Ana içeriğe atla

Zehire denetim yok

2009’da kanserojenli ürün satan firmaları açıklayacağını duyuran bakanlık hâlâ suskun


Ekoteks’in denetimine tabi tutulan yüz binlerce konfeksiyon ürünü, azo boyar kimyasallar nedeniyle gümrüklerden içeri giremiyor. Ancak yapılan testler, terle deriye geçen tüm kimyasalları tespit etmek için henüz yeterli değil. Bakanlık ise kimyasalların rastlandığı firmaları deşifre etmekten kaçınıyor.


Zara ve Mango gibi dünyaca ünlü hazır giyim markalarının da adının karıştığı tekstildeki “zehir” tehlikesinin boyutları büyüyor. Ünlü markaların ürünlerinin bile tam olarak kontrol edilemediği Türkiye’de, merdivenaltı üretimin de yaygın olduğu düşünülürse kanser riski katlanıyor.
Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü, 2010-2012 arasında 313 bin 107 adet ve 23 bin 322 kilo tekstil eşyayı imha etti. Bakanlık, içeriğinde kimyasal olup olmadığını araştırmak için Zara, Levi’s ve Mango gibi tanınmış firmaların ürünlerini de 2013 denetim planına dahil etti.
Kasım 2012’de Greenpeace; Benetton, Jack & Jones, Only, Vero Moda, Blazek, C&A, Diesel, Esprit, Gap, Armani, H&M, Zara, Levi’s, Victoria’s Secret, Mango, Marks & Spencer, Metersbonwe, Calvin Klein, Tommy Hilfiger ve Vancl gibi sektörün önde gelen markaların ürünlerinde kimyasallara rastlandığını duyurmuştu. Bunların içinden sadece H&M, M&S, C&A, Zara, Mango, Esprit, Levi’s ve Victoria’s Secret 2020’ye kadar tedarik zincirinden ve ürünlerinden zehirli kimyasalları çıkarma sözü verdi.
Ancak Türkiye’de de satılan Calvin Klein, Gap gibi firmalar hâlâ zararlı kimyasallardan arınma sözü vermiş değil ve bu firmalara denetim yapılıyor mu bilinmiyor. Greenpeace, en son 25 Nisan’da yaptığı duyuruda, Endonezya’da test ettikleri Gap ürünlerinin yüzde 78’inde hormonal bozukluklara yol açan bir kimyasal olan “nonilfenol etoksilat”a rastladıklarını duyurdu. Greenpeace, Gap ile ilgili testlerde Çin ve Meksika’da da aynı sonuca varmıştı.

Kanseri tetikliyor


İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, ithal edilen yüz binlerce konfeksiyon ürününün içeriğinde kimyasallar yer aldığı gerekçesiyle gümrüklerden geri döndüğünü söyledi. Ekonomi Bakanlığı’nın üç yıl önce ithal ürünlerle ilgili denetleme tebliği getirdiğini söyleyen Gülle, “Buna göre İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin kuruluşu olan Ekoteks Laboratuvarı gümrük aşamasında kontrolleri yapıyor. 30 ppm’nin üzerinde azo boyar madde kullanılan ürünler geri gönderiliyor. Ancak söz konusu kimyasallar çok geniş bir alanı kapsıyor ve bazıları kontrol edilemiyor” dedi. Kanserojen etkili azo boyar maddeler, giysilerden terleme yoluyla insan vücuduna giriyor ve birikerek DNA üzerinde etkili oluyor. Bu etki, bağışıklık sistemini etkileyerek kanseri tetikliyor.
Bakılması gereken daha fazla kimyasal olduğunu vurgulayan Gülle, “Boyama terbiye işlemi yapılırken kimyasallar denetlenmeli. Sonra ürün denetlenmeli. Sadece birkaç marka değil cilde temas eden her şey denetlenmeli” diye konuştu.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Cem Negrin ise özellikle ucuz olsun diye Uzakdoğu’dan alınan ürünlere dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Son dönemde denetimlerin artırıldığını, ancak boyalardan kaynaklı sorunların olduğunu ifade eden Negrin, “Küçük firmalarda tehlike daha büyük. Tüketiciye tavsiyem aldıkları ürünü yıkamadan giymesinler” dedi.


