobi değil Fobi

Yatırımcı zaten kırılgan bir ekonomisi olan Türkiye’deki siyasi gerginlikten kaçıyor


Bugüne kadar borsa yükselirken Türkiye’nin güçlü bir ekonomiye sahip olduğunu, bu nedenle yabancı yatırımcının ilgisini çektiğini iddia eden hükümet, işler tersine dönünce faiz lobisi kılıfını öne sürdü. Ancak piyasalarda son bir haftadır süren satışların nedeni iç siyasi gerginlik ve küresel konjonktür.

ABD’nin tahvil alımını azaltabileceği sinyali sonrası dünyadaki bol likidite döneminin sonuna geleceğine dair endişeler, gelişmekte olan piyasalardan kaçışı hızlandırırken; cari açığı sıcak parayla finanse eden Türkiye için de bir dönem sona ermiş oldu. Son bir haftadır borsada yaşanan keskin düşüşler, yükselen kur ve faiz ortamının altında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘faiz lobisi’ iddialarının aksine aslında sıcak parayla finanse edilen Türkiye ekonomisinin küresel konjonktürden faydalanma döneminin sona ermesi yatıyor. İzmir Yaşar Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi ve gazetemiz yazarı Prof. Dr. Erinç Yeldan Türkiye ekonomisinin her şeyden önce dış gelişmelere bağımlı olduğunu belirterek şunları söyledi:“Türkiye yabancı yatırımcıyı çekmek, tüketim ve inşaat spekülasyonuna dayalı bir büyüme ivmesi peşinde. Şu anda dünyada parasal likiditeye bağlı olan konjonktürün sonuna gelindi. Dünyada faiz hadlerinin yakın zamanda tekrardan yükselişe geçmesi, bütün dünya ekonomilerinde yukarıya doğru bir faiz dalgası yaşanması bekleniyor.
Hükümetin ‘güçlü ekonomi’ söylemine karşın; Türkiye ekonomisinin son derece kırılgan bir yapıda, dış dalgalanmalardan çok etkileniyor. Şimdi ise hükümetin idare edemediği bir siyasi gerginlik konjonktürüne sürüklenmiş durumdayız. Bunun arkasında bir faiz lobisi aramaya gerek yok. Bu; iç ve dış şoklara karşı kırılganlığın bir göstergesi.”


İktidar kendi eliyle istikrarsızlık yarattı


Ekonomist Uğur Gürses de Türkiye’nin tasarruf açığına işaret ederek “Tasarruf açığı olan bir ülkede, Başbakan’ın özel bankaları hedef alması, borsada ‘cadı avına’ girişmesi finans merkezi hayallerini de rafa kaldırır” dedi. Faizlerin yükselmesinden kazanç sağlayabilecek kesimin, teorik olarak elinde nakit parası olanlar olacağını belirten Gürses, bu kesimin de sayı olarak faizi yükseltecek güçte olmadığına işaret etti.
Borsa ve faizlerde son dönemde yaşanan iniş çıkışların nedeninin ‘iktidarın kendi eliyle istikrarsızlık eşiği yaratması’ olduğuna dikkat çeken Gürses, “Ekonominin güçlü olduğunu savunanlar kendi savlarının altını boşaltıyor. Bu açıdan siyasetçiler ekonomiye zarar veriyor.Faizler ekonomik olduğu kadar, politik risklere de duyarlıdır. Toplumsal hareketlere de. Toplumsal hareketin devlet tarafından şiddetle karşılık görmesi, istikrardan uzaklaştıracağı için faizleri yükseltir. Türkiye’de olan da budur” dedi. Başbakan’ın ‘paranızı kamu bankalarına yatırın’ söylemiyle ilgili Gürses “Rekabete de, bankacılık yasasına da, sermaye piyasası yasasına da aykırı bir durum ortaya çıktı. En azından yetkililerin çıkıp açıklama yapması gerekir” diye konuştu. Gürses, önümüzdeki dönemde sermaye girişinin azalacağına dikkat çekti. Sıcak paranın sabit getirili (tahvil, bono) araçlara geldiğini ve faizlerdeki potansiyel düşüşe oynadığını söyleyen Gürses, “Lobi olduğunu düşünmüyorum. Tasarruf fazlamız olsaydı bir lobiyi arayabilirdik” dedi.


Sermaye çıkışına dikkat


Son dönemde faizlerde yaşanan yükselişin temelde iki nedeni olduğuna işaret eden ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren ise bu nedenleri şöyle sıraladı: “Uluslararası piyasalarda hızla yükselen ABD faizleri (FED’in para politikasında yıl sonundan önce değişikliğe gideceği beklentisi) bizim gibi gelişmekte olan ülkelere yatırım ilgisini azaltıyor. Diğer yandan son yaşanan olaylar nedeniyle Türkiye’nin risk primi arttı. Bir de buna belki TCMB’nin likiditeyi kademeli olarak azaltmasının kısa vadeli beklentiler ve faizler üzerindeki etkisini de ekleyebiliriz.” Türkiye ekonomisinin dış tasarruflarla büyüyen bir ekonomi olduğunu söyleyen Dağdeviren, “O nedenle yurtdışı piyasalardaki risk algısı ve ülkeye sermaye girişi genel olarak ekonomi için en önemli belirleyiciler olmaya devam ediyor. Son dönemde yaşadığımız piyasa oynaklığı ve faiz artışının reel ekonomiye etkisini ancak zaman içinde görebileceğiz. Bu daha çok güven üzerindeki etkisine ve sermaye çıkışlarına bağlı olacak” dedi.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.