Çağlayan: Firmaları bana bile söylemeyin


İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) 2009’da Sağlık Bakanlığı’ndan denetim yetkisi almış; kanserojen etkili azo boyarlı ürün satan firmaları gazete ilanıyla deşifre edeceğini duyurmuştu. Bu konuda bakanlıktan 5 yıldır ses çıkmazken; Ekoteks de firma isimlerini gizli tutuyor. Gazetemize konuşan bir Ekoteks yetkilisi, firma ismi veremeyeceklerini, bunun yetkisinin Ekonomi Bakanlığı’nda olduğunu, hatta bakanın bile “Firma isimlerini bana söylemeyin yoksa ağzımdan kaçırırım” dediğini söyledi. Kimyasal rastlanan ürünlerin çoğunun gümrüklerden geri döndüğünü, diğerleri için ise toplatma kararı çıkarıldığını ifade eden yetkili, iç piyasadaki ürünlerinin denetiminin daha zor olduğunu vurguladı.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IMF Karşıtı Annenin IMF Uzmanı Kızı

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyeliğine seçilen Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı ve IMF eski ekonomisti Doç. Dr. Selin Sayek Böke , üniversitede iktisat eğitimi alma kararının hayatının en güzel hatası olduğunu söylüyor. Anne Selin Sayek Böke ile ekonomist Selin Sayek Böke arasındaki dengeyi annesinden ilham alarak koruduğunu vurgulayan Böke, "CHP'de herkesin daha mutlu, refah içinde yaşayabileceği ekonomik ortamı sağlayacak politikalar üretilmesine katkıda bulunarak bunları somutlaştırmaya katkıda bulunacağım" diyor. Dünya Bankası ve IMF kariyerine sahip, güleryüzlü ve sıkı bir makro iktisatçı olarak bilinen Selin Sayek Böke ile CHP Parti Meclisi üyeliğinden annesi Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Füsun Sayek ile olan ilişkisine kadar birçok konuyu masaya yatırdık. Böke, 11 yaşındayken kardeşi ile 'gazetecilik oyunu' oynadıklarını, hazırladıkları gazeteye ekonomi yazılarını yazdığını paylaşıyor. Kendisini ekonomi alanına yönle

İran, Sıtkı Ayan’dan sorulur

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ikinci telefon görüşmesinde adı geçen işadamı Sıtkı Ayan, özellikle AKP döneminde parlayan isimlerin başında geliyor. WikiLeaks belgelerinde de adı geçen Sıtkı Ayan’ın ismi İran ile yapılan ticari anlaşmalar ve yüksek devlet teşvikleriyle anılıyor.   Sivas’ın Gölova beldesinde doğup büyüyen Sıtkı Ayan, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğini icra yerine petrol işine girdi. Ayan’ın, İran ve Sudan’da petrol ve doğalgaz sahalarıyla ilgili yatırımları bulunuyor. WikiLeaks belgelerine göre ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen kripto, Başbakan Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyuyordu. ABD elçiliğinin belgesinde, 22 Şubat’ta Türk gazetelerinde İran ile Türkiye arasında müşterek bir yatırım projesi imzalandığı ve buna göre kurulacak olan yeni bir doğalgaz boru hattının, İran gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacağı belirtiliy

Panama Belgeleri: Hayyam Bey'in cenneti

Panama belgelerine göre Hayyam Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan önce Niue’de bir şirket kurdu. Yaptığı açıklamada “Niue’nun adını bile duymadım” dedi. Panama belgelerinde, Türkiye tarihinin en büyük banka batırma olayına imzasını atan Hayyam Garipoğlu’nun da dört off-shore şirketi ile yer aldığı ortaya çıktı. Belgelere göre Garipoğlu’nun, Sümerbank davasında adı geçen Olsten Marketing Co Ltd’nin yanı sıra üç ayrı off-shore şirketi daha var. Bu şirketlerden biri Olsten Marketing’in kapatılmasından hemen sonra kurulan Niue merkezli Unitrade International Ltd olsa da Garipoğlu, Niue’nun neresi olduğunu dahi bilmediğini ifade ederek bu şirketin kendisine ait olduğunu yalanladı. Olsten, Mossfon müşterisi Sümerbank ile ilgili dava dosyasına göre Garipoğlu, Sümerbank’a el konulmadan bir gün önce, kendisine ait olan Romania International Bank’a 8 milyon dolar transfer etti, buradan da yine kendi paravan şirketi Olsten Marketing’in hesabına aktardı. Panama belgelerine göre

#ParadisePapers: Off-shore biraderler

Berat ve Serhat Albayrak’ın Çalık Holding’de yönetici olduğu dönemde holdinge bağlı çok sayıda off-shore şirketi kurulmuş. Serhat Albayrak bu şirketlerden birinin bizzat direktörü. Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının off-shore bağlantılarını ortaya çıkaran Paradise Papers’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın da ismi geçiyor. Serhat Albayrak, belgelere göre Malta’da bir off-shore şirketle bağlantılı görünüyor. Frocks International Trading Ltd adlı şirkette Albayrak’ın yanı sıra Çalık Holding çalışanları Mehmet Gökdemir, Murat Tarı ve Şafak Karaaslan şirket yetkilileri arasında bulunuyor. Murat Tarı 2000-2005 yılları arasında Çalık Holding’de genel müdür olarak görev yaptı. Mehmet Gökdemir Çalık Holding’e bağlı GAP Tekstil yönetim kurulu üyesi, Şafak Karaaslan Çalık Holding’in dış ilişkiler sorumlusu. Serhat Albayrak da söz konusu dönemde Çalık Holding genel müdürlüğünü yürütüyordu